ÇEKÜL Vakfı şehirlerin kültürel mirasının korunmasına dair şemayı “Kale-mahalle-çarşı” olarak önerir, şehrimizde “kale” ve “çarşı” çalışıldı az ya da çok, mahalle boyutunda henüz randıman yok…

“Mahalle” çalışalım gelin.

Eski camlar bardak oldu gerçi…

Kadim mahalle diyeceklerimiz çoktan “sokak” kaldı.

Mahalle niyetine…

Sokak çalışalım.

Bütüne giden yolun kalbi “sokak”…

“Tümevarım”.

“Sokak çalışıldı” denecektir illa ki…

“Çalışılmadı”.

Vakıf’taki “cephe iyileştirmesi” muhteşem…

Ama “sokak” değil, “cadde” o, madalyonun arka yüzünden ne haber?

Gerçi…

“Cadde” ekseninde “cephe iyileştirmesi” için dahi ne emek harcandığını “ben bilirim”.

(Mülk sahiplerine anlata kadar göbek çatladı…

Bilabedel onarımı kabul etmeyince etmiyor insan.

Valinin sözü geçmedi de kimi zaman…

Araya belediye başkanı girdi.)

Not: “Çalışalım” derken…

“Cephe iyileştirme” ötesinde, sokağın tüm hatları ile kültürel dokusunun çalışılması ve elbette “kültür yayını” ile desteklenmesini ifade ediyorum, önceki deneyimlere göre daha emekli.

Sokak iyileştirme…

Kitaplaştırma.

“Batı cephesi”…

“Doğu Cephesi”.

“Tevser”…

Kadim yerleşim.

“Kültürel mirasın korunması” yolunda adını duymadım henüz…

Zamanı gelmedi mi?

Aslına bakarsanız…

Öncelik kitabının yazılmasında.

“Vakıf”…

Cephe iyileştirildi de, kale etekleri ne halde, kale ne halde diğer yandan “doğal risk” anlamında?

(Kale çevresi başta olmak üzere tarihi alanların rezerv alana tahliyesi yapılacak…

Ne zaman?

“Hiçbir zaman” da…

Bir zaman vaadi.)

Doğu cephesinde…

“Bayır mahalle” ve “Aycılar”.

Kültürel mirasın korunması illa “asırlar öncesi” ile sınırlı değil…

1950’lerdeki “mimari” misal, üzerinde inceleme yapılmayı ve korunmayı hak etmiyor mu, illa “bey konağı” mı olacak üzerine titremek için?

“Yoksul halk mimarisi” diye bir kavram yok mu?..

Yoksa da bir deli kuyuya taş attı işte.

“Bayır Mahalle”…

“Çok kültürlü” demografisi hala yayımlanmayı bekliyor.

(Ne diye taktım bu dört sokağa…

İzleri var hayatımda.

Hepsinde yaşanmışlarım…

Dizlerimde yaraları var.

“Kastamonu” denince…

Tevser’dir, Aycılar’dır, Bayır Mahalle’dir, Vakıf’dır.

Şehrimizin peyderpey yaşadığı erozyon sonucu…

Bugün esamaleri kalmadı.

Çayboyu sizin olsun…

Kuzeykent’te hiç gözüm yok.

Banliyöleriniz de…

Sayfiyeleriniz de.

Hepsi hikaye…

Hepsini “sonradan gördük”.

İlk gördüklerimizden bahsedin…

Kökümüzden.

“Atlanbaç çocuğu” olmak…

Yeter nam için.