Pazar akşamı Kuzeykent çıkışından Daday Yolu’na girdik, sanırsınız karşı istikametten “yüksek hızlı tren” geliyor, nasıl bir taşıt katarı…

Bir tanesi hatalı sollama yapsa “gittik”.

Hatırlatmaya gerek yok sanırım…

“Gidiş-geliş” sınırları sadece ortadaki kireç çizgi ile belirlenmiş, ufku sınırlı, kalubeladan kalma “tek porsiyon” karayolu.

E bizim arkamız da taşıt katarı…

Biz de olduk mu sana yüksek hızlı trenin şoför mahalli.

Koltuk üstünde değil…

Adeta diken üstünde otura otura.

Arkadaki “selektör, selektör, selektör”…

Nereye yetişiyorsun birader?

“Azrail”…

Hemen karşıda.

Zor bela…

Sağa saptık da çok ilerlemeden derin bir nefes girdi ciğerlerimize.

Dönüşü var bir de…

Üstelik zifiri karanlıkta.

Sapaktan yola çıkacağız çıkmasına da…

Her iki istikamette de yüksek hızlı trenler seyrüseferde.

Bekle…

Hasta bu kadar beklememiştir son nefesi.

Daday istikametinden gelen ışık huzmesi kesilir gibi olsa…

Kastamonu istikameti “ışık ışık”.

Allah’ım sen yardım et…

Nasıl çıkacağız biz “anayola”.

Nasıl bir karanlık…

Ay dolandı nereye gitti?

Pilot sola baktı…

Copilot sağa.

İşbirliği ile anca…

Göl’ü Kastamonu’ya bağlayan devlet karayoluna çıktık.

Şehrin ışıkları görününce gökdelenler mahallinde…

Koltuktaki kellemi alıp yerine taktım.

Çıkan aklımı…

Geri soktum.

(Özellikle hafta sonu akşamları çeşitli gerekçelerle Daday Yolu’nda her iki yönde trafik yoğunluğu oluyor…

Sayfiye coğrafyası oldu “oralar”.

Tarım arazileri…

“Villa”.

Dünyanın en tehlikeli karayolları listesinde…

Daday Yolu derece yapar.

Yol kötü…

“Kafalar iyi”.

“Trafik kazası” deniyor da Daday Yolu’ndaki “çarpışmalara”…

“Kaza” değil, bildiğiniz “harp”, “yol muharebesi”.

“Duble” siparişi verilmiş yolun…

Çalışma var mı var?

Hangi vakte tamamlanır?..

Kaç can gider bu arada?) 

Not: “Uyum” gereği…

Okul öncesi ve “mini mini birler” ders başı yaptı dün.

Eğitim ve öğretim sistemimiz…

“Altyapı” (mekan, araç gereç, sair donanım) ve “üstyapı” (öğretmen, idareci, kamuoyu) olarak ne oranda hazır yeni sezona.

Gömleğinin üstten iki düğmesi açık okul müdürü gördüm maarif müdürlüğü web sitesinde…

“Tatil modu” sürüyor anlaşılan.

Müdürü öyle olursa…

Öğretmene ne diyeyim?

Okulun dış cephesinde “iki sıva” dökülmüş…

Maarif yıllarca tamir edememiş.

“2018’den bu yana” diyor idareci…

Görüntüler sosyal medyada var.

Maarif müdürlüğü idarecilerinin koltuklarının altında kaç karpuz var biliyoruz…

Okul duvarına sıra mı geliyor?