Tam elden gitti gitmişken bu toprak yeniden nasıl vatan oldu haberimiz var mı, pek yok, üzerine elli çeşit komplo hikayeleri yapanlar caba…
“Büyük fotoğraf” varmış bizim görmediğimiz.

Eline “Nutuk” almayan bir “cehalet” ile nasıl mücadele edileceğini bilen var mı?..
İcat olmadı daha.

(“Cahil ile etme sohbet”…
Bırak kükresin.)

19 Mayıs 1919…
Türk Ordusu’nun durumu neydi?

Trakya, Anadolu, elde nereler kalmışsa…
Nerelerde asayiş berkemal idi?

Anlatıyor Nutuk’ta Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
“Umumi durumu tespit için ordu birliklerinin nerelerde ve ne halde olduklarını belirtmek isterim.”

Kısaca izah edeyim Nutuk’taki sayfadan…
İki ordu komutanlığı vardı sadece, Mondros ile birlikte ordu birliklerindeki savaşçı unsurlar terhis edilmişti, silah ve cephanesi elinden alınmıştı, savaş gücü kalmamıştı.

Yani…
“Ordu” vardı ama “asker” yoktu.

Askersiz ordu olur mu?..
Olmuştu.

Okuyalım…
“3’üncü Ordu Müfettişliği ki, müfettişi ben idim, karargahımla Samsun’a çıkmış bulunuyorum. Doğrudan doğruya emrim altında iki kolordu bulunmaktaydı. Biri, merkezi Sivas’ta bulunan 3’üncü Kolordu (komutanı, beraberimde getirdiğim Albay Refet Bey.) Bu kolorduya bağlı bir tümenin (5’inci Kafkas Tümeni) merkezi Amasya’da, diğer tümenin (15’inci Tümen) merkezi Samsun’daydı. Diğeri, merkezi Erzurum’da bulunan 15’inci Kolordu idi. Komutanı Kazım Karabekir Paşa idi. Tümenlerden birinin (9’uncu Tümen) merkezi Erzurum’da, komutanı Rüştü Bey, diğerinin (3’üncü Tümen) merkezi Trabzon’da, komutanı Yarbay Halit Bey idi. Halit Bey, İstanbul’a çağrılmış olduğundan komutan çekilerek Bayburt’ta gizlenmiş; tümen, vekaletle idare olunuyordu. Kolordunun diğer iki tümeninden 12’nci Tümen Hasankale doğusunda hudutta, 11’inci Tümen, Beyazıt’ta bulunuyordu. Diyarbakır bölgesinde bulunan iki tümenli 13’üncü Kolordu müstakildi. İstanbul’a tabi bulunuyordu. Bir tümeni (2’nci Tümen) Sirtt’te, diğer tümeni (5’inci Tümen) Mardin’deydi.”

“Nutuk” uzayıp gidiyor…
Her harfi ders cümlelerle.

Omzu apolet dolu üniformasını çıkardı Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Milletin sinesine emanet etti canını.

Savaşacak gücü olmayan bir ordudan…
Yedi düveli dize getiren orduya.

Millet ordusu…
Vatan kurdu.

Not: Ressam Aynur Kaplan…
“Zeynep’ten çok umutluyum” dedi.

“Ressam olur mu?” diye sordum…
“Ben o yıldıza dokundum” dedi.

“Bakar mısın Kastamonu konaklarını çalıştı resimlerinde” diye iki resmini gösterdi…
Yetenek yanı sıra “bilinç” de var.

“Zeynep Kulaksızoğlu”…
2013 Kastamonu doğumlu.

İlkokul 1’inci sınıftan itibaren resme ilgi duydu, ilk sergisini, 2’nci sınıftayken Ali Fuat Darende İlkokulu’nda açtı…
Öğretmeni Yeşim Yılık’ın emeği büyük.

Ressam Aynur Kaplan’ın kurslarına katılmaya başladı…
26 Kasım 2022’de düzenlenen “Kastamonu’yu Seviyorum, Resmediyorum” temalı resim çalıştayında “jüri özel ödülü” aldı.

“Atatürk ve İstiklal Yolu Resim Çalıştayı”…
Yurtdışından gelen ressamlarla tual paylaştı.

Zeynep’ler ülkemizin geleceği…
Tek umudumuz onlarda.

Sanat, bilim ve akıl ile…
Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın yıldız ülkelerinden biri haline getirecekler.

Ressam olma yolundan asla dönme Zeynep…
Örneklerin çoğalsın senin başarılarını gördükçe.

Not 2: Bir siyasi parti, devlet töreni haricinde neden Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk koyar, neden?..
Sonu gelmez ezber konuşmalara ne gerek var?

Devlet programı neyinize az geliyor?..
Neden ayırıyorsunuz milletten kendinizi?

Mustafa Afacan Köşe (1)-17

Mustafa Afacan Köşe (2)-17