Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) bir basın bildirisi yayımladı, kapı komşumuz Sinop’a dair, haberi tersten okuduğunuzda Kastamonu namına da bir haber aslında…

Bir taşla iki kuş anlayana.

Bugün tersten okuduğu satırlara…

Yarın dümdüz Kastamonu’yu yazdıracaklar var Allah’vere.

Halkıyla birlikte olanlar…

Halkın emeğinin yanında olanlar var.

Ahmet Arif’in “Karanfil Sokağı”…

Dövüşenler de var bu havalarda; el, ayak buz kesmiş, yürek cehennem; ümit, öfkeli ve mahzun; ümit, sapına kadar namuslu.”

“Sinop”…

Su ürünleri ekonomisinde Kastamonu’ya oranla fersah ileri güzergahlara kendini attı, KUZKA desteğiyle belli ki denizdeki yolu daha da hız kazanacak, yelkenleri hepten rüzgarla dolacak.

Kastamonu…

Sinop’u yakalayacak.

Ümit var en azından…

İrade kaya.

(KUZKA’nın haberinde Sinop'ta “Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi Pazar Çeşitlendirme Faaliyetleri” kapsamında su ürünleri üreticilerinin bir araya gelmesi ve İspanya’da su ürünleri sektöründe avcılık ve işleme alanlarında faaliyet Yurrita Group firması ile tedarik zincirini geliştirme çalışmaları kapsamında toplantı yapmaları anlatılıyor…

Muhteşem bir iş.

Malum…

KUZKA desteğiyle Sinop’ta su ürünleri alanında ciddi yatırıma imza atıldı, “Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti destekleriyle Sinop başta olmak üzere, Karadeniz bölgesindeki balıkçılık sektörünün gelişmesine katkı sağlaması amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında finanse edilen ‘Sinop'ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi’ Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı öncülüğünde yürütülüyor”, hayalleri gerçek eden bir proje.   

“10,5 milyon Avro” bütçe…

3 bin ton/yıl kapasiteli “Su Ürünleri İşleme, Şoklama ve Depolama Tesisi”.

Sinop yol alıyor…

Kastamonu da yol alacak.

AK PARTİ Milletvekili Fatma Serap Ekmekci’nin “TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonu” üyesi olması sayesinde İnebolu ve Merkez ilçede yapılan saha incelemeleri ve toplantılar…

Kastamonu’ya “su ürünleri ekonomisi” alanında adeta bir fener işlevi gördü.

İnebolu’da sektör paydaşları ile gerçekleşen toplantı…

“Yeniden” ve “yine” yelkenleri sarsılmaz bir irade ile açmaları yönünde deniz emekçilerine omuz verdi.

Kastamonu, “deniz” ve “iç su” kaynakları ile Karadeniz bölgesinin rekabette en önde yarışı tamamlayacak ili, farkında değildik…

Farkına vardık.

“Kastamonu, tarım ve hayvancılık ile orman ekonomilerine dayanır”…

Bu cümleye “su ürünleri” de eklenecek.

Elbette işbirliği ile…

“Emekçiler, kamu, meslek odaları, üniversite”.

(Üniversite masanın en zayıf ayağı…

Umarım farkındadır üniversite, su ürünleri ekonomisi yolunda, kurulu olduğu bölgeye destek vermesi gerektiğini.

Devam ederiz bu konuya…

İç parçalıyor.))

Not: Yerel yönetimler seçimi kapıda…

Yerel yönetimin başlangıcı “muhtarlık”.

Rast geliyorum kahvehanelerde…

Muhtar adaylarındaki “proceler” değme belediye başkan adaylarında yok.

İlla mevcut muhtar “yıkılacak”…

“Onarmak” kelimesi kazara girmiş olmalı lisanımıza.

Muhtarların “özlük” haklarının genişletilmesi önemli bir motivasyon elbette…

Belde “tabanca” da var.

Muhtarlar yahut muhtar adaylarının (ekseriyetle) kamuda “işçi” olarak çalıştıkları benim niye gözüme çarpıyor?..

Devlet görevi ile muhtarlığı bir arada götürebilmek epey fedakarlık gerektiriyor olsa, hem muhtar hem de kamu idaresi namına, toplumun geneli adına da!

Kamuda çalışan muhtarlar işyerine belde muhtarlık tabancı ile mi giderler?..

Merak ettiğim bir konu da bu.