Üniversite web sayfasında 17 Mart tarihli “Kastamonu Üniversitesi 19. Yılını Kutluyor” duyurusunu görünce “güldüm”, yıl tamam da, kuruluş günü “1 Mart” idi…
Kuruluşunu 17 gün sonra akla getiren üniversitemizin kurumsallığına selam ederim.
Üniversitenin şahsı kayıt tutmayınca Kastamonu halkının akla getirmemesine kabahat bulmanın alemi yok kuruluş yıl dönümünü…
Kurucu emeğe saygı da vefa da şükran da bu kadar burada.
“1 Mart 2006” tarihinde kuruldu Kastamonu Üniversitesi…
Yıllar yılının beklentisi, talebi, hedefi o gün hayalden gerçeğe döndü, aynı pakette kuruluşuna imza atılan diğer üniversitelerin layığı ile yıldönümü hassasiyetleri olup olmadığını bilmiyorum, “bizde” yok ayan beyan.
Geçmiş yıllarda akla geliyor muydu?...
Hafızamı hiç debertleyemem.
“1 Mart” gününü “atlamanın” mahcubiyeti ile sadece kuruluş yılı verilmiş üniversite bülteninde…
“Ayıp örtmek” de alkışı hak ediyor.
“Kurumsallaşma” denilen “haslet” evvela geçmiş ile geleceği bağlamakla mümkün olsa gerek…
Kurucu gün ve değerlere sahip çıkmak mesele.
1 Mart 2006’daki kurucu iradeyi, o tarihe kadar ilin tüm bileşenleri ile verdiği yıllara sari emeği, süreci doğrudan yönlendirenleri “”Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” cümlesi ile “geçiştirmek” nezaket mi?...
Genel “maslahat adabı” göz önüne alındığında buna da şükür!
(“1 Mart” unutuldu…
“31 Mart” es geçilmesin bari.
“Hacettepe Üniversitesine bağlı olarak Kastamonu ilinde Tıp Fakültesi kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı 31.03.2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi”…
Tıp Fakültesinin 18’inci kuruluş yıl dönümü.
Hacettepe Üniversitesi’nin o tarihte 13’üncü fakültesi olarak “Kastamonu’da” kuruldu…
Kastamonu bu sayede “2 üniversiteli il” oldu bir bakıma, 250 yataklı Devlet Hastanesi ve planlanan eğitim binaları hazır hale getirilene dek eğitimin Ankara’da Hacettepe Üniversitesi mekanlarında devam etmesi kararına varıldı.
“Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Dâhili Tıp Bilimleri Bölümü ve Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü” olmak üzere 3 bölüm bünyesinde 40 anabilim dalının kurulması Hacettepe Üniversitesi Senatosu’nca karara bağlandı…
Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesine 2007-2008 öğretim yılında ÖSS taban puanlarına göre Türkiye genelinde Türkçe eğitim veren tıp fakülteleri arasında 6. Sırada puan alan 21 öğrenci ile yola çıktı. Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi öğrencileri, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (Türkçe) öğrencileri ile aynı koşullarda (aynı amfilerde, aynı laboratuvarlarda, aynı öğretim üyelerinden) eğitim aldı.
Bir parantez açmakta fayda var…
2007 yılında YÖK, il nüfus sayımız nedeniyle Kastamonu Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi açılmasına izin vermiyordu, Hacettepe Üniversitesi’nin tercih edilmesinin “yasal” gerekçesi bu idi.
23 Temmuz 2015 günkü Bakanlar Kurulu kararı ile tıp fakültesi Hacettepe Üniversitesi’nden Kastamonu Üniversitesi’ne devredildi…
Öncesinde, 2 üniversite rektörünün devre dair anlaşması tam bir “oldu bitti” oldu, Kastamonu’nun “onayı” alınmadı.
Hoş kimse de ses çıkarmadı gök kubbeyi sallayacak desibelde…
Fakir misali birkaç “münafık” dışında.
Öyle ki demirbaş sayımı bile yapılmamıştı…
“Körü körüne”.
Hastane binası devralındıktan sonra da “korunmadı”…
Hırsızların yol geçen hanı oldu.
Kastamonu Tıp Fakültesi’nin en azından bu kadar kısa bir zaman diliminde Hacettepe Üniversitesi’nden Kastamonu Üniversitesi’ne devrinin “cümleten” yanlış olduğunu yazdım durdum…
“Heba edildi”.
Üniversitenin kuruluş gününü hatırlamayanlar…
31 Mart’ı mümkün değil ne hatırlarlar ne de kayda alırlar.)
(“Tıp fakültesi” mevzusunu ne diye uzattım?...
Söyleyeyim, bir zamanki hayalim(iz) Kastamonu’nun “4” üniversiteli il olmasıydı.
“Kastamonu Üniversitesi” yanı sıra “tıp, eczacılık, diş hekimliği, Ballıdağ” birimleri ile Hacettepe Üniversitesi, “Havacılık MYO” ile Türk Hava Kurumu Üniversitesi ve “vakıf üniversitesi”…
İmkansız değildi.
En azında “devrimcilik” o vakit buydu…
“Kastamonu’da 4 üniversite”.
Geçmiş gazete arşivleri…
Kastamonu’nun mazisini net olarak gösteriyor.
Şükranla anıyorum cennet mekan Vali Mustafa Kara’yı…
“Vakıf üniversitesi” fikrini dile getirdiğinde henüz Kastamonu Üniversitesi emekliyordu, “çığır açmak” bu, “ayağa pas oynamak yerine topu koşu yoluna atmak” ya da.
2000’li yılların daha başında Kastamonu bunları konuşuyordu…
Fikri devrialem karnavalı gibiydi Kastamonu.
Bugün ise “monokültür” ikliminde adeta “fikri zapturapt” altındayız ne hazindir ki…
Düşünmüyoruz ama varız.)
