Eskiden her öğretim üyesinin, yazarın adıyla birlikte hatırlanan/anımsanan bir taç eserinin olduğu kabul edilirdi. Köprülü-Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ögel-Türk Mitolojisi, Sümer-Oğuzlar, Kaplan-Hikâye Tahlilleri, Yaşar Kemal-İnce Memed, Safa-9.Hariciye Koğuşu, Güntekin-Çalıkuşu gibi. Kastamonu Üniversitemizin değerli öğretim üyesi Araçlı hemşehrimiz Prof.Dr. Eyüp Akman, Allah sağlıklı uzun ömür versin, henüz genç denilebilecek bir yaştadır (d.1976) ama bizce akademik hayatının taç eserini yazmaya başlamış, yarısını da yayımlamıştır. “Âşık Fevzî Külliyâtı” diyebileceğimiz bu çalışmanın ilk eseri Âşık Fevzi’nin (1857-1917) otuz yılda (1877-1906) oluşturduğu Fusûl-ı Âşıkân/Âşıkların Fasılları Aralık 2024 ayında Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezince E-Kitap olarak yayımlanarak bilim dünyasının hizmetine sunulmuştur.

Kastamonulu İshakzade Hasan Fevzî, Fusûl-ı Âşıkân, bs.haz. Eyüp Akman, Ankara 2024, 861 s. AKDTYK AKM Yayını: 674. (E-Kitap)

Prof.Dr. Eyüp Akman, Kastamonu Üniversitesi öğretim üyelerinin öncelikle ille ilgili araştırmalar yapması gerektiğinin bilinciyle Kastamonulu halk şairleriyle ilgili çalışmalara önem verdi. Âşık Fevzî’nin, Meydanî’nin ortada olmayan, kaybolduğu sanılan eserlerinin peşine düştü. Bir hafiye gibi iz sürüp İstanbul’da, Zonguldak’ta Âşık Fevzî’nin torunlarına ulaşıp onları ikna etmeyi başardı. Üç yazmadan ilki ve en önemlisiyle ilgili çok sabır isteyen, yıpratıcı bir çalışmayı tamamladı. Boşuna taç eser demiyoruz. Çünkü, Âşık Fevzî’nin eserleri birçok cönk, şiir mecmuası gibi 40-100 varaktan, 80-200 sayfadan ibaret değildi. Sıkı durun, tam 226 varak yani 459 sayfadır ve içinde 1000’den fazla şiir bulunuyor. Her sayfayı dikkatle okumak, bilgisayara aktarmak, incelemek aylar, yıllar sürdü. Kastamonulu olmayan bir öğretim üyesi, öyle sanıyorum ki bu özen ve sabrı gösteremez, çalışkan bir araştırma görevlisine doktora tezi olarak verirdi.

Eserin baskıya hazırlama zorluğunun yanı sıra Klasik Türk Müziği, Divan Edebiyatı ve Halk Müziğiyle de ilgili yönlerinin bulunması da ilave bir emek, zahmet getirmiştir.

Prof.Dr. Eyüp Akman’ın Söz Başı yazısından kısaltarak aktardığımız aşağıdaki bilgileri okuyunca eserin değerini, önemini daha da iyi anlayacaksınız. Türk halk şairleri hakkında ilk önemli bilimsel araştırmaları yapan, Türk Saz Şairleri’nin yazarı üstat Ord.Prof.Dr. M. Fuad Köprülü Âşık Fevzi’yi tanımış, eserlerini incelemiş ve kitabında ona teşekkür etmiştir. Söz sırası Prof. Akman’da:

 “Fusûl-ı Âşıkân, âşıkların fasılları anlamında, Kastamonulu Âşık İshakzade Hasan Fevzî’nin 1877-1906 yılları arasında tertip ettiği bir şiir mecmuasıdır. Basılacak şekilde hazırlanmış, hatta kapak sayfası bile dizayn edilmişken basılamamıştır.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Âşık Fevzî’nin hayatı, eğitimi, tarikatı, eserleri ve şairliği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde; Fusûl-ı Âşıkân’ın nüsha tavsifi, dil ve muhteva özellikleri, eserde geçen âşık fasıllarının düzeni, şiirlerin makam ve besteleri, eserde adı geçen şairlerin yaşadığı yüzyıllar ve şiir sayıları hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümü şiir metinleri oluşturmaktadır. Hasan Fevzî, ilk 35 sayfaya bir fihrist koymuş, kapak sayfası ve “İfâde-i Mahsûsa” başlıklı ön sözden sonra şiir metinlerini altı bölüm hâlinde vermiştir. İlk üç bölüm âşık fasılları adını taşır. Diğer üç bölümde şairler gruplandırılarak şiirlerinden örnekler sıralanmıştır. Bu üç bölümün ilkinde Kastamonulu şairlerin şiirleri yer almıştır.

Fusûl-ı Âşıkân’da 553 şaire ait 503 müstakil şiir, 82 kıta, 598 beyit, 23 mısra olmak üzere toplam 1206 parça şiir (manzume) bulunmaktadır. Bu şiirlerden yaklaşık 200’ünün ihtiyatlı olmak kaydıyla başka bir yerde yayımlanmadığı kanaatindeyiz.

Metinler yeni Türk alfabesine aktarılırken transkripsiyon işaretlerinin hepsi kullanılmamış, şiirlerin vezinleri ve şiir numaraları tarafımızdan eklenmiştir.

Çalışmamızda metin tenkidi yapılmamıştır.

Her şiirin hangi besteyle okunduğunun yazılması bu mecmuayı güfte mecmularına benzetmektedir. Bu bakımdan güfte mecmuası araştırmacıları için de değerli bir eserdir.

Âşık Fevzî’nin 35 sayfalık fihristini içindekiler bölümü kabul edip yeni bir içindekiler bölümü oluşturmadık. Çalışmamızın sonuna eklediğimiz dizin sayesinde eserdeki şair adları, terimler çok rahat bulunabilmektedir.

Bu incelemeyle yıllardır kayıp olduğu söylenen Âşık Fevzî’nin bir eseri okuyucuyla buluştu. Fevzî’nin tertip ettiği başka bir şiir mecmuası üzerine Tarık Büyüm’ün hazırladığı yüksek lisans tezinden (2021) sonra Fevzî’nin ikinci eseri de gün ışığına çıkmıştır. Onun Hâtırât-ı Fevzî eseriyle diğer şiir mecmuası üzerindeki çalışmalarımız devam etmektedir.”

Prof.Dr. Eyüp Akman’ın baskıya hazırladığı Âşık Fevzî’nin en önemli eseri Fusûl-ı Âşıkân ve incelemesi şu bölümlerden oluşmaktadır:

Söz Başı

Giriş: Kastamonu Âşık Edebiyatına Genel Bir Bakış

I.Bölüm:

Âşık Fevzî’nin Hayatı, Eğitimi, Tarikatı, Şairliği

II.Bölüm:

Füsûl-ı Âşıkân’ın Nüsha, Dil ve İmla Özellikleri

Âşık Fevzî’nin Yararlandığı Kaynaklar

Fusûl-ı Âşıkân’ın Muhteva Özellikleri

Fusûl-ı Âşıkân’daki Şairlerin Yaşadıkları Yüzyıllar ve Şiir Sayıları

Fusûl-ı Âşıkân’daki Kastamonulu Şairler

Sonuç

III.Bölüm:

Fusûl-ı Âşıkân’ın Fihristi

Metin

Kaynaklar

Ekler

Dizin     

“Taç Eser” diye nitelendirdiğimiz bu çalışmayı bir köşe yazısı çerçevesinde değerlendirdiğimizde şu önemli sonuçlara ulaştığımızı söyleyebiliriz: (Bir edebiyat dergisi için geniş bir değerlendirme daha yazmak istiyoruz. Tabii sağ elimiz izin verdiği takdirde.)

XIX-XX.yüzyıl Kastamonulu halk şairlerinden Âşık Fevzî, medrese, dergâh ve rüştiyede iyi bir eğitim almış, küçük yaşlardan itibaren saz çalmayı, aruz ve hece ölçüsüyle şiir yazmayı/söylemeyi öğrenmiş, Âşık Kemalî’yi üstadı bilmiş, âşıklık geleneğine uygun şekilde uzun seyahatlere çıkmış, İstanbul’a gitmiş, büyük ihtimalle Köprülü ile görüşmüş; Gevherî, Erzurumlu Emrah, Gedâyî gibi bir şehir muhiti saz şairidir.

Saz şairliğinin yanı sıra, bir çeşit halk edebiyatı derleyicisidir. Beğendiği şairlerin şiirlerini halk-divan şairi ayrımı yapmaksızın şiir mecmualarında toplamış, bazı değerlendirmeler yapmak istemiştir. İstanbul âşıklarına ait olduğuna inandığımız üç âşık faslında icra edilen eserleri, makamlarıyla birlikte yazıya geçirmesi halk edebiyatımıza çok değerli bir belge kazandırmıştır.

Edebiyat araştırmacısı Hikmet Dizdaroğlu’nun Halk Şiirlerinde Türler kitabında ısrarla belirttiği “Halk/saz şiirinde her şiir, mutlaka bir ezgi eşliğinde söylenir.” görüşünü doğrulayan bir kaynak eserdir. Türk müziği uzmanlarına da hitap etmektedir.            

Birinci aşamada; Âşık Fevzî’ye ait dört yazma eserin yeni Türk alfabesine aktarılmış metinlerinin elde edilmesine çalışılmakta, şiirler üzerinde ayrıntılı değerlendirmeler külliyat sonrasına bırakılmaktadır. Çalışma bittiğinde Âşık Fevzî’nin şiirlerini de topluca görmek ve incelemek mümkün olacaktır.

Eser, Âşık Fevzî’nin hayatını da aydınlatmış, 300 yıllık bir aile seceresi ortaya konulmuştur. Prof.Dr.Eyüp Akman’ın ihtiyatlı bir anlatımla belirttiğine göre Fusûl-ı Âşıkân halk edebiyatımıza yaklaşık 200 bilinmeyen şiir kazandırmıştır. Bırakınız 200’ü 20 dahi önemlidir.

Sonuç olarak, Prof.Dr. Eyüp Akman’ın Kastamonu Üniversitesinden, Kastamonulu bilim insanlarından beklediğimiz hizmetlerinden birine başarıyla başladığını söyleyebiliriz. Fevzî’nin iki eseri üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Üniversitesi ve Kastamonulular onu ne kadar takdir etseler şükran borçlarını ödeyemezler. Niçin mi?  Üstadı Âşık Kemâlî’nin Ahmetdede Mezarlığı’ndaki mezarını kaybeden Kastamonu, çırağına acaba nasıl yaklaşacak? Onun da mezarı kayıp.

Bu bin sayfaya yakın eseri yayımlama cesaretini, fedakârlığını gösteren seçkin bilim kurumumuz AKDTYK AKM yöneticilerini kutlarken, Prof.Akman’a Allah’tan sağlıklı uzun bir ömür diliyoruz. Taç eser mutlaka tamamlanmalı. Kolay gelsin!