Sevgili okurlarımız, geçen hafta Kastamonu’da şehit edilen ve yerelde bağımlılıkla mücadelenin sembol isimlerinden olan polis memurumuz Ahmet Şahan’a ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ayrıca bu yüzyılın dünyadaki bağımsızlık mücadelesinin sembol halkı olan Filistinli kardeşlerimiz, Gazzelilerin verdiği mücadelede şehit düşen Hamas liderlerinden İsmail Haniye’ye ve tüm Gazzeli şehitlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim, mekânlarını, cennetinde peygamber efendimizle komşu eylesin.


YEREL KALKINMA VE ÜNİVERSİTELERİMİZ: BAZI TESPİTLER
“Binlerce kilometrelik bir yol ilk adımın atılmasıyla başlar.” (Lao Tzu)
2006 yılımdan sonra, ülkemizde dönemin hükümetinin aldığı bir kararla, her ile üniversite projesinin başlatmıştır. Devletimizin ilgili organları, bugüne kadar bu hususta akademiye önemli maddi ve manevi destekler vermişlerdir. Özellikle 2006 yılından sonra kurulan üniversitelerimizin önemli bir kısmı (Kastamonu Üniversitesi dâhil) nicelik olarak önemli bir gelişme kaydetmiştir. Aynı şeyi nitelik için ifade etmek zordur. Nicelik tarafı ihtiyaca ve bölgesel konuma göre önemli olabilir, fakat hem niceliğe hem de niteliğe odaklamış çalışmaların her zaman ve her kurumda ülkemizin ve yerelde de şehirlerimizin kalkınması noktasında önemli neticelerinin olacağına inanıyorum.

Kastamonu Üniversitesi’nin de 18 yıllık bir kariyeri var. Nicelik olarak önemli gelişme göstermiştir.
Üniversitemizde,15 fakülte, 3 enstitü, 2 yüksekokul, 13 meslek yüksekokulu ve 24 araştırma ve uygulama merkezi, 17 koordinatörlük, MERLAB (Merkezi Araştırma Laboratuvarı), Teknoloji Transfer Ofisi ve Teknokent bulunmaktadır. Eğitim-öğretim alan öğrenci sayısı 24 binden fazladır. Prof, Doç., Dr. Öğr. Üyesi, Öğr. Gör, Araş. Gör. ve uzmanlar dahil 900’den fazla akademisyen, 500’e yakın idari personel ve 250’den fazla daimi işçi görev yapmaktadır (Kaynak: https://www.kastamonu.edu.tr/index.php/tr/universitemiz-tr/hakkimizda-tr;  https://www.kastabil.gov.tr/veritablolari/kastamonu/egitim/kastamonu-universitesi-personel-durumu).


Üniversitelerimizin önemli bir kısmının nicel anlamda gelişmesini tamamladığına inanıyorum. Geçmişte Yükseköğretim Kurulu ve bazı üniversite yönetimlerince yapılan bazı stratejik ve ileriye dönük planlama hataları yüzünden bazı üniversitelerimizde fakülte, bölüm, MYO ve bölümleri noktasında sayının ve çeşitliliğin biraz abartıldığını da düşünüyorum.  Kastamonu üniversitesinde ve bazı üniversitelerimizde, geçmiş yıllarda öğrenci mezun etmiş fakat bugün öğrencisiz kalmış veya kapatılan ve halen kapanma ihtimali olan bölümler mevcuttur.


Üniversitelerimiz kurulurken ve gelişme süreçlerinde, bölgenin ve ilin sanayi, kültürel ve doğal zenginlikleri ve öğrencilerin beklentileri-tercihleri ile ilgili ihtiyaç vb stratejik çalışmaların yeterince yapılmadığını düşünüyorum ve bu nedenle açılan bazı birimler devlete gereksiz yük ve kaynak israfına neden olabilmektedir. Bu nedenle bundan sonraki süreçlerde, üniversitelerimizde niteliğe odaklanmak lazım.
Kastamonu Üniversitesi’nde 990 akademisyenimiz var ve bu sayı bir il ve onun üniversitesi için sayıca çok iyi bir insan kaynağıdır. Üniversitemize, 6 yıl önce ‘Ormancılık ve Tabiat Turizmi’ alanında ‘İhtisas Üniversitesi’ yetkisi verilmişti. Bu alanlarda, bölgesi için önemli projeler üretebilecek kapasiteye sahiptir. Bu kapasitenin yüksek bir verimle harekete geçirilmesi için; eğitim, araştırma ve üniversite-sanayi, üniversite-toplum, üniversite-kamu işbirliği ile ilgili çalışmaların yeterli düzeye ulaşması/ulaştırılması için yeni stratejiler geliştirilmesi lazım ve eğitim-öğretim ve araştırmalarda da niteliği artırma noktasında da daha yapmamız gereken çok iş olduğuna inanıyorum.
Şu an ülkemizde ve şehrimizde Ar-Ge harcamaları artmakla birlikte, üniversite sanayi işbirlikleri yeterince gelişmemiştir. Kastamonu’da sahip olduğu önemli ormancılık ve turizm potansiyeline rağmen bu alandaki potansiyel ekonomik bir değere yeterince dönüştürülmemiştir.
Kastamonu ilinde bulunan Küre ve Ilgaz dağları Türkiye'nin önemli endemik bitki alanları arasında yer almaktadır. Bitki çeşitliliği açısında çok zengin bir bölgedir. Sağlık Bakanlığı, son yıllarda ilaç sektörü ve yatırımcıların geleneksel bitkilerden tıbbi ürünler üretmeleri konusunda firmalara kolaylık sağlamaktadır. Endemik bitki türlerinden üretilen birçok ürün de alternatif tıbbi ürünler kapsamına alınmıştır ve bu konudaki araştırmalar teşvik edilmektedir ve Ekim 2018 tarihine kadar 26 ürüne ruhsat verilmiştir. Bu ürünler açısından zengin olan Kastamonu ormanları ve bitki örtüsündeki bu tür çeşitliliğin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yeterli düzeyde değildir.
2016 Yılında çıkarılan yönetmelikle, Türkiye’de üretimi yasal hale getirilen ve endüstrinin birçok alanında kullanılan, ülkemiz ekonomisine çok önemli katkıları olması beklenen kenevir tohumunu yetiştirebilecek 19 İl kapsamına Kastamonu da alınmıştır. Üniversitemiz bünyesinde, kenevir tohumu ve endemik bitkiler ilgili çalışmalara da bilimsel anlamda destek verecek bir “Biyoteknoloji Enstitüsü”nün ve bu enstitüye bağlı olarak araştırma yapabilecek araştırma merkezlerinin bugüne kurulamamış olmasını da bir eksiklik olarak değerlendiriyorum.


SONUÇ OLARAK
“Problemleri, onları üreten kafalarla çözemeyiz.”(E. Einstein)
Devletimizin ilgili kurumlarının üniversitelerimize verdiği desteklerin verimli kullanılması önemlidir Bu konuda verimliliği ve kaliteyi artırmaya yönelik bilimsel çalışmalar yapmak gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızız ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı” hedeflerimizin gerçekleştirilmesi, ülkemizin kalkınması için önemli olduğu gibi dünyada da adaletin tesisini, mazlum ve mağdur halkların yardımına koşacak güçlü bir Türkiye’nin tesisi için de şarttır.
Bu sürece önemli katkılar vermesi beklenen tüm üniversitelerimizin de nitelikli eğitim-öğretimin yanında, sorun üreten değil sorunlara çözüm üreten, dünyadaki bilimsel gelişmelere katkı yapan ve her alanda kalkınmanın lokomotifi olan üçüncü ve dördüncü nesil üniversiteler konumuna gelmesi herkesin ortak beklentisidir.
Kurumlarda yönetim anlayışı ve istihdamlarda ehliyet/liyakat esaslı görevlendirmeler sürdürülebilir kalkınmada ve verimlilikte en stratejik konulardır.
Devletimizin ve halkımızın, yükseköğretim kurumlarımızdan beklentileri çok fazladır. Gelecek haftaki yazımızda bu konudaki bazı önerilerimi paylaşacağım inşallah…
Selam, sevgi ve saygılarımla…
Prof. Dr. Zekeriya YERLİKAYA
İletişim: [email protected]