“Ah şu teknoloji. Teknoloji sayesinde kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi, bir düğmeye basarak her işimizi görmeyi öğrendik; ama basit bir sanatı unuttuk. ‘İnsan gibi’ yaşamayı.”

(Yavuz Bahadıroğlu)

MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ

‘Türkiye’de Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında, özellikle savunma sanayiinde büyük hamleler gerçekleştiriliyor. Bu gelişmeler, Türkiye’ye uluslararası rekabette hem ekonomik hem de güvenlik açasından büyük kazanımlar sağlıyor.

Eskiden, üniversitelerde üretilen bilimsel/teknik bilgi patentleştirilip ekonomik değere dönüştürülemezdi, araştırmalardan elde edilen ve ekonomik değere dönüştürülebilecek pek çok bilgi uluslararası dergilerde yayımlanırdı. 2010’lu yıllardan sonra bu anlayış ve uygulama kısmen değişti. Bilimsel araştırmalarla elde edilen bilgilerin, evrensel bilgiye katkı sunmasıyla birlikte, bu bilgilerin yaşam kalitesinin artırılmasına ve teknolojiye/üretime yansıtılmasına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır.

Günümüzde, özellikle üçüncü ve dördüncü nesil üniversiteler bir yandan yenilikçi teknolojilerin gelişmesine öncülük etmeye çalışırken, diğer yandan da bilimsel birikimin oluşmasında etkin rol oynuyorlar. Yükseköğretim kurumlarımızda kaliteyi artırıp üçüncü ve dördünce nesil üniversitelerimizin sayısını artırabilirsek hem Milli Teknoloji Hamlesinin verimliliğini artırmış oluruz hem de girişimlerin sürdürülebilir olmasını sağlamış oluruz.

Son 10-15 yılda, özellikle TUSAŞ, ASELSAN, HAVELSAN; BAYKAR SAVUNMA; OTOKAR vb kuruluşlarımız tarafından, savunma sanayi alalında gerçekleştirilen teknolojik hamleler tüm inşalarımızın göğsünü kabartıyor. Bu çalışmaları sürdürülebilir olması ve hem kalite hem de rekabet açısından daha da ileriye taşınması için ilgili kurumların işbirliği halinde çalışması önem arz etmektedir. Ayrıca Türkiye’deki en büyük yatırım alanlarından biri olan inşaat sektörüne yatırım yapan iş adamlarımızın da ileri teknolojik alanlara da yatırım yapmaya yönelmesi hem kendilerine hem de ülkemize büyük kazanımlar sağlayacaktır. Bu güzel gelişmelere engel olmak isteyen harici ve dâhili düşmanlara karşı da uyanık olup gerekli tedbirleri almamız gerekiyor.

DİJİTAL TEKNOLOJİLERİNİN ÖNEMİ

Dijital teknolojiler dijital verileri işlemek, depolamak, iletmek veya sunmak amacıyla kullanılan bilgisayarlar, akıllı telefon ve tabletler, internet, sosyal medya, robotik, sanal ve artırılmış gerçeklik, Yapay Zekâ/Artificial Intellegance (YZ/AI) ve Makine Öğrenimi/Machine Learning (MÖ/ML), e-ticaret, e-devlet vb. teknolojik araçlar ve sistemlerdir. Bu teknolojiler, gündelik yaşamdan iş dünyasına kadar pek çok alanda kullanılıyor. 

Günümüzde, sürdürülebilir bir kalkınma ve kurumlardaki verimliliğin artırılması için dijital teknolojilerini doğru ve verimli kullananlar her daim avantajlı konumda olacaklardır ve Endüstri 4.0 devrimine de daha hazırlıklı yakalanacaklardır. Bu teknolojinin tüm kurumlarda hizmet sunumunda daha fazla yer alması bir tercih olmaktan ziyade artık bir zorunluluk halini almıştır.

Türkiye’de, özellikle savunma sanayiinde gerçekleştirilen hamleler göğsümüzü kabartırken, tüm dünyada özellikle dijital teknolojiler ve bu teknolojilere bağlı olarak yapay zekâ alanında da baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor.

Savunma sanayi ve teknoloji alanındaki başarıları biyoteknoloji, dijital bilgi ve iletişim, enerji ve sağlık teknolojileri vb. ileri teknoloji alanlarına da taşımalıyız. Bundan sonraki dönemlerde, özellikle dijital bilgi teknolojileri alanı, Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz kapsamında birinci gündemimiz olmalıdır. Kurumlarda sadece dijital dönüşüm üzerine yoğluşmamalı aynı zamanda yerli ve milli dijital teknoloji uygulamalarının üretimine/yazılımına da yoğunlaşmalıyız. Bunu gerçekleştirmek için de T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (bağlı kurumlar TÜBİTAK, KOSGEB, Kalkınma Ajanları vb.) yükseköğretim kurumları (üniversiteler) ve özel sektörün ilgili birimleri arasındaki işbirliğini artırılmalıdır.

Bu alana da yatırım yapacak Baykar Savunma vb. işletmelerin, Rahmetli Özdemir Bayraktar, oğulları Selçuk ve Haluk Bayraktar’lar gibi idealist, başarılı ve vatansever bilim insanlarının/yatırımcıların ortaya çıkması da en büyük dileğimizdir. Elon Musk’ın Tesla Motors, SpaceX, OpenAI gibi ileri teknoloji şirketleri, Twitter (X) sosyal medya platformuna benzer yerli ve rekabetçi işletmelerimizin ortaya çıkaracak bir insan değerimizin ve altyapının ülkemizde de var olduğuna inanıyorum.

NETİCEDE

Hâlihazırda, Kapitalistlerin/Emperyalistlerin/Siyonistlerin kontrolünde olan ve bu teknolojilere hükmeden sistemin hedefi dünyadaki insanların refah artışına ve barışa hizmet değil, bilakis bu tür teknolojilerle köleleştirilmiş bir insan nesli yetiştirmek ve ülkeleri savaş ortamına sürüklemektir.

İnsan merkezli, daha yaşanabilir bir dünyayı hedefleyen ülkeler ve halklar bu konuda işbirliği yapmalıdır. İnsanı birilerine köleleştirmekten ziyade, o insana yaratanı ve kendisinin de yaratılmışların en şereflisi olduğunu hatırlatacak ve barışa hizmet edecek alternatif uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor. Bu hususta Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere de çok iş düşüyor.

Bu hususta, önemli başarılara imza atan Haluk Bayraktar şunları söylüyor: “Milli Teknoloji Hamlesi ile birlikte, “ülkesi ve insanlık için çalışan” “servetini değil katma değeri büyütme odaklı” “sermayeyi para olarak görmeyen” “en büyük kıymetin insan olduğunu bilen” girişimci ve sanayici de sahada yerini daha güçlü alacak.”.

(Kaynak: https://x.com/haluk/status/1158766096587087877 )

Bu teknolojilerin verimli kullanılması, zararlarından korunması ve doğru bir kariyer planlamasıyla bu alanda yetenekli gençlerimiz keşfedilmesi için yeni stratejiler geliştirmeliyiz. Bunu yapmak için okullarımızdaki eğitim programlarının da erken yaşlardan itibaren bu amaçlar ve kazanımlar doğrultusunda planlanması ve uygulanması gerekiyor.

Ülke olarak istersek, inanırsak ve çok çalışırsak başarırız… Yeter ki birbirimize güvenelim, birlikte hareket edelim, kaynaklarımızı verimli kullanalım, doğru bildiğimiz yolda yürüyelim ve dış güçlerin etkisinde hareket etmeyelim, sürdürülebilir bir kalkınmayı hedefleyelim ve tabi ki idealist, her şeye sadece madde penceresinden bakmayan mana penceresinden de bakan, ehliyetli/liyakatli ve vizyon sahibi insan değerimizden de yararlanmasını bilelim…

Unutmayalım,  dijital teknolojiler ve uygulamaları, toplum ve bireyler için daha iyi bir gelecek inşa etme yolunda en iyisini yapmamıza destek olacak yardımcı araçlardır. Geleceği şekillendirecek olan bu teknolojiyi hem madde hem de mana boyutuyla ele alıp, maddi ve manevi anlamda tüm insanlığın iyiliği için kullanabilmek adına el birliğiyle gayret göstermeliyiz. Bunu başarabilirsek ileri, yenilikçi teknolojik araçlarla daha güzel bir gelecek mümkün olabilecektir.

Bu düşüncelerdeki insanların, yatırımcı iş insanlarının, siyasetçilerin, bürokratların, ilim ve bilim insanlarının sayısının aratması temennisiyle…