“Başarılı olmak Nobel almak değil, ailenize, ülkenize ve insanlığa hizmet etmektir.”

(Prof. Dr. Aziz Sancar)

OSMALI DÖENMİNDEN GÜNÜMÜZE BİLİM VE TEKNİK MOTİVASYONU

13. Yüzyılın sonlarına doğru kurulan Osmanlı devleti döneminde de ilmî manada önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmenin en önemli nedeni ve motivasyon kaynağı İslam dini ve Osmanlıların dini yorumu olmuştur. Anadolu’da, Anadolu Selçuklular devrinden kalma birtakım kurum ve geleneklerin var olması ve özellikle devletin kurucusu Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi dönemlerinde İslam ülkelerinin çeşitli bölgelerinden birçok âlimin Anadolu’ya davet edilmiş olması ve bu yolda ciddi çalışmalar yapılarak Selçuklu devletinden gelen geleneğin devam ettirilmesi Osmanlı devleti dönemindeki bilimsel gelişmeler için bir diğer ilham ve motivasyon kaynağı olmuştur.

Osmanlı devletinde ilk medrese olan İznik medresesinin açıldığı Miladi 1330 tarihi, ciddi ve anlamlı bilimsel çalışmaların başladığı tarih olarak ifade edilebilir [1]. Bu gelişmelerin neticesinde “Anadolu’ya gelen âlimler naklî ilimlerin yanı sıra aklî ilimlerin de gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Bunların yanı sıra Osmanlı devleti, bölgede üstün siyasi ve ekonomik bir güç haline gelmeye başladığında bunun ilim, düşünce ve kültür ayağını ihmal etmemiş ve ikisi arasındaki dengeyi önemsemiştir.”[2]. Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki Ahîlik teşkilatı ve kültürü de bugünün kalite güvence sistemlerin ve toplam kalite yönetim sisteminin çekirdeğini oluşturmuş ve günümüzde uygulanan bu tür sistemlere adeta ilham kaynağı olmuştur [3].

15. yüzyıl ise, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemleri, Osmanlı bilim, teknik, sanat ve kültür tarihi açısından atılım dönemleri niteliğindedir. Buna karşılık 16. yüzyıl ise devletin en geniş sınırlara ulaştığı bir yüzyıl olmuştur. Buna bağlı olarak yönetim yapısı ve sosyal yapı, bilim ve sanat açısından tam anlamıyla doruğa ulaşılmıştır [2].

17. ve 18. yüzyıl ise Osmanlı devletinin bilimsel yönden batıyla arasının iyice açıldığı ve siyasi bakımdan gerilemeye başladığı bir dönemdir. Bu yüzyılın en önemli başarısı geç de olsa matbaanın kurulması olmuştur. 18. ve 19. yüzyıldan sonra Osmanlılar yenileşme hareketleriyle birlikte Batı’daki bilimsel çalışmaları takip etmişler ve bu çalışmaları Osmanlı Türkiye’sine ulaştırmaya çalışmışlardır [4].

Özellikle, 18. Yüzyıldan sonra Batı ülkelerinde bazı enerji kaynaklarının keşfine bağlı olarak sanayi alanında çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Ne yazık ki Osmanlı devletinin son dönemlerindeki ekonomik, sosyal, askeri ve siyasal sorunlar nedeniyle bu gelişmelere yeterince ayak uydurulamamıştır.

Osmanlı döneminde yetişmiş bazı önemli bilim insanları da şunlardır: Denizcilik ve harita alanında Piri Reis (1465/1470-1554); mimaride Mimar Sinan (1489-1588) ve Sedefkâr Mehmet Ağa (?-1618); tarih, coğrafya ve biyografide Kâtip Çelebi (1609-1657); havacılık ve fizik alanında Hezarfen Ahmed Çelebi (1609-1640); Matematik ve astronomi alanında Takiyüddin (1521-1585) gezi ve seyahat alanında Evliya Çelebi (1611-1682); matematik alanında Acluni (1676-1749); tarih alanında Ahmed-i Hani (1650-1707), sosyoloji ve astronomide Erzurumlu İbrahim Hakkı Bey (1703-1780); tıp alnında Mustafa Behçet Efendi (1774-1834) ve Hekim İsmail Paşa (1807-1880); arkeoloji alnında Osman Hamdi Bey (1842-1910) [5].

Cumhuriyet döneminde de birinci dünya savaşında önemli kayıplar vermiş ve ekonomik olarak daha da zayıflamış bir devletin devamında, bilimsel alanda, uzun süre bir duraklama dönemi yaşanmıştır. Özellikle 1950’li yıllardan sonra tarım ve sanayi de makinalaşma, yer üstü ve yeraltı enerji kaynaklarımızın keşfine yönelik yapılan bazı çalışmalar, 2000’li yıllardan sonra bilimsel araştırma kurumlarının sayısındaki artışa paralel olarak bu alandaki gelişmeler büyük ivme kazanmış ve bu gelişmeler İslam dünyasında adeta yeni bir uyanış için büyük bir umut vermektedir. ‘Gen Teknolojisi’ ve atom büyüklüğündeki çok çok küçük maddelerin teknolojisi anlamına gelen ‘Nanoteknoloji’, ‘İleri Uzay ve Savunma Teknolojileri’, ‘Yenilenebilir Enerji Kaynakları Teknolojileri’ ve  ‘Dijital/Yapay Zeka Teknolojileri’ Türkiye’de ve İslam dünyasında göze çarpan ve üzerinde yoğun olarak çalışılan ‘Yirmi Birinci Yüzyılın Teknolojileri’ olarak göze çarpmaktadır. Türkiye’deki TUSAŞ, ASELSAN, HAVELSAN, BAYKAR SAVUNMA, OTOKAR, Toog vb kuruluşlardaki Ar-Ge, üretim vb. çalışmalar da dikkat çekmektedir.

Cumhuriyet döneminde ülkemizde yetişmiş bazı önemli bilim insanlarımız şunlardır: Matematik alanında Cahit Arf, fizik ve astronomi alanında Feza Gürsey, tarih alanında Halil İnalcık, kuantum fiziği ve kimya alanında Oktay Sinanoğlu, yüksek enerji fiziği alanında Engin Arık, nükleer enerji ve fizik alanında Ahmet Yüksel Özemre, İslam bilim tarihi alanında Fuat Sezgin, toplum bilimleri alanında Şerif Mardin, biyoloji ve tıp bilimleri alanında Hulusi Behçet, Aziz Sancar, Gazi Yaşargil, Aykut Özdarendeli, Uğur Şahin ve Özlem Türeci [5].

SONUÇ

Bu yazı dizisinde, delilleriyle de gösterildiği gibi, İslam inancının bilimle çatışması söz konusu değildir, aksine bilimsel araştırmaları teşvik etmektedir.

 Osmanlı devletinin son döneminden 20. Yüzyılın sonlarına kadar, İslam dünyasında bilim ve teknoloji alanında istenen gelişmelerin sağlanamamasının birçok nedeni vardır. En önemli nedenlerde birisi, İslami bir kültüre sahip olan toplumlar bu inancı ve kültürü hakkıyla yaşayamaması ve siyasi olarak da zayıflayınca, bu inanç ve kültürden uzaklaşmalarıdır. Ayrıca dönemin şartlarına bağlı zayıflayan siyasi otorite de bu çalışmaları yapan bilim insanlarını teşvik etmekte ve/veya omlara sahip çıkmakta yetersiz kalmıştır.

Tarihinde, gittiği her yere adaletle hükmetmiş, mazlum ve mağdurların yanında olmuş, fethettiği toprakları sömürmemiş, aksine hizmet götürmüş, insanların gönlünü fethetmiş bir ecdadın torunlarıyız.

Hedefi barış, selamet ve kurtuluş olan İslam medeniyet anlayışını kendimize doğru ve tavizsiz bir şekilde rehber edinebilirsek, tekrar o şanlı günlere dönebiliriz.

KAYNAKLAR

[1]. Sezgin, F., İslam’da Bilim ve Teknik, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, 2008, Cilt 1.

https://sorularlaislamiyet.com/islamiyet-ile-bilim-birbirlerine-mani-midir-celisir-mi      

[2]. Karatop, B., Kubat, C., Ahîliğin Türk Kalite Yönetim Sistemine Etkisi, Akademik İncelemeler Dergisi, Cilt: 13, Sayı: , S. 351-368, (Nisan 2018).

[3]. Yerinde, A., Kur’ân-ı Kerim’e Göre Bilimsel Düşüncenin Temelleri, Ağrı İslâmi İlimler Dergisi (AGİİD), 2018 (2), 17-28.

[4].

http://osmanli.site/osmanli-devleti/bilim-teknoloji-ilim-ve-teknik/osmanli-turk-musluman-bilim-adamlari-listesi/

[5]. ÖZARSLAN , S., İslam Düşüncesi Ve Müslüman Bilim İnsanları, Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(15), 33-46, (Güz 2019).