Direnişin, Umudun Sembolü Gazze Ve Ezber Bozan Gazzeliler

“Siyonizm bir timsaha benzer. Bu timsahın üst çenesi Amerika ise alt çenesi Avrupa Birliği'dir. Beyni Siyonizm, gövdesi ise işbirlikçilerdir."
(Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN)

1948 Yılında, Siyonist İsrail devletinin kuruluşundan beri Filistin’de devam eden bir işgal ve soykırım var. 7 Ekim 2023’ten bu yana bu soykırım, son bir yıldır aralıksız devam ediyor.

Bu dönem, dünyada barış, vicdan, merhamet, huzur, mutluluk ve özgürlük vb. tüm güzelliklerin Siyonistler ve Emperyalistler tarafından yok edilmeye çalışıldığı bir dönem oldu.

Tek hedefleri tüm dünyaya hâkim olma ve bu dünyayı kendi inanç ve kültürleri doğrultusunda şekillendirmektir. Bunu da 150-200 yıldır şu şekilde gerçekleştiriyorlar:

-        Kurdukları terör örgütleriyle o ülkelerde kaos ve istikrarsızlık oluşturarak…

-        Dünya finans sitemini ele geçirerek/yönlendirerek, birçok ülkenin yerüstü ve yeraltı kaynaklarını sömürerek, o ülkelerde eğitim, kültür, ticari ve finans sistemini kendi amaçlarına hizmet edecek şekilde planlayıp hayata geçirerek…

-        Kurdukları dernekler, vakıflar ve illegal yapılar üzerinden ülkelerin içine sızarak, o ülkelerin yönetimini, siyasetini, medyasını, akademisini, istihbaratını, askeri/savunma sistemini, iş dünyasını ve bürokrasisini kendi amaçları doğrultusunda şekillendirerek…

-        Gelişmemiş ve bizim ülkemiz gibi gelişmekte olana ülkelerden kendi ülkelerine doğru beyin göçünü teşvik ederek (burs, istihdam vb. imkânlar sunarak)… Bu insanların, insanlık yararına yaptığı bazı teknolojik ve bilimsel araştırma sonuçlarını da bazen insanlığın zararına, amacı dışında kullandılar (atomun parçalanması neticesinde ortaya çıkan muazzam nükleer enerjinin silah/atom bombası olarak kullanılması, dijital teknolojinin en son ürünü olan yapay zekâ uygulamalarını kullanarak askeri alanda katliamlar yapmaları vb. sonuçlar).

GAZZE’DEKİ YIKIMLARA VE KATLİAMLARA DAİR BAZI İSTATİSTİKLER

7 Ekim 2023/7 Ekim 2024 arasında, güvenilir medya organlarında yer alan bazı istatistikler:

-        41.870 kişi katledildi (17.000’i çocuk, 11.3782 kadın; 171 bebek yaşama imkânı bulamadan öldü; 26 bine yakın çocuk ailesini kaybetti; 902 aile nüfustan silindi).

-        Gazze’ye Hiroşima’nın 4,7 katı kadar bomba atıldı (katil İsrail, 1 yılda 85 bin ton tpatlayıcı kullandı; birçok saldırıda kimyasal silahlar kullandı; 150 bin konut tamamen, 200 bini kısmen yıkıldı; 34 hastane ile 80 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı; okul binalarının %93’ü tamamen veya kısmen yıkıldı).

Kaynak: https://x.com/trthaber/status/1843236715949166680/photo/2

Gazzeliler, bu direnişleriyle ve çektikleri bu acılarla, kendilerini medeni olarak tanıtan ülkelerle ilgili yalanların ve yanlış bilgilendirmelerin ortaya çıkmasına vesile olup adeta ezber bozuyorlar. Tüm dünyada benzeri görülmemiş tepkiler veriliyor.  

Gazzeliler, direnişileri ve imanlı, ihlaslı ve cesur duruşlarıyla rahmetli Sezai Karakoç'un şu sözünü hatırlatıyor:

“Müslüman, İslam’ı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.”

Ezber bozan Gazzelilerin bu direnişini ve duruşunu gören her dinden insan bu direnişe ve duruşa hayran kalıyor.

BU TERÖRİST DEVLETLER BİZE NASIL TANITILMIŞTI/ÖĞRETİLMİŞTİ?

Bu soykırımı yapanlar ve destek olan zalimler, kendilerinin oluşturduğu yazılı kaynaklarda kendi medeniyetlerini ve değerlerini  şöyle tanımlıyorlar:

  • İnsanlığa hizmet adına bilimi kendine rehber edinmiş ileri çağdaş Batı medeniyeti ve Batılı değerler… 
  • Avrupa insan hakları sözleşmesine bağlı, insan onurunu ve insan haklarını koruyan, hukukun üstünlüğünü savunan, demokrat, özgürlükçü devletler/toplumlar…

Maalesef tüm insanlık son bir asırdır bu tür yalanlarla aldatılmıştır…

Bir hocamız, bu durum ile ilgili şöyle bir tespitte bulunmuştu:

“Herkes için insan hakları diyen başta ABD (ve İngiltere-ZY) olmak üzere tüm Batı’yı temsil eden uygarlığın sahtekâr olduğu, Müslüman için ayırımcılığın (discrimination) meşru olduğu, “insan hakları” vb. kavramların sömürge düzeninin zeminini perçinlemeyi hedeflediğini Gazze açığa vurdu!” (Prof. Dr. Saffet Köse)

O HALDE, GAZZEDEKİ DİRENİŞİN UMUDA DÖNÜŞMESİ VE DÜNYA HALKLARININ SİYONİZM TEHLİKESİNDEN KURTULMASI İÇİN NELER YAPILMALI?

-        Dünyadaki vicdanlı, merhametli güzel insanlar bir araya gelip bu zalimlere karşı örgütlenmeliler. Bu zalimlere tepki gösteren devletlerin yöneticileri Filistin devletini tanımalı ve Birleşmiş Milletler gibi sahte örgütlerin misyonunun bittiğini ilan etmeliler ve gerekiyorsa yeni, adaletli yeni bir oluşum için gayret etmeliler.

-        Cumhurbaşkanımız Sayın R. T. Erdoğan’ın ifade ettiği “dünya beşten büyüktür” ifadesinden hareketle, bu tepkiyi somut bir eyleme/sonuca dönüştürmek için gayret edilmelidir.

-        Barış ve huzur içerisinde yaşamak isteyen toplumlar/devletler/bilim insanları bu katliamları yapan Siyonist ve Emperyalist ülkelere karşı işbirliklerini artırmalı, onlara hizmet edebilecek çalışmalardan, uygulamalardan kaçınmalılar, kendi toplumlarının kalkınması ve barışa hizmet edecek çalışmalara öncelik vermeliler.

-        Cehalet en büyük düşmanımızdır. Kadim medeniyetimizin ve kültürümüzün bize öğrettiği ve son bir asırdır unuttuğumuz/unutturulan değerlerimize sahip çıkmalıyız. Yeni nesillere bu değerleri öğretmemiz/yaşamamız/yaşatmamız gerekiyor.

-        Fakirlikle mücadele edip ekonomik olarak güçlenmeliyiz. Düşmanın silahıyla silahlanmalıyız. Bilim ve teknolojide en iyisini/kalitelisini yapmalıyız. İyi yetişmiş ehliyetli ve liyakatli insan değerimizden verimli bir şekilde yararlanmalıyız.

-        Güçlü bir ekonomik yapıya, güçlü bir askeri, savunma ve istihbarat sistemine sahip olan bir ülke konumuna gelmeliyiz. Son 15 yıldır ülkemizde, bu güçlerin bazı engellemelerine rağmen, özellikle savunma sanayi, teknoloji, askeri ve istihbarat alanlarında güzel gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmelere ivme kazandırmalıyız. İslam ülkeleri ve toplumlarının da aralarındaki ihtilafları bir tarafa koyup birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeleri gerekiyor. Mezhepçilik, dine/topluma hizmet iddiasında olan artniyetli insanlar ve sahte yapılanmalara karşı uyanık olunmalı... Siyonistlerin ve Emperyalistlerin emellerine hizmet eden içimizdeki hainler ve kökü dışarıda olan kurum ve kuruluşların, bu birliği tesis etmenin önündeki en büyük engeller olduğu da unutulmamalıdır.

-        Türkiye olarak, tarihin yeniden bir öznesi ve İslam dünyasının yeniden umudu olmak istiyorsak her alanda en iyisini yapıp her alanda güçlenmek zorundayız.

Hepimiz imtihandayız ve iyilik yolunda seferle sorumluyuz.

Rabbim, dünyanın her yerinde zulüm gören kardeşlerimizin yardımcısı olsun, zalimleri de kahhar sıfatıyla kahru perişan eylesin…