Sonbahar memleket olsaydı, başkenti Kastamonu olurdu…

Yine aylardan Eylül, mevsimlerden hazan,

Yani “Sonbahar” geldi.

Mevsimlerin şahı, şairlerin baş tacı, hüznün, hazanın zamanıdır artık. Ne demiş üstat Turgut Uyar;

"Ağustos toparlandı gitti işte.

Eylül'de gider bu gidişle…”

Kastamonu’da sonbaharın, eylülün gelişini anlatmak için ise ne şiir dizeleri, ne roman sayfaları yeter. Dağında, ovasında, denizinde, gölünde her an her renkle eşsiz bir sanat örneği verir, kimi zaman kimsenin fark etmediği yola savrulan bir çınar yaprağındadır, kimi zaman da dağ başında bir ağaçtır, Bazen de deniz kokan bir balık, Ilgaz kokan bir yeldir sonbahar. 

Kısaca bu coğrafya; her gün sonbahar kokulu bir şiirdir, bir romandır, bir türküdür. Dinlemeye, okumaya, doymaya ömrün yetmediği.

"Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim"

ckeles (4)Sıcakların hala sürdüğü yazdan kalan günlerin son demlerini yaşadığı bir zamanın adıdır “ Eylül”. Bu ayda bağ bozumu olur Tosya’da. Üzümler güneşte demlenmiş, Devrez’in soğuk suyuyla yıkanmıştır.

Sonbahardır mevsimlerden ve Eylül’dür aylardan.

Yukarı kayı köyünden yeşil vadiye doğru baktıkça yeşilliklerin arasında sararmış yapraklar artık tek tük görünür, kirenlerin kırmızısı uzaktan belli eder kendini. Ötede beride kuşburnular, acı elmalar, ahlatlar, ala erikler, böğürtlenler, sadece köylüler için değil yaban kuşları ve çeşitli hayvanlar için de kışlık yiyecek olarak hazırlanmıştır.

Eylül bu, belli olmaz hiç havası. Bir bakmışsın gündüzü ağustosla yarışır sıcakta, geceleri ise soba yakmadan durulmaz.

Bir demli çaydır sonbahar ve çayın demini alması için iyice ısınması kaynaması gerekir. Ağır ağır usul usul demlenirse sonbaharın tadına doyum olmaz. Ama bazen beklersin uzaktaki yâri, yareni, dostu bekler gibi. Gözün ağaçların yapraklarında, karaçomağın kenarındaki çınarlarda olur.

Sonra bir gece Ilgaz’ın tepesinde bir yel eser, indirir tüm yaprakları yere, sararmadan karartır yakar yaprakları. Bakakalırsın giden sevgilinin ardından bakar gibi.

 Eylüldür, yaktığı kadar söndürür de, arada bir yağmur dökülür. Üşür yapraklar, üşür ağaçlar, üşür sonbahar…
 Eskiler bu mevsimde yağan yağmura;

-“kanlıca tohumudur” yağsın mübarek derlermiş.

Dedik ya “eylül” dür, sonbahar ilk adımını atmıştır artık. Bundan sonrası göz kapayıncaya kadar gelir geçer.

Sonbaharın ilk durağı bizim memlekette bellidir. Ilgaz ve yaralıgöz’ün zirvelerinde başlar misafirliği. Bizim dağların zirvelerinde ağaç yoktur sadece yaban çiçekleri açar.

Severim her birini, kısacık yaz mevsimini beklerler sabırla, sonra hepsi birden coşar rengârenk boyar zirveleri.

Onlar da bilir ki kısacıktır yaz mevsimi ve artık mevsim sonbahardır. Aceleyle tohuma durur çiçekleri, solar yaprakları.

ckeles (9)Sonbaharın çok sürmez misafirliği zirvelerde. Usul usul iner aşağılara, Tüfekçi köyü, Bostan köyü, Mamatlar derken Azdavay’ın, Şenpazar’ın dağlarından aşağılara doğru Ilgaz’dan sonraki durağı ise Küre dağlarıdır.

Artık sanatını icra etme zamanı gelmiştir.

Elinde fırça ile bir bir meşeler, kayınlar başta olmak üzere yapraklı tüm ağaçları tek tek boyar. Kırmızılar, sarılar kahverengiler ille de kızıllar. Bir yaprak yangınıdır bu mevsimde İsfendiyar dağları.

Karadeniz durun der, unuttunuz mu beni, benim de sonbaharım var.

ckeles (1)Palamut ile başlar sonbahar balıklarının geçidi, sonra istavritle devam eder taa ki kulağına kar suyu kaçan hamsiyi buluncaya kadar.
Dalgalarında taşır gemicilerin sonbahar türkülerini, kıyılarında her daim yeşil defnelerin, mumgile/kocayemişlerin renklerini sunar ikram diye sonbaharda ziyaretine gelenlere.

İnsan ömrü de tıpkı mevsimler gibi değil midir? Çocukluk ilkbahar, gençlik yaz coşkusu, olgunluk döneminin adı da sonbahar olmalıdır.

Kış dediğimiz zaten biten bir yılı, bir ömrü anlatır.

Demlenmiş, iyi yaşanmış bir ömrün en güzel mevsimidir sonbahar.

Balıkçı şef için sonbahar; sararmış yapraklarıyla titrek kavakların, turnaların leyleklerin söylediği göç şarkılarıdır. Bir ayrılık rapsodisidir.

 Hoşça kal memleketim diyerek en son giderken söyledikleri zamansız vedalardır.  

Eylüldür, hazandır, hüzündür.
Benim adım sonbahar diyen herkesindir.

Öyle ise Attila İlhan’la merhaba diyelim Eylül’e, sonbahara.

“Oysa ben akşam olmuşum

Yapraklarım dökülüyor

Usul usul

            Adım sonbahar”

Cebrail Keleş-Balıkçı şef

ckeles (7)ckeles (8)ckeles (11)ckeles (10)ckeles (5)ckeles (6)ckeles (3)ckeles (2)