Kasaba (Gaşgaba) Mahmutbey Köyündeki Dünya Mirası, Unesco Dünya Mirası Listesindeki Ahşap Şaheseri, Kasaba Mahmutbey Cami…
“Bir ülkeye ait özellikleri yansıtan sanat, halk dansları, edebiyat mimari, dil, gelenek vb gibi unsurlar o ülkenin kültürünü kimliğini oluşturmaktadır. Kültürel kimliği oluşturan bu varlıklar o ülkenin diğer ülkeler karşısındaki farklılığını ve kimliğini belgeleyen en güzel miraslardır.
Dr. Zekeriya BİNGÖL
Bazı memleketler vardır, içinde yaşayanlar çok şanslıdır. Kastamonu da onlardan biri belki de en üst sıralarda yer alanlardan biridir.
Bizim memleket, Kastamonu ise “Dünya mirası” dediğimiz sadece bize değil tüm insanlığa ait birçok hazineyi barındırır. Kanyonlarımız, Küre dağlarındaki doğal güzelliklerimiz, endemik bitkilerle dolu coğrafyamız ve mitolojik hikâyelere konu olan Ilgaz’ımız, yüzlerce yıldır bozulmadan yaşanan yaşatılan sözlü, geleneksel kültürümüz, sanatımız, saymakla, yazmakla bitmez.
Hangisini anlatayım ki?
En yakınımızda olanlardan başlarsak, tüm dünyanın bildiği bizim de yeni yeni keşfettiğimiz bir dünya mirasımızdan bahsedelim. Biz Kastamonulular onu çivisiz cami diye biliriz. Merkeze yaklaşık 18 Km uzaklıkta ve yolu gayet güzel ulaşımda sıkıntısı yoktur.
Aslında buraya günde sabah öğle akşam şehirden minibüs kalksa, aracı olmayanlar da gelebilir diye düşünüyorum.
GAŞGABA/KASABA köyü…
Gelelim bu dünya mirasımızın olduğu yere nasıl gideceğimize.
Kastamonu’dan Daday yoluna çıkıp, Subaşını geçtikten sonra sağa dönerseniz birkaç dakikada Kasaba köyüne ulaşabilirsiniz.
Burası çok ilginç bir yerimiz ilk önce adı kasaba ama kendisi bir köy. İçinde birçok tarihi mirası barındıran doğa harikası bir yerleşim yeri, son zamanlarda şehrin kalabalığından, gürültüsünden kaçanların sığındığı bir liman, huzur dolu yeşil bir vadi halini almış.
650 yıl öncesinde bu topraklarda, Anadolu Selçuklu İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Kastamonu ve Sinop bölgesinde kurulmuş olan Candaroğulları Beyliği hüküm sürmekteydi. Bölgenin Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedildiği 1461 yılına kadar 179 yıl boyunca da egemenliğini sürdürmüştü.
Eski adı Gaşgaba olan “Kasaba Köy”ümüz, Çobanoğluları Beyliği'nin ilk yerleşim yeri olarak seçilen köyün adı ilk olarak kayıtlarda "Ilısu" olarak biliniyordu. 14.-17. yüzyılları arasında 25 bin civarında nüfusa sahip olan ve önemli bir yerleşim yeri olması nedeniyle "kasaba" olarak söylenmeye başlanmıştır.
Mahmutbey cami, Candaroğulları Beyliği döneminde 1366-1377 yılları arasında Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca Çobanoğulları döneminden kalan bir hamam kalıntısı da günümüze kadar ulaşmıştır.
Özellikle Adil Bey zamanında önemli bir yerleşim yeri olan köyde çok eskiden pazar kurulduğu bilinmektedir.
“Mahmutbey Cami’nin yanı sıra köy içinde bulunan kültür varlığı olarak tescilli Cami Hamamı (14. yüzyıl), Pazariçi Hamamı, ahşap konak ve konut gibi birçok yapı, tarihi mezar taşları, doğası ve tarihi geçmişi ile Kasaba Köyü, Mahmutbey Cami’nden bağımsız olarak kültür ve tabiat turizmi açısından potansiyeli yüksek olan bir yerleşim yeridir.”
KUZKA UNESCO Masasındaki proje…
“UNESCO; tarih boyunca, tüm kültürlerin ve medeniyetlerin ortak mirasını korumayı misyon edinmiştir. İnsanlık tarafından yaratılmış ve günümüze kadar ulaşmış ve gelecek nesillere aktarılmıştır. Kurum, üye devletlerin kültürel, doğal ve karma varlıklarını Geçici Liste ve Dünya Mirası Listesi'ne koyarak koruma altına alır.”
Şehrin hemen kıyısında bu kadar güzel doğası olan bir yer sadece eskilerin günümüzde de çok ilgi çekmektedir.
Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA)da şehrimizin bu turizm ve tarihsel değeri hakkında çok yönlü araştırmalar yaptırmış, raporlar, makaleler yayınlamıştır. Bu eşsiz eserin tüm dünyaya tanıtılması adına, özellikle UNESCO listesine girmesi için çalışmalar 2014 yılında başlatılmıştır.
Çok ilgi çekici tespitler ve araştırmalar var.
KUZKA; mirasın dünyaya mal olması, bilinmesi tanıtılması ve tescillenmesi için; Kastamonu Valiliği himayelerinde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) koordinasyonunda 2019 tarihinde şehrin UNESCO Dünya Mirası ve Programlarına yönelik çalışmalarını yürütmek ve koordine etmek üzere “UNESCO Masası” kurmakla işe başlar.
Masada; Kastamonu Valiliği İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü, Kastamonu Belediyesi, Kastamonu Üniversitesi, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı, Kastamonu İl Özel İdaresi, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kastamonu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü olmak üzere 8 farklı kurum temsilcisi vardır.
Mahmutbey Cami de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne 2014 yılında alınır.
UNESCO Miras Listesi Kıstasları çok kapsamlı ve katı kuralları vardır.Kasaba Mahmut bey camisi de bu kriterler açışından tek tek masaya yatırılıp incelenir.
-Üstün Evrensel Değer Gerekçesi…
Ahşap sütunlu ve çatılı camiler Anadolu Türk mimarisinin ender görülen türlerindendir. Orta Asya cami karakterini taşıyan Mahmutbey Camii, Anadolu'nun yaşam biçiminin aktarımını simgelemektedir.
-Orijinallik… Ahşap süslemeler iç mekânın tüm parçaları orijinal ve iyi durumda olan Mahmutbey Camii, ahşap oyma tekniği ve iç dekorasyon tarz açısı Türk Sanatı ve Mimarisi için bir başyapıt olarak kabul edilmektedir.
-Restorasyon…
Mahmutbey Caminin korunmasına yönelik konservasyon ve onarım çalışmaları da süreklilik göstermektedir. Yapının ilk onarımı 1852 yılında sürdürülür. Milli Eğitim Bakanlığı Müzeler Umum Müdürlüğü ve Türk Tarih Kurumu tarafından 1940'lı yıllarda bakım ve onarımı yapılmıştır.
1943 depreminde hasar alan minaresi, 1945 yılında yeniden inşa edilmiş ve çatı onarılmıştır.
1961-1962 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yıkılan minare yenilenmiştir.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Kastamonu İl Özel İdaresi'nin 1985–87 yıllarında katkılarıyla Cami’de yapılmıştır.
Dünya mirası camimiz tamam ama bir de hamam var restore edilmeyi bekleyen…
Candaroğulları Beyliği döneminde Mahmut Bey tarafından yaptırılan Camimiz artık koruma altında, dünya mirasına dâhil oldu. Yaz aylarında özellikle gelenler buraya hayran olup gidiyor.
Sadece cami değil bir de aynı dönemlerden kalma hamam kalıntısı var.
Restore edilecek olsa, buranın sadece bir cami olarak değil hamamı, doğal yapısı, mimarisiyle gelen ziyaretçilerin daha çok vakit geçireceği bir yer olacaktır.
Kasaba olarak anılan köyümüzde Pazar kuruluyormuş eskiden. Yine bu geleneği devam ettirsek köy pazarı kurulsa köyde gelen ziyaretçilerin dinleneceği birkaç otantik kafe, lokanta olsa. Safranbolu Yörük köyünde olduğu gibi burası da turizm adına ilimizin en kıymetli ve ekonomik alanlarından biri olacaktır.
Yıllardır buralara gelen, giden, çeken, yazan biri olarak öncelikle şunu söylemeyi bir borç sayarım.
Bizim bu tarihsel kıymetimizin farkına varan, çalışan, uğraşan tüm kurum kişi ve kuruluşlara bu “dünya” da yaşayan biri olarak “mirasıma” sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum.
8 Ağustos 2024- Kastamonu
Cebrail Keleş- Balıkçı Şef