Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2024-2028 dönemini kapsayan “Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi” dosyasında “yoksulluk” kelimesi “24” kez geçiyor, “yoksul” kelimesinden türeyen diğer eşleşmelerle toplam “40” ediyor, “287” sayfalık evrak içinde…

Az mı çok mu karar okurun.

“Yerel Kalkınma Hamlesi” ile yok edilmesi hedeflendiğinden besbelli…

“Yoksulluk” pek kaleme gelmemiş.

“Yoksulluk” üzerine “edebiyat” çok…

“Sendika ağaları” dahi “yoksulluk” rakamı vermekten imtina göstermiyorlar, üye “yoksul”, başkan “varsıl”.

Seneler senesi kıvamlı, jöleli, kaymaklı gelirleri cebe indirmiş envai partiden siyasetçi de “yoksullar” için ağlıyor…

Hüngür hüngürler.

Tahterevallinin yerle yeksan ucunda “yoksul” oturuyorsa…

Havadaki ucunda “varsıl” oturuyor.

Yoksulun görevi…

Varsılı taşımak.

Kader mi bu?...

Asla değil.

Kastamonu’daki “yoksulluk” konuşulacaksa…

Evvela Kastamonu’daki “varsıllık” masaya yatırılmalı.

Varsıllar yoksulların beceremediği hangi icadı yaptı?...

Yarışta nasıl öne geçtiler fersah fersah?

Kaç fabrika kurdular?...

İnovasyon mucidi mi oldular?

Herkes şapkasını önüne koysun…

Kel gözüksün.

(“BGUS” belgesinden okuyalım…

“Dengesiz gelir dağılımı, yoksulluk ve fırsat eşitsizlikleri küresel düzeyde sorun olmaya devam etmektedir. 2022 yılı verilerine göre dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi toplam servetin yüzde 44,5’ine sahiptir. Dünyada yetişkin insan nüfusunun yüzde 53’üne tekabül eden 2,8 milyar kişinin fert başına 10 bin doların altında serveti bulunmaktadır ve bu kesim küresel servetin ancak yüzde 1,2’si oranında pay almaktadır. Küresel servetin yüzde 56’sına Kuzey Amerika ve Avrupa ülkeleri sahip iken Hindistan, Latin Amerika ve Afrika ülkeleri toplam servetin yalnızca 8’i oranında pay almıştır”.

“Yalan dünya” budur işte…

“Yüzde 1” varsılın servetine ancak dünyanın geri kalan nüfusunun serveti kafa kafaya gelebiliyor.

Savaşlar neden bitmiyor?...

Yüzde 1’in serveti yerli yerinde dursun diye.

Türkiye’de durum nedir?...

“Ancak, son 15 yıllık dönemde Türkiye’de göreli yoksulluk oranı azalmıştır. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri medyan değerinin yüzde 60’ına göre hesaplanan göreli yoksulluk oranı 2006 yılında yüzde 25,4 iken, 2022 yılında yüzde 21,6’ya gerilemiştir. Bu dönemde, sosyal yardım harcamalarının GSYH’ye oranı yüzde 1 düzeyinden yüzde 1,29’a yükselmiştir. 2021 yılı itibarıyla, sosyal yardım hizmeti veren kamu kuruluşları tarafından toplam 93,7 milyar TL tutarında sosyal yardım harcaması yapılmıştır”.

Yoksulluk “sosyal yardım” dışında nasıl azalır?...

“Eğitimde ortaya çıkan fırsat eşitsizlikleri bireylerin gelir düzeyine de yansımaktadır. Eğitim düzeyi düşük hanelerde dünyaya gelen çocukların beslenme, barınma, nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim olanakları azalmakta, yoksulluk riski artmaktadır. Türkiye’de yükseköğretim mezunu bir bireyin yıllık ortalama esas iş geliri okur-yazar olmayan bir kişinin yıllık ortalama esas iş gelirinin 3,8 katıdır. Bu nedenle, yükseköğretim düzeyinde eğitim alan ebeveynlerin çocuklarının iyilik halinin, daha düşük düzeyde eğitim alan hanelerde dünyaya gelen çocukların iyilik haline göre daha ileri düzeyde olması kaçınılmazdır”.

“Otur kalk” eğitim üzerine yazılar yazmamın sebebi budur…

Maarif idarecilerine takıntım yok.

Eğitim seviyesinin artması…

Yoksulluğun panzehiridir.)

(Yoksulluk piramidi göz önüne alındığında “çocuk yoksulluğu” klasörü ayrı bir merceği gerektiriyor…

“Çocuk nüfus oranı AB-27 ülkelerinin üzerinde olan Türkiye’de, yoksulluk riski altında yaşayan çocuk nüfusu AB-27 ortalamasının üzerindedir. Sosyal transferlerden sonra eşdeğer medyan gelirin yüzde 60'ına göre yoksulluk riski altında yaşayan çocuk nüfusu oranı, 2010 yılında AB-27 ortalaması için yüzde 21,1 iken Türkiye’de bu oran yüzde 33,7 olmuştur. 2020 yılında ise söz konusu oranlar AB-27 ülkeleri için yüzde 19,5, Türkiye için yüzde 33,3’tür”.

“Çocuk yoksulluğu” klasörünü biraz daha karıştırdığımızda “kız çocukları yoksulluğu” karşımıza çıkıyor…

“Kız çocukları için yoksulluk riskinin daha yüksek olduğu görülmektedir. 2010 yılında AB-27 ülkeleri için kız çocuklarında yoksulluk riski altında yaşayan nüfus oranı yüzde 21,4 iken, 2020 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 19,2 olmuştur. 2010-2020 döneminde Türkiye’de kız çocuklarında yoksulluk riski altında yaşayan nüfus oranı yüzde 35,3’ten yüzde 34,1’e gerilemiştir”.)

(2022 yılı itibarı ile ülkemizdeki yoksul sayısı 18 milyon kişi idi…
Yoksulluk liginin liderleri “Van, Muş, Bitlis, Hakkâri, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Şanlıurfa, Diyarbakır”.

Yoksul sayısının en fazla olduğu iller “İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Bursa, Eskişehir, Bilecik”...

Yoksulluk oranının en yüksek olduğu iller İzmir, Adana, Mersin, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye”.

Kastamonu nerede?...

Arada derede bir yerde.)