Kastamonu “şehri” ölçeğinde “kültürel mirasın yaşatılarak korunması” mevzusu ölümcül hale geldi, gerek kamu gerekse sivil toplum sarfınazar haletiruhiyesinde, yitti yitecek hazin bir yolculuk serencamında…

Müteveffadır konaklar, sokaklar, şehri kadim.

“Kastamonu” denildiğinde cemicümlenin aklına gelen “tarih ve kültür şehri” imgesi yitip gitmekte peyderpey…

Keyfekeder bile etmeyen Kastamonulu kimliğimiz vah vah.

Oysa bu şehir neyin “yardım ve yatakçısı” olmuştu bir vakit unuttuk mu?...

“Kastamonu Bildirgesi” bizim (Kastamonulular) zihin sayfamızdan silindi gitti de kültürel mirasın anayasası olarak yerli yerinde sevdalılarının zihninde.

Mustafa Afacan Köşe Yazısı 5 Nisan 2025 (3)

Tarihi Kentler Birliği’nin Nisan 2003 Kastamonu Buluşması’nda şehrimize gelen Mimar Oktay Ekinci (kalplerdeki nurlar içinde) izlenimlerini Yerel Kimlik dergisinde 16 Nisan 2003 tarihli yazısında paylaştı, rahmet ile anarak, bir paragrafı okuyalım…

“Durum Kastamonu’da iyidir. Ama bunu ‘daha iyi’ duruma getirmeye katkıda bulunmak isterim. Ben ICCROM Ödülü’nü Kastamonu´yu yazarak aldım. Bu ödül bana verildiğinde, ICCROM´a bir öneride bulundum ve ödülün Kastamonu´ya verilmesini istedim. Onlar, bu dileğimi yayın organlarında yayınladılar… Keşke ´60´lı ´70´li yıllarda gündem bugün takip ettiğimiz olsaydı. O zaman Türkiye çok başka bir yerde olurdu. Arsa rantı ile geçen yıllar, sonuçta siyaseti dahi kirleten yıllar. ´Yıkmanın kolay, yapmanın gerçekten zor olduğu´ kavramına günümüzde ´en zor´un da ´korumak´ olduğu eklendi. Koruma ve yaşatma çabalarına çok çeşitli suçlamalar yöneltilmektedir. İnsan haklarına aykırılık, modernizme karşı olma, insanı ranttan uzaklaştırarak sefalet içinde yaşatma hevesi içinde olmak gibi”.

Mustafa Afacan Köşe Yazısı 5 Nisan 2025 (4)

Ve…

Elbette “Kastamonu Bildirgesi”ni bir daha bir daha okuyalım.

“Kastamonu Bildirgesi de ne?” diyenler varsa ki…

Var.

(İçişleri Bakanı Sadettin Tantan Kastamonu’ya geldi…

“3 Haziran 2000”.

Kastamonu Valiliği ev sahipliğinde İl Özel İdare Müdürlüğü Mahalli İdareler Eğitim Merkezi tarihi gününü yaşıyordu…

Vali Enis Yeter’in Kastamonu’ya mirasıdır o toplantının Kastamonu’da yapılmış olması.

Bakan Tantan yanı sıra 9 ilin valisinin de katıldığı “Kastamonu Valiliği, ÇEKÜL, Mimarlar Odası, Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği” imecesindeki “Kültürel Değerlerin Korunmasında Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sorumluluğu” sempozyumu bitiminde ülkemizde kültürel mirasın korunması yolunda bir “anayasa” hayata geçti…

“Kastamonu Bildirgesi”.

Mustafa Afacan Köşe Yazısı 5 Nisan 2025 (1)

Devamında ne oldu?...

22 Temmuz 2000’de 52 tarihi kent belediyesi tarafından “Tarihi Kentler Birliği” Bursa’da kuruldu.)

(“Çağdaş Yerel Yönetimler” dergisinin Ocak 2001 tarihli ilk sayısında Vali Enis Yeter’in “Kültürel Değerlerin Korunmasında Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sorumluluğu: Kastamonu Örneğinde” başlıklı yazısından birkaç alıntı okuyalım…

“Bir Kastamonu’nun, Bir Amasya’nın, bir Tokat’ın Heidelberg’ten, Floransa’dan geri kalır tarafı var mı? Bizim şehirlerimizin caddeleri, sokakları Alman, Japon, Amerikan turistlerle dolup taşmıyorsa, bunun kusurunu kendimizde arayalım… Kültürel değerlerin yaşatılmasında il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve mahalli idare birliklerine büyük görev düşmektedir. Özellikle tarihi binaların korunmasında, yerel yönetimler literatüründe gittikçe daha çok beimsenen “subsidiarite” ilkesi gereğince esas görev ve yetkinin yerel yönetimlerde olduğunu kabullenmemiz gerekir.”

Mustafa Afacan Köşe Yazısı 5 Nisan 2025 (6)

Yazının tamamı…

https://cyy.hacibayram.edu.tr/documents/article/3/10/1/4_yeter.pdf.

Kültürel değerlerin yaşatılmasında büyük görev düşen “il özel idareleri, belediyeler, mahalli idare birlikleri” bugün nerede?...

Görev ve sorumluluklarının tastamam bilinci içinde mi bu kurumlar?

Vali Yeter’in aşağıdaki paragrafı Kastamonu’da “olup biteni” tam olarak ifade ediyor…

“Kastamonu’da başlatılan süreç herhangi bir koruma kampanyası değil, 2000’leri kimlikli, kültür değerlerine yabancılaşmayan ve uygarlık sürecinde geçmişin tüm birimlerinden güç alarak daha ileriye ulaşma hedefini kucaklamış bir ülke ve toplum olma yürüyüşüdür. Bu yürüyüşe herkesin katılmasını bekliyoruz.” 

Mustafa Afacan Köşe Yazısı 5 Nisan 2025 (2)

Not: Kastamonu’da evvel zamanlardaki zihni ve fikri aydınlığını günümüzde anlatabilmek bile zor…

Abece’si tamamen değişen bir şehir “karşımızda”.

Vali Yeter’in Kastamonu Valisi iken sözünü ettiği “subsidiarite” kavramı misal…

Gel de bugün “diline dola”.

“Subsidiarite”…

“Yerellik”.

Avrupa Birliği’nin 1992 yılındaki Maastricht Anlaşması'nda ortaya koyduğu bu ilkenin hemen çağdaş olarak Kastamonu’da yankı bulması o vakit ki bilgi havuzumuzu izaha yeter sanırım…

Şubat 1998’de şehrimizde “Yerel Gündem 21” sempozyumu düzenlendi, daha ne anlatıyorsam, hadi bana o günkü kafayı buluverin şimdi.

“Yerellik” kavramının özünde bireyi ve yerel kuruluşları güçlendirmek, söz ve yetki sahibi yapmak, yerel imeceyi güçlendirmek var…

“Bir hizmeti, ona en yakın birim yürütsün”.

Ne kaldı elimizde…

Kelimelerimiz, kavramlarımız, pusulamız dahi mevta.