Kastamonu’da turizmin ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme manivelalarından biri olması için evvela turizm altyapısının kalkındırılması ve geliştirilmesi lazım…
Bakanlığın bu yönde bir emeği, ısrarı ve planı olmadığına kanaatim sabit.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ajandasında “Kastamonu yok” diyebiliyorum gönül rahatlığı içinde…
Batı Karadeniz Bölgesi’nin olduğu da şüpheli.
Bakanlığın “şirket” mantığı ile doğrudan turizm geliri hedeflediği anlayışı ile Kastamonu misali “kalkınacak” illere payanda olmasını beklemek zaten safdillik olur…
Eldeki zinde kuvvetleri sür gitsin namluya.
Hoş, Kastamonu da turizmle kalkınmak, gelişmek, serpilmek için kendini paralamıyor, umurda değil…
Ne mülki ne yerel ne de özel sektör katında.
Bakanlığın destek verdiği ve öne çıkardığı “odak” noktalar içinde…
“Ilgaz Kış Turizm Merkezi” haricinde neyimiz var?
Yerelin yanlışı doğrusu ile yürüdüğü istikamet ise…
“Mehter marşı” ritmi.
Olsa olsa “gurbetçi turizmi” ile “idareyi maslahat”…
Turizm yanında kültür de uçurum kıyısında.
(“Adana, Manisa, Şanlıurfa, Samsun, Bursa, Trabzon, Van, Nevşehir, Erzurum, Çanakkale, Kayseri, Gaziantep, Ankara, Konya, İstanbul, Malatya, Diyarbakır, Mardin, İzmir, Antalya”…
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen “Kültür Yolu Festivali” ev sahipleri.
5-13 Nisan’da Adana’da başlayan festival kumpanyası…
1-9 Kasım’da Antalya’da bu yılki rotasını tamamlayacak.
Adana “duble” festival yapacak misal…
Kültür Yolu Festivali içine Adana’nın meşhur “Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” etkinliği de monte edildi geçtiğimiz yıl çünkü.
Adana kültür ve turizmi hafta boyunca aküsünü şarj edecek…
Tanıtım, motivasyon ve ekonomisini katlayacak.
Dikkat ederseniz İstanbul’dan Samsun’a kadar uzanan sahil hattında tek il yok festival ev sahibi…
Bölgenin turizm ve kültür namına kıymeti harbiyesi yok mu?
Bölgemizdeki diğer illerin bu mevzuyu dert edindiklerine dair bir bulguya rastlamadım…
Bizim yazdığımız kadarıyla Kastamonu dertlenir mi dertlenmez mi o da şüpheli.)
(Mevzuya yabancı olanlar için ne olduğunu festivalin bakanlık kaynağından okuyalım…
“T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en kapsamlı ve en büyük festivali olma özelliğine sahip olan Türkiye Kültür Yolu Festivali, 2021 yılında başladığı günden bu yana, her yıl daha fazla şehirde milyonlarca insanın kültür ve sanatla buluşmasına olanak sağlıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerin marka değerlerini artırarak, her birini kültürel ve sanatsal anlamda cazibe merkezlerine dönüştürmeyi amaçlayan Türkiye Kültür Yolu Festivali, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası marka değerine de büyük katkı sunuyor. Her geçen yıl artan etkinlik ve sanatçı sayılarının yanı sıra katılımcı yoğunluğu ile de her yaştan insanı kültür ve sanatla buluşturmaya devam eden Türkiye Kültür Yolu Festivali, 2025 yılında 20 şehirde düzenlenerek, Türkiye’nin dört bir yanındaki sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor… Festivalin düzenleneceği 20 şehirde düzenlenecek etkinlikler, kültürel mirasımızı ve sanatsal zenginliğimizi daha da geniş kitlelere tanıtmak ve kültürümüzü dünyaya tanıtmak amacıyla titizlikle hazırlanıyor. Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin etkinlik şemsiyesi altında konserlerden tiyatro gösterilerine, sinema etkinliklerinden sergilere, geleneksel el sanatları atölyelerinden söyleşilere, çocuk etkinliklerinden opera ve bale etkinliklerine kadar pek çok farklı etkinlik yer alıyor. Düzenlenen her etkinlik, sanatın ve kültürün insanları birleştirici gücünü yeniden hissettiriyor ve her katılımcıyı bu eşsiz deneyimin bir parçası olmaya davet ediyor.”
Hiç abartmadan not düşeyim…
“Bütüncül” değerlendirildiğinde “dünyanın en büyük festivali”.
E kendi ülkemizdeki dünyanın en büyük festivalinde yer alamadıktan sonra…
Varın Kastamonu’nun turizm ve kültür koordinatını hesap edin.)
Not: Ulusal haber sitelerinde geçen habere göre Eskişehir'de bot ve gondol seferleri 20 Nisan’a kadar durduruldu…
Dip temizliği nedeni ile.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi açıklama yaparak Eskişehir’i ziyaret edecek turistlerin duyuruyu dikkate almalarını istedi…
Sırf bot ve gondola binmek için Eskişehir’e gidiyor millet çünkü.
Bozkırda “Venedik”…
Kimin aklına gelir?
Yerel yönetimin aklına geldi…
Bilimin rehberliği bu.
Bizim Karaçomak’ta Çengeller mevkiindeki köprüye yakın bir nevi “minik şelale” yapısı oluşturmaya kalkmıştı belediye seneler evvel…
Beton set üzerinden su dökülecek, bu sayede ortaya hoş bir ses/görüntü çıkacaktı, hatta daha ardındaki bir set ile mini bir “göl” de plan içindeydi.
Betonları döktü de belediye…
Suyun debisi beklenen ses/görüntü güzelliğini oluşturdu mu oluşturmadı, mevsimin de talihsizliğine uğranıldı, yaz ayında sinek yuvası oldu.
DSİ noktayı koydu, “taşkın riski” dedi kesti attı, çay içindeki düzenleme yıkıldı…
Eskişehir olamadık yani!
.