Nihayetinde bu memleket bana sayfalar dolusu "teknik" meyilli deprem yazısı da yazdırdı ya aşkolsun, "sözelciyim" ben ne anlarım "sayısal" mevzulardan, bir nevi "Abdurrahman Çelebi" vakıası...
Az kaldı mühendis çıkmama.
Memleketimizin seçilmişi konuşmaz, atanmışı konuşmaz, okumuşu konuşmaz...
Kastamonu'nun deprem başta olmak üzere envai doğa felaket riskini kimse ağzına almaz.
Konuşacak olana da fırsat yaratmaz...
İki uzman davet etmek çok mu zor?
Ufak bir sarsıntıda millet yatak yorgan evden kaçar...
"Vakayıadiye" hükmünü geçmez.
Memleketi sel götürdü...
Sustular.
Az çok deprem riski ensede...
Susuyorlar.
Heyelan, kaya düşmesi, yangın, kuraklık...
"Ekonomik felaket" var bir de ağızlarını açmadıkları.
Memleketin yetkilileri ve okuryazarları "susuyor"...
Kamuoyu bilgiye susadıkça "susuyor".
Adana'nın Çukurova Belediye Meclisi'nin Şubat ayı oturum haberlerini okudum misal, "işin mi yok" demeyin, yerelden ses çıkmayınca göz mecbur...
Yüksek katlı binalarda deprem güvenliği açısından "izolatör" ya da "damper" sisteminin zorunlu hale getirilmesi için çalışma başlattı Çukurova Belediyesi.
Az buçuk "izolatör" sistemine aşinayız...
Bir de "damper" sistemi varmış bakar mısınız?
"Sismik damperler, deprem enerjini sönümleyerek yapılara etkileyen ivmeleri ve yapıların yapacağı salınımları azaltmak için tasarlanıp üretilen mekanik cihazlardır. Yapısal bütünlüğün korunması, yapısal hasarların kontrol altında tutulması ve deprem kaynaklı yaralanma ve ölümlerin önlenmesi amacıyla kullanılır"...
İlk karşıma çıkan tanım bu.
Çeşitleri var...
Enerji sönümleme mekanizmalarına göre "viskoz", "viskoelastik", "sürtünme damperleri", "akmaya bağlı damperler", "ayarlı kütle sönümleyicileri".
Yeni yapı yanısıra eski yapıda da kullanılabiliyor...
Binada da köprüde de.
Tarihi yapılar misal...
Elzem.
Elalem memleketlerine depremin gücü yetmiyor...
Envai teknik tedbir karşısında nasıl yetsin?
Kusura kalmasın mühendisler...
Bu kadar izah edebiliyorum ben.
(Yerel meclislerimizin, meslek odalarımızın, sivil toplum örgütlerimizin kadim marazıdır "susmak"...
Doğa afetleri konusunda da alışkanlıklarını sürdürüyorlar.
Varsa yoksa hamaset...
Kuru suya tirit.)
Not: Aday adaylığı koşusu sona eriyor...
CHP ve İYİ Parti'nin birinci sıra milletvekili adayları baştan belliydi, MHP listesi de yarın belli olacak, kala kala bir AK Parti listesi kalacak Pazar akşamına.
MHP'de 3 favori isimden hangisi ipi önde göğüslerse sürpriz olmaz...
AK Parti ise tam 2002 seçimleri öncesi gibi, tutturabilmek mesele, ilk defa favorisi olmayan bir aday adayı yarışı.
Beklentisi olup da aday gösterilmeyen aday adayları küsecek...
"İş olsun" derdiyle isim yazdıranlar amaçlarına erecek.
Gönül istiyor ki kazandığında parti rozetini çıkarıp, her kesimle aynı sıcaklıkta iletişim kurabilen milletvekillerimiz olsun, siyasi dili ağzından çıkarsın...
Gerçi, parti rozetini belediye başkanları çıkarıyordu, hiç şahit olmasak da.