İLİ                       KASTAMONU

İLÇESİ                MERKEZ

YERİ                  İSMAİLBEY MAHALLESİ

İsmail Bey, Babası İbrahim Beyin Miladi 1443 yılında ölümünden sonra beyliğin başına geçmiştir. İbrahim bey Kızı Alime Hatice Huma Hatunu 2. Murat han ile evlendirmiş kendisi de Çelebi Sultan Mehmet Hanın Kızı Selçuk sultan ile evlenmiştir. Çelebi Mehmet Hanın diğer kızı Civan Sultan da İsfendiyar Beyin oğlu Kasım Bey ile evlendirilmiştir. Bu düğünler miladi 1425 yılında Devrekani Çayırcık köyünde yapılmıştır.

Candaroğlu İsmail Bey Devrekani  Çayırcık köyüne kendi adını taşıyan bir cami yaptırmıştır. İsmail Bey  2. Murt Hanın Kızı ile yani Fatih Sultan Mehmet Hanın ablası Hatice Sultan  ile evlidir. Bu düğünün ise Miladi 1446 yılında yapıldığı bilinmektedir.

İsmail Beyin 4 oğlu ve iki kızı vardır. Bunların tamamı çocuk yaşta ve İsmail Beyin sağlığında ölmüşlerdir. Bunlardan Abdurrahman ve İbrahim Adlı iki oğlunun mezarları Çayırcık köyündeki İsmail Bey Camisinin yanındadır. İki kızı ve bir oğlunun mezarları ise Kastamonu İsmail Bey türbesindedir. Bunlar miladi 1461 yılında ölen oğlu İshak Bey, 1456 yılında ölen kızları Aşre Hatun ve Azade Hatunlardır. Diğer oğlu Yahya Bey ise miladi 1459 yılında ölmüş ve mezarı da Sinop’ta İsfendiyarlar türbesindedir.  

İsmail Bey 1453 yılında İstanbul fethedilmeden önce Bizans tekfuruna elçi olarak gönderilmiş ve İstanbul Savaş yapmadan teslim edilmek istenmiş ancak teklif kabul edilmeyince de Savaş başlamış ve fetih  21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet Han’a nasip olmuştur.

Bundan sonra Candaroğlu beyliği de Osmanlı Devleti İle birleşmiş ve bu olay miladi 1461 yılında gerçekleşmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han önce dayısı İsmail Beyi Bursa’ya yerleştirmiş kısa bir süre sonra da Filibe’ye Beylerbeyi olarak göndermiştir. İsmail bey burada da kendi adını taşıyan bir cami yaptırdı ve kendisinden  iki yıl önce ölen eşi Hatice Sultan için bu caminin yanına yaptırdığı türbeye eşinin yanına gömülmüştür.

Bu türbe günümüzde yıkık durumdadır. Mezarların üzerinden de yol geçirilmiştir. Yine Kastamonu’da kendi adına yaptırdığı Caminin yanındaki türbede kendisi için yaptırdığı mezarı halen boştur. O Kastamonu’ya kendi adını taşıyan türbeye yatmak istemiş ancak bu ona nasip olmamıştır.

Kastamonu’daki türbeyi yapan usta ise bu olayı ölümsüzleştirmesi düşüncesi ile olsa gerek Türbenin kapısının üzerindeki kilit taşına onun resmini büyük bir sanat şaheseri olarak gizlemeyi başarmış, ve bu resim sadece uzaktan bir noktadan bakıldığında görülebilmektedir.

Günümüzde bu türbeyi ziyarete gelenler bu sanat eseri karşısında hayretlerini açık seçik belli etmektedirler.

Ayrıca Şehin Şah Kayası üzerindeki İsmail Bey Camisi halk arasında Temelsiz Cami, Heybeli Cami veya Vavlı Cami diye de bilinmektedir. Caminin içindeki aş evi yani imaret de gelen misafirlerimizin sıkça ziyaret ettiği bir yerdir. Medrese, Hamam ve Deve Hanı da günümüzde ziyaret edilen mekanlardan birisidir.

İsmail Bey bilime çok önem vermiştir. Kendisi de bir bilim insanıdır. Yaşadığı dönemdeki bazı alimleri kendi döneminde vefat edenlerden üç tanesini Kastamonu İsmail Bey türbesine gömülmesine izin vermiştir. Türbe kapısı üstündeki gizli resim olan kilit taşına mukarnas yapılması bu nedenledir. Kergari tekniği ile yapılan bu mukarnas eşi ve benzeri olmayan bir sanat eseridir. Bu türbede kendi yaşadığı dönemde ölen üç bilim insanının mezarları vardır. Bunlar Seyid Ali Acemi, Mevlana Sefuyiddin Efendi ve Alaaddin Ali dir. İsmail Bey buradaki Cami, Medrese, Deve Hanı ve Aş evi yani İmaretin giderlerini karşılamak için Kastamonu merkezde, Daday ve Devrekani başta olmak üzere çok yerde Dükkan, Han, Hamam, Çiftlik, Arazi, bağ, bahçe bostan ve meyvelikleri vakfetmiştir. Bu vakfiye KASTAMONU Vakıflar Bölge Müdürlüğünün elindedir. Bir fotokopisi  de benim şahsi arşivimdeki bir kitaptadır.

Cadaroğlu İsmail Bey ayrıca o dönemi tarihine ve kültürüne ışık tutan ve kendi yazdığı “Hülviyyât “ adındaki kitabını bir Kastamonulu olarak herkesin okuması gerekir. Hatta bu kitabın günüz Türkçesi ile yeniden yazılması gerekmektedir. Kastamonu Üniversitesinde çok sayıda bilim insanı görev yapmaktadır. Hiç olmaz ise bunlardan birisi çıkıp ta bu kitabı incelese ve günümüz Türkçesi ile yazıp Kastamonu halkının hizmetine sunsa ne iyi olur. İsmail Bey’in yazdığı bu kitap o günkü Kastamonu ağzı  ve Kastamonu Lehçesi ile yazılmış bir fıkıh kitabıdır.  648 sayfalık bu kitap o günkü Türkçe ile yazılmış çok kıymetli bir eserdir. 

İsmail Bey Külliyesi Kastamonu İnanç turizmi için önemli tarih ve kültür hazinelerimizin en güzel mekanlarından birisidir.

Mekanları cennet ruhları şad olsun

                    Zühtü Aslan