İLİ                             KASTAMONU

İLÇESİ                      MERKEZ

YERİ                        NASRULLAH MEYDANI

Nasrullah Kadı Türbesi, Nasrullah Camisi, Nasrullah Köprüsü,  Nasrullah Şadırvanı, Nasrullah Medresesi  ve Nasrullah Meydanı  ile ilgili olarak çok şey yazıldı, bazı kitaplarda bahsedildi son zamanlarda Kastamonu’ya gelen yazar, çizer. Televizyon ve tanıtım programlarında Nasrullah meydanı hep kullanıldı farklı  şekillerde tanıtılmaya ve farklı kelimeler ile de sunumlar yapıldı.

Doğrunun yanı sıra yanlışlar ile dolu anlatımlar yapıldı. Kastamonu’ya gelen tüm turların uğrmadan geçmediği bir mekan haline geldi. Belki de ömründe ilk defa Kastamonu’yu gören  tur rehberleri bile doğru ve yanlışı karıştıran sunumlar yaparak misafirlerine bu meydanı tanıtmaya çalıştı. 1914-1918 yılları arasında yapılan Nasrullah Camisi restore çalışmasından sonra hem yerel hem de ulusal basında ve televizyon kanallarında o kadar çok haber çıktı ki tur rehberleri bile neyi nasıl anlatacaklarını tamamen karıştırır hale geldi. Kimi gazete ve Televizyonlar  öyle şeylerden bahsetti ki bu son restore çalışmasında caminin içinin süslemelerinin tamamen yok edildiğini ve hatta restore değil camiyi badana yaptılar diye de haberler birbirini kovaladı. Bu da zaten çok saçma şeyler de anlatan kişiler, rehberler, program çekimi yapanlar ve kendisini sunucu olarak tanıtan kişilerin adeta ağızlarına sakız oldu. Doğru unutuldu ve yalanlar ağızlarında yuvalandı. Kastamonu’ya gelenler de şaşkınlık içinde kalmaya devam etti.

İşin doğrusunu ise;

1-     Nasrullah Camisi, bir Osmanlı dönemi eseridir. Sultan Mehmet Han oğlu Padişah Sultan ikinci Bayezid Hanın emri ile o dönemde şehrin kadısı olan  Nasrullah Kadı  tarafından hicri 912 miladi 1506 yılında yaptırılmıştır. İkinci Bayezid Hanın kızı Lal Sultan’ın mezarı ise Taşköprü merkeze 15 km mesafede Abdal Hasan türbesindedir.  Caminin ilk hali 6 kubbelidir. Nasrullah Kadı Kastamonu merkeze bağlı 15 km mesafedeki Göl köyündendir. Babası  ŞeyhYakub Efendi’dir. Dedesi ise  Süleyman  Efendidir.  Cami, hicri 1159 miladi 1746 yılında Aslen Kastamonu Göl köyünden olan Reisü’l küttab  Hacı Mustafa Efendi tarafından onarılmış ve Cami kıble istikametine doğru büyütülerek 9 kubbeli hale gelmiştir. Ek yeri Cami dış duvarlarında bellidir. Ayrıca hicri 1292 miladi 1875  yılında Padişah Abdülaziz Han döneminde Vali Naşit Paşa tarafından tamiratı yapılmıştır. Caminin iç süslemeleri ve yazıları Hattat Ahmet Şevki Efendi tarafından yapılmıştır. Bir kubbe hariç 1914-1918 yılları arasındaki son onarımda Ahmet Şevki Efendinin yaptığı kalem işçiliği, süslemeler ve yazılar tamamen silinmiş ve caminin eski desenleri yok edilmiş caminin iç rengi de beyaza boyanmış ve bu renk üzerine süslemeler yapılmaya çalışılmıştır.

2-     Dik dörtken planlı olan Medrese Nasrullah Kadı tarafından Hicri 918 miladi1512 yılında yaptırılmıştır. Nasrullah kadı hem cami hem de medresenin giderlerini karşılamak için bir de vakıf kurmuştur. Bu vakfa Nasrullah Kadı, Hasan Ağa, ve Mustafa Efendi çok sayıda dükkan, arazi ve gayrimenkuller vakfetmişlerdir. Ayrıca Şevket Efendi ve Ahmet Şükrü Bey de dükkan ve araziler vakfetmişlerdir.Yine bu gayrimenkuller arasında Nasrullah kadı tarafından yaptırılan Araba Pazarı Hamamı da vardır. Eski adı Karabulut köyü olan dokuzkat köyüne ve Göl köye birer cami yaptırmıştır. Nasrullah Kadı Medresesi 1940 yılında çevresindekiçok sayıda mezarlar ile birlikte yıktırılmış ve yerinin bir kısmına tuvaletler yaptırılmış bir kısmından yol geçirilmiş ve boş kalan kısmına ise daha sonra iş merkezi yapılmıştır. Nasrullah Kadı Medresesi ve Camisi  Vakfına gelir getiren 40 civarında dükkan ve bazı gayrimenkuller aynı yıllarda vakıflar idaresince halka satılmıştır. 1993 yılında Nasrullah Kadı Medresesinin yerine yapılan bu tuvaletler yıkılarak Frenk Şah Hamamının doğu kıyısındaki yolun altına yeni tuvaletler yaptırılmış ve 2017 yılında bu tuvaletler yol altından çıkartılarak güneye doğru yani Nasrullah meydanına doğru kaydırılarak daha küçük bir tuvalet yapılmıştır. Nasrullah Camisi ve Civarındaki Medreselerin ihtiyacı için 1406 yılında yapılan ilk tuvaletler ise Nasrullah Meydanının kuzeyinde bu günkü Kasaplar Çarşısının girişi önünde imiş. 1964 yılında bu tuvaletlerin yıkıldığı anlatılmaktadır.

3-     Nasrullah Şadırvanı,

Cami ile aynı tarihte yapılmıştır. İki kubbeli iki dairesel su havuzlu çeşmeden ibarettir. Cami cemaatinin yağmur ve güneşten korunması için Şadırvan büyük  olarak inşa edilmiştir. Bu şadırvanın suyu eskiden Oluk başı mevki  Alice Camisinin güney kıyısındaki kaynak suyundan künk  borular ile bu şadırvana ve şadırvanın kuzeyindeki o dönemde yapılan tuvaletlere taşınmıştır. Çok soğuk ve gür akan bu su günümüzde bu hattın arızalanması nedeni ile iptal edilmiş ve şehir şebeke suyu şadırvana verilmiştir.

4-     Nasrullah Köprüsü,

Cami ile aynı tarihlerde Nasrullah Kadı tarafından yaptırılmıştır. Nasrullah kadı hayratıdır. Köpünün ilk halinin 4 gözlü olduğu bilinmektedir. Bu köprünün ilk tamiratı Dursun Usta tarafından yapılmıştır. Hicri 1115 yılında bir tamir daha görmüş bu tamirde batı tarafındaki bir gözü yıktırılmıştır. Daha sonra yol yapımı için batı ve doğudaki birer göz daha yıkılmış ve günümüze iki gözlü hali ulaşmıştır. Köprü üzerindeki sadaka taşı ve hamal dinlenme taşı halen yerinde durmaktadır.

5-     Nasrullah Kütüphanesi,

Nasrullah Camisinin doğu tarafındadır. Hacı Mustafa Efendi Tarafından yaptırılmıştır. Yeri halka satılmış ve içerisindeki kitaplar şehir kütüphanesine nakledilmiştir.

6-     Kız Mektebi,

Narullah Camisi ile Aşırefendi hanı arasındadır. Güneyden kuzeye doğru uzanan dikdörtgen bir binadır. Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. 1940 yılında bu mektep de yıktırılmıştır. Şu amda Nasrullah meydanının batı  kısmındaki yolun altındaki dükkanların olduğu yerdedir.

7-     Nasrullah Meydanı,

Kastamonu’nun en güzel meydanlarındandır. Geçmişte Şadırvanın yanına kadar dükkan yapmak amacı ile işgal edilmiş iken bu dükkanlar yıkılarak meydan genişletilmiştir. Zaman zaman bazı yerler yıkılarak meydanın düzenlemesi yapılmaya devam etmektedir. En son Nasrullah Camisi minaresine yama yapılarak yapılan dükkan ve yanındaki dükkanlar da yıkılarak yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Burada ayakta durabilen Numaniye ve Münire Medreseleri de  halen iş yeri olarak hizmet vermektedir.

8-     Nasrullah Kadı Türbesi,

Nasrullah Şadırvanının güney doğu köşesindedir. Mekanı cennet ruhu şad olsun

9-     Halk tarafından anlatılan bazı efsaneler

-        Nasrullah Kadı Cami yaptırmak için karabulut köyü civarında kerpiç döktürür. Bunu öğrenen oğlu gece sabaha kadar atı ile kerpiçleri ezer. Bunu öğrenen kadı efendi oğlunu huzuruna çağırır. Çok sinirlenmiştir. Oğluna kerpiçleri neden ezdin dediğinde oğlu cami için kerpiç döktürmüşsün bende atımla ezdim sen Kastamonu civarındaki 36 kadının başısın. Senin gibi baş kadı hiç kerpiçten cami yapar mı yapacaksan taştan yap onun için kerpiçleri ezdim der. Bunun üzerine kadı Nasrullah Camisini taştan yaptırır.

-        Nasrullah Suyu, her kim bilerek veya bilmeyerek nasrullah şadırvanından su içerse ya yedi sefer  Kastamonu’ya gelir ya da Kastamonu’da kalır.

-        Hurafe bilgiler; Bazı tur rehberlerince her kim Nasrullah şadırvanından su içerse günahları af olur, Her kim Nasrullah camisi Civarında 7 tur atarsa hac sevabı alır, Nasrullah paşa burada büyük bir cami yaptırmış her kim bu şadırvanda abdest alır namaz kılarsa ayağına hacı sevabı yazılır.  Kastamonuyu Nasrullah Paşa bizansdan almış. Her kim Nasrullah Camisinin güvercinlerine yem verirse verilen buğday tanesi kadar günahları af edilir, Frenk şah Kastamonu  fetih edilirken  Moni  diye bir kıza aşık olmuş. Kız kalenin anahtarlarını aşağıya atmış, Kale kumandanı da kaleden kızı atmış, kastin neydi moniye diye Frenk Şah bağırmış. Kastamonu adı böyle oluşmuş. Benim bildiğim helvacı helvaları Nasrullahın şifalı suyundan yapıyor. Diğerleri  musluk  suyu kullanıyor. Helvayı benim dediğim yerden alın. On dakika sonra otobüsün yanında toplanıyoruz. Kastamonu’da başka gezilecek yer yok. Kale turizme kapalı. Kastamonu molamız sona erdi.  Köprüden geçerken köprü üzerindeki iki taşın arasından geçerken dilek tutun gibi çok sayıda uydurma şeyler anlatılmaktadır. Bu ve benzeri şeyleri anlatan tur rehberleri ise Kastamonu halkının tepkisine neden olmaktadır. Bu rehber uydurmalarının İl kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerince engellenmesi ya da bu saçmalıkları anlatan tur rehberlerin bilgilendirilmesi   veya eğitilmesi gerekir. Ya da yerel rehberler Kastamonu da turizm ve tanıtım hizmeti  vermelidir.

10-  Kurtuluş savaşı sırasında Mehmet Akif Ersoy 47 gün Kastamonu’da kalmış ve Nasrullah kürsüsünden halka vaaz vermiş ve İstiklal Marşımızım 10 kıtasını da bu kürsüden ilk defa  okumuş ve 10 kıtanın tamamı da Kastamonu Açıksöz Gazetesinde yayınlanmıştır.

11-  Mustafa Kemal Paşa 1925 tarihinde Kastamonu’ya geldiğinde 7 gün kalır. Onun misafir olduğu ev de dahil sokaklar, konaklar, medreseler, camiler, hanlar, ve hamamların yanısıra Nasrullah, Sinanbey, İsmailbey ve Yakubağa camisi minarelerinden, Saat julesi ve Kastamonu Kalesinden Şehrin fotograflerı da çekilir ve arşivlenir. İsmet Paşa  da Kastamonu’yu ziyaret ettiğinde Kastamonu Kalesinden şehri  seyreder. Bu sırada Paşaya eski dönemlerden kalma bir altın hediye ederler ve bu sırada Kastamonu’yu nasıl buldunuz paşam diye sorarlar. Paşa da espiri ile karışık “eşeğin semerini ters çevirmişler  içine de Kastamonu’yu yapmışlar” diye cevap verir. Günümğzde bu semerin içindeki o eski Kastamonu’dan çok az şey kalmış, konaklar, Hanlar, Camiler, medreseler, zaviyeler, tekkeler, dergahlar ve türbeler yıkılmış olup yerlerine çok katlı binalar oteller, ve  birbirleri ile yarışır yüksek katlı binalar yapılmış hatta kalenin son restoresinde de kale üzerindeki düzlüklere çukurlar bile açılmıştır. Ne diyelim günümüz şehir planlayıcıları ve bunun uygulayıcıları herhalde böyle uygun  görmüşlerdir. Geçmişte 36 kadılık ve birkaç sancak ile yönetilen Kastamonu’ya bağlı bir kadılık merkezi olan Safranbolu tarihi yapısını korumuş günde yüzlerce otobüslük turisti ağırlarken biz Kastamonu’da turizm ile uğraşanlar bir iki otobüs misafir geldiğinde paylaşmak için kavgalar ederken el alem şehirlerini dünya mirası listesine aldırma konusunda yarış ediyorlar. Bizler ise Altın yumurtlayan tavukları kesmişiz ve halen elimizde kalanları da gerek izinli gerekse kaçak kazılar ile yok etmeye yakmaya, yıkmaya yerine çok katlı yapılar yapmaya yarış ediyoruz.

Kastamonu’nu geleceği turizmde derken ne tarihimize, ne kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bundan en çok etkilenen yerlerin başında da Nasrullah ve civarları geliyor. Hükümet konağından Nasrullah tarafına doğru baktığımızda gördüklerimiz bunun en güzel  delilidir. Büyüklerimiz  bir gün olur da gerçekleri görür diye düşünüyorum.  Elimizde kalanları da yok olmadan turizme kazandırma dileği ile….!

          Zühtü Aslan