İLİ                   KASTAMONU

İLÇESİ            AZDAVAY

YERİ               SUVAŞ KÖYÜ

Azdavay, Suvaş köyündeki türbede yatan Nahşi Hatun  halk arasında yardım severliği ile tanınmıştır. Köyün adı,  günümüzde Savaş köyü olarak bilinmektedir.

Nahşi Hatun, hayır ve hasenat yayıcısıdır. Çevresine iyilik yayması ile bilinir. Bundan dolayı alimlere hürmet gösterdiği ve fakirleri sevdiği, onların yeme ve içmeleri ile giyim ve kuşamlarını karşıladığı ve onlara, bağış ve  sadaka  olarak bu hayır ve hasenatı yaptığı anlatılmaktadır.

Günümüzde türbesi bakımsızlıktan yok olmak üzeredir. Ancak köyde günümüzde çok az insan yaşamaktadır. Çoğu İstanbul’a göç etmiştir. Yine de yaz aylarında bu kişiler köylerine gelmekte ve kısa süre de olsa köy ile irtibatlarını kesmemektedir. Köyde kalanlar ile İstanbul’dan gelenler yine  de yardımlaşmayı sürdürmekte ve Nahşi Hatun’a da dua ve niyazda bulunmaktadır.

Tarihi kayıtlarda Nahşi Hatun, Candaroğulları Beyliğinin miladi 1292 yılında kurulduktan sonra Şemseddin Yaman Candar Beyin oğlu Süleyman Paşanın oğlu Çelebi İbrahim beyin Şehit olduğu yer olarak bilinmektedir. Bu köydeki mezarlardan bir tanesinin de şehit Çelebi İbrahim Bey’e ait olduğu anlatılmaktadır. Ancak ziyaretimiz sırasında, köyde, bize rehberlik eden kişi bize bu şehidin mezarının yerini gösterememişti ve hangi mezarda yattığını da bilemediğini söylemişti. Bir de  Çelebi  Mehmet diye bir isimden bahsetmişti. Ancak Çelebi Mehmet hakkında Mehmet Çelebi köyünden bazı kişilerden bilgi alabileceğimizi de anlatmıştı.

Nahşi Hatun’un ismi ise Şeyh Ömer’in oğlu Şeyh Mahmut’un  hicri 705, miladi 1305 yılında Sinop’da yaptırmış olduğu ve Azdavay’ın Suvaş köyündeki arazilerini ve mülklerinin tamamnını torunlarına devrettiği ve vakfın mütevellisi olarak da Nahşi Kızı Hatun’u görevlendirdiği  bir vakfiyede adı geçmektedir. Şeyh Mahmut ise Sinop’ta , Hicri 666, miladi 1267 yılında  Pervane Süleyman tarafından yaptırılan ve halk arasında Alauddin Camisi olarak bilinen Büyük Cami’de  miladi 1305 yılında görev yaptığı bilinmektedir. Vakfiyeyi de bu nedenle Sinop’ta kaleme almış ve şahit olarak da Muhammedül Emin emir Kemaleddin İsmail Efendi  ile Hamza oğlu Alaaddin Ali’yi de şahit göstererek Dualı Seyyidi Zaviyesi adını verdiği vakfiyeyi hazırlamıştır.

Burada ismi geçen Şeyh Ömer ve oğlu Şeyh Mahmut hakkında başka bilgiye henüz ulaşılamamıştır. Ancak Suvaş köyünde Şehit düşen Çelebi İbrahim Bey ile bir bağı olacak ki bu köy ile ilgili bir vakfiye hazırlamış ve bu vakfiyede belirlenen i  hayır hasenat işlerini yerine getirmek için de Nahşi Hatun’u görevlendirmiştir.

Bize düşen görev Hem bu vakfiyeyi hazırlayan ve alim ve ulemadan olan Şeyh Mahmut ve Vakfın işlerini emanet ettiği  Nahşi Hatun’un   mekanı cennet ruhları şad oldun demek düşer.

 Ancak burada bence önemli olan ve tarihçilere de bir ön bilgi olarak aktaracağım konu ise bu güne kadar Azdavay isminin geçtiği ve hicri  705, miladi 1305 tarihli bu resmi belge olarak günümüze kadar ulaşan bu vakfiyedir. Burada şunun da bilinmesinde yarar vardır. Bu vakfiyede Azdavay ismin yazılmış olması bu ismin daha önceleri de var olduğu anlamını taşımasıdır. Çobanoğulları Beyliği miladi 1308 yılında tarih sahnesinde yer aldığına göre bu tarihler Çobanoğulları Beyliği zamanını işaret etmektedir. Bence Çobanoğulları Beyliği dönem tarihçiler tarafından araştırılıp incelendiğinde Azdavay İsmi ile ilgili bilgilere de ulaşılacaktır.

Nahşi Hatun’un türbesinin bakım ve onarımının yapılması ise hem bir dilek olur. Hem de bu tarihi vesika da unutulmamış olur.