Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.
Reşat Asrak'a Veda
Değerli okurlarım,
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne atanan Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürü Reşat Asrak veda turlarına başlamış. Bazen yerel unsurlar devreye girer ve başarılı bürokratların atamaları durdurulurdu. Böyle bir girişim olacağını beklediğimden konuyu yazmamıştım.
Bürokratlar iş ve eylemlerinde çokça eleştiri alırlar malumunuz. Bu eleştirilerin büyük çoğunluğu hükümetin kararlarını uygulamaları sebebiyledir. Bu açıdan onlar değil hükümet etme pozisyonunda olanları eleştirmek daha yerinde olacaktır. Bütün bunlarla beraber bürokratlar çeşitli konularda inisiyatif alarak bazı uygulamalarda da bulunurlar.
Reşat Asrak’ı KYK Müdürü iken tanıdım. Geçmişe dair bir tanışıklığımız yoktu. Üniversitenin hızlı bir büyüme gerçekleştirdiği, buna karşın barınma hizmetlerindeki gelişmenin aynı hızı yakalayamadığı günlerdi. Öğrencilerimizin sıkıntıları çoktu, imkânlar sınırlı ve kısıtlı idi. Bu şartlarda bir de pandemi/salgın süreci yaşadık. O dönemde uzaktan eğitim alması gereken ve fakat elinde ve evinde bilgisayar olmayan orta öğretim öğrencileri vardı. Bu konuda elinden gelen çabayı göstermeye çalıştı.
Diğer dost ve arkadaşlarımızın yanında Reşat Asrak’ın da desteklerini ifade etmem lazım. Çevresindeki ve kendi imkânlarını bu öğrencilerimiz için olumlu anlamda kullanarak destek verdiğine şahidim. Özellikle şehrimize Türk Dünyasından gelerek kıt kanaat imkanlarla eğitim almaya çalışan öğrencilerimize elinden geldiğince destek olmaya çalıştı.
Değerli okurlarım,
Reşat Bey daha sonra siyaseti denedi. Olmadı. Kendi bileceği bir husus. KYK Yurtları konusunda çok eleştiri aldı. Kampüs içindeki yurtlarla ilgili görünen bir sorun var. Her gün yanından geçiyoruz ve iki bin küsur kişilik yurtlar bomboş duruyor. Ama ayrıntısına gerçekten vakıf değilim. Sn. Asrak’ın bir dahli varsa elbette eleştirilecektir.
Fakat KYK Müdürü iken ve Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürü iken ihtiyaç sahibi gençlere yönelik yaptığı hayırlı ve olumlu işleri anmazsak haksızlık etmiş oluruz. Elbette herkes kendi penceresinden bakarak karar veriyor. Ben de öyle. Benim baktığım pencereden Reşat Asrak’ın olumlu hizmetlerini görüyorum. “Memleketin, milletin hayrına taşı taş üstüne koyandan Allah razı olsun” prensibiyle bakıyorum. Bu pencereden bakınca kendisine verilen Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü görevini de başarıyla yapacağını düşünüyorum.
Yukarıda da dediğim gibi bürokratın beğeneni de olur beğenmeyeni de. Herkes kendi penceresinden değerlendirir. Ben, öğrencilerim ve öğrenciye yansıyan yönünü gördüm. Onlara olan katkıları olumlu olduğu için olumlu taraflarına şahit oldum. Hayırlı bereketli hizmetler üretmesini diliyorum.
Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürünün Ardından
Değerli okurlarım,
Bir diğer görev değişikliği de Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğünde gerçekleşti. Erdal Pınar, Resmi Gazete’de yayımlanan bir karar ile görevden alındı. Bu değişiklikle birlikte Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne Halil Alper atandı. Yeni müdürümüze başarılar diliyorum.
13.05.2022 tarihli Nasrullah Gazetesinde “KASTAMONU’MUZUN DEĞERLERİ SAHİPSİZ Mİ?” başlıklı bir yazı yazmış ve şu soruyu sormuştum:
“Nasrullah Camii restorasyonunda camiden kaldırılan hüsn-i hat levhaları nerededir, akıbeti nedir, Bu kadar yıl geçmesine rağmen neden geri gelmemiştir, Kastamonu’ya getirilecek midir?”
Bu soru üzerine Sn. Pınar beni aradı ve konu hakkında bilgi verdi.
Bu bilgiyi de bir sonraki hafta yazımda şu şekilde köşeme taşımıştım:
“Sayın Pınar’ın verdiği bilgilerden öğrendiğim kadarıyla, Kastamonu camilerinden toplanan hüsn-i hat levhaları ile Cihâryâr-ı Güzîn isimleri sayıca epey bir yekûn tutmaktadır. (Cihâryâr-ı Güzîn: Hz. Peygamber’den sonra halifelik görevini yürüten Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali için kullanılan bir tabir.)
Bunların camilerde sergilenmesinde güvenlik sorunu oluşabilmektedir. Bu sebeple hüsn-i hat geleneği de olan Kastamonu’muza, bu levhaların sergilenmesi ve korunması için bir “Hüsn-i Hat Müzesi” ne kadar çok yakışacaktır. Kastamonu’da bulunan hat levhaları ile Kastamonulu hattatların eserlerinin yer alacağı bu müzeye yaşayan hattatlarımızdan da eserler gelecektir.
Aldığımız duyumlara göre, kültürel anlamda Kastamonu’ya önemli katkılar sunmuş ve sunmaya da devam eden Sayın Nail Tan, kültür bakanlığında görevli olduğu dönemlerde son yüzyılın önemli hattatlarından ve Kastamonu’da hat sanatının yeni nesillere aktarımında önemli bir yeri olan Hattat Emrullah Demirkaya’ya kurum adına hat levhaları yazdırmıştır. Bu levhaların Kültür Bakanlığında bulunduğunu ve Kastamonu’ya getirilebileceğini de düşünüyorum.
Bu sinerji oluşursa şahsi bağışlarla da zenginleşecek olan ciddi bir koleksiyona Kastamonu’muz sahip olacaktır.
Son saydıklarım gerçekleşmese dahi restorasyonlar esnasında camilerimizden toplanan Vakıflar Bölge Müdürlüğü elinde bulunan levhalar hat müzesi için yeter de artar bile.”
Demiştim.
Sn. Pınar, Nasrullah Camii ve diğer camilerden alınan eserlerin başına bir şey gelmeyeceğinin teminatını vermişti. Şimdi bu eserlerin akıbeti ne olacak diye bir kez daha soruyorum.
Mahkeme kadıya mülk değildir, demiş atalarımız.
Kanaatimce, görevi bırakan bürokrat da siyasetçiler gibi bir basın toplantısı yapıp kendi dönemi hakkında birli vermelidir. Bir anda görevi bırakan bir bürokratın döneminde neler oldu, geriye hangi artılar ve eksiler kaldı, bilemiyoruz.
Sn. Pınar’ın şehrimizden ayrılmadan bu levhalarla ilgili bir açıklama yapacağına inanıyorum.
Meselenin takibini de şehrin siyasetçilerine ve sivil toplumuna emanet ediyorum.
“Adım Hıdır, Elimden Gelen Budur.”
Sağlıcakla kalın.