“Kalite  (ve verimlilik-ZY) asla bir tesadüf değil, daima akıllı bir gayretin sonucudur.“
(John Ruskin)
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
Günlük hayatımızda tasarruf etmek, harcamaları kısmak; verimliliği/üretkenliği artırmak vb. sürdürülebilir kalkınmaya yönelik çabalar hem bireyler hem de kurumlar açısından önemli iktisadi konulardandır. 
Maddi anlamda verimlilik, aynı işi israfa girmeden, daha az kaynak kullanarak başarmak demektir. Sürdürülebilirlik ise belirlenen ve istenen hedefler doğrultusunda maddi ve manevi açıdan olumlu manada gelişme göstermek ve devamlılık arz etmektir (daimi olmaktır). Sürdürülebilir bir gelişme ve kalkınma ise bireylerin ve toplumların kendilerine ve yaşadıkları doğal çevreye zarar vermeden ve gelecek nesillerin yeterliklerinden de taviz vermeden, kısıtlı olan kaynakları verimli kullanmaları, günümüzün ihtiyaçlarını karşılamaları ve ekonomik açıdan büyüyerek toplumun refah düzeyini artırmaları olarak tanımlanabilir.
Sürdürülebilir kalkınmanın kazanımları şu şeklide açıklanabilir:
-    İnsan ve doğa arasında sağlıklı bir dengenin kurulması.
-    Bireyler ve kurumlar arasında fırsat eşitliğinin sağlanması.
-    Maddi ve manevi açıdan daha güçlü ve daha adil toplumların inşa edilmesi.
-    Kaynakların israf edilmeden verimli kullanılması.
-    Gereksiz harcamaların yapılmaması, israfın önlenmesi ve tasarrufa yönelik uygulamaların teşvik edilmesi ve benimsenmesi.
-    Çevrenin korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınmasının, uygulamaya geçirilecek projelerle ilgili çevresel etki değerlendirmelerinin yapılmasının ve çevreye yönelik ve sıfır atık yönetiminin geliştirilmesinin sağlanması.
-    Ekonomik gelişmenin ve büyümenin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR VERİMLİLİK
Günlük faaliyetlerimizde ve çalışma hayatımızda sürdürülebilir bir kalkınma ve verimlilik için hayatın sadece maddi tarafına odaklanmak yeterli değildir, manevi boyutuna da odaklanarak bu manevi değerler çerçevesinde olayları değerlendirmek gerekir.  Karşılaşılan olaylara-sorunlara bilimsel yaklaşmak ve bilimsel çözüm önerileri geliştirmek de sürecin bir diğer önemli boyutudur.
Devletin kaynaklarının ve hazinesinin (Beyt’ül malın) sahibi halktır. Bu nedenle, kamu alanındaki kaynakların verimli kullanılması ve bu kaynakların doğru yönetilmesi büyük önem taşmaktadır. Kamudaki kaynakların verimsiz/usulsüz kullanılmasının ve yapılan israfın maliyeti doğrudan halkın cebinden çıkmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ve kaynakların sınırlı olduğu ülkelerde, kaynakların doğru ve verimli kullanılmasına yönelik daha etkili stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor.
Sürdürülebilir bir verimlilik için bireysel ve kurumsal açıdan şu hususlara dikkat edilmelidir:
- Kamudaki insan değerinin ve maddi kaynakların verimli kullanılmasında birinci husus, makro açıdan kaynak ihtiyacı olan öncelikli alanların doğru tespit edilmesidir ve bu kaynak dağılımının doğru yapılmasıdır. Kaynakların verimli kullanımında ikinci önemli husus, öncelikli alanlara yönelik tahsis edilmiş kaynakların doğru bir planlamayla verimli kullanılmasıdır.
- Beceriksiz idareciler tarafından yönetilen kurumlarda harcamalar ve süreçler doğru yönetilemez. Bu tür yöneticilerin ve yolsuzlukların olduğu yerlerde de çok kaynak ile az iş yapılır ve verimlilik göstergeleri çok düşük olur. Bu nedenle, yönetim ekibi ehliyetli ve liyakatli kişilerden oluşturulmalıdır.
- Kurumlarda etkili denetimlerin yapılması ve yöneticilerin hesap sorulan-hesap verebilen bir konumda olması önemlidir.
- Adaletli ve insani bir yönetim anlayışının benimsenmesi, bu kapsamda çalışanların moral ve motivasyonunu olumsuz etkileyecek davranış ve uygulamalardan kaçınılması, çalışanlar arasında adil bir görev paylaşımının yapılması ve emeğin karşılığını tam karşılayacak adil bir ücret politikasının uygulanmalıdır.
- Bireysel olarak kişinin kendini maddi ve manevi açıdan eğitmesi ve/veya konu ile ilgili uzmanlardan eğitim alması önemledir. Kurumların da çalışanlarına yönelik eğitim programları düzenlenmelidir.
- Geçmişten bugüne çalışma hayatımızda ve medeniyetimizde çok önemli bir yeri olan ‘Ahîlik Kültür ve Kalite Sistemi’nden hareketle, kalite alanında evrensel düzeyde geliştirilen belli standartları da esas alarak sürdürülebilirlik kalkınma ve verimlilik konusunu ve bunlara bağlı olarak kalite konusunu her işimizde merkeze almalıyız.
- Kurumsal ve bireysel olarak güçlü ve zayıf yönlerin bilinmesi, fırsatlar ve tehditlere karşı gerekli analizlerin yapılıp bu kapsamda düzeltici-önleyici tedbirlerin alınması (SWOT analizleri).
SONUÇ
Toplumların maddi imkânları hoyratça harcandıkça yapılacak hizmetlerin ve güçlü bir ülke olmanın önüne büyük setler çekilmektedir. 
Türkiye yüzyılına doğru, ülkemiz ekonomisinin gelişimi için var olan maddi kaynağın doğru stratejilerle ve iyi yetişmiş/nitelikli insanlarla öncelikli olarak ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilmesi çok önemli olacaktır. Verimlilik merkezli büyüme stratejilerinin geliştirilmesi, bu amaç doğrultusunda üniversite-sanayi-toplum-kamu işbirliğinin istenen düzeye getirilmesi öncelikli stratejilerden birisi olmalıdır.
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesini sağlayacak ve şuan ki gelişimine ivme kazandıracak en önemli stratejilerinden bir diğeri de bilim ve yenilikçi teknoloji alanlarındaki Araştırma-Geliştirme (AR-Ge) ve inovasyon çalışmalarına yeterli kaynak ayırması ve bu çalışmalardan elde edilen bilgilerin patentleştirilerek ekonomik bir değere dönüştürülmesidir.
Unutmayalım; niteliksiz (keyfiyetsiz) nicelik (kemiyet) değersizleştirir ve kıymetten düşürür. Önemli olan kalitedir, niteliktir. Binlerce dikeni bir araya getirirsek bir güldeki güzelliği (niteliği) göremeyiz.
Günümüz dünyasında, küresel bir güç konumuna gelerek tarihin bir öznesi olmak ve yeniden tarih yazmak istiyorsak kaynaklarımızı verimli kullanalım...
Bilim ve teknolojide en iyisini yapan, üreten, özgün bir sanata ve ciddi bir beceriye sahip ve kendine özgü başarı hikâyeleri olan bireyler olalım. Ve adaletle hükmedecek, dünyadaki mağdur ve mazlum insanların umudu olacak bir ülke konumuna gelelim, inşallah…