"Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar." (Nietzsche)
İnsan nedir?
İnsanlık tarihi boyunca sorulan önemli sorulardan biri de "insan nedir?" sorusudur. Özellikle felsefeciler, insanı anlamak için; insanın kendini tanıma çabası, insanın evrendeki yerinin ne olduğunu öğrenme isteği ve yaşamına bir anlam verme uğraşısı konularına yoğunlaşmışlardır.
Bu arayış ve düşünce geleneği içerisinde, "insan nedir?" sorusuna, "insan akıl sahibi bir varlıktır", "insan irade sahibi bir varlıktır", "insan özgür olan bir varlıktır" gibi cevaplar da verilir. Ne var ki bu tür önermeler, doğruluk ve yanlışlıklarının ötesinde daha başka problemleri içerisinde barındıran önermelerdir. Bu nedenle, özellikle felsefeciler arasında, insan kavramı hakkında üzerinde uzlaşılan tam bir tanım bulunmamaktadır.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde insan "Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı" şeklinde tanımlanır.
İnsan, hem fiziksel hem de ruhsal yönleri olan bir varlıktır ve sadece maddi dünyada var olan bir canlı değildir. Aynı zamanda ahlaki ve manevi sorumlulukları olan nefis ve irade sahibi bir varlıktır.
Kutsal kitabımız Kur’an- Kerim’de insan şu şekilde tanımlanmıştır: “Allah’ın (c.c.) yarattığı varlıklar arasında, en güzel şekilde yaratılmış (Ahsen-i Takvim), sorumluluk sahibi en şerefli varlık ve dolayısıyla O'nun yeryüzündeki halifesi…” (Kur’an-ı Kerim: Tin, 4; A’raf, 165). Kur’an-ı Kerim, dinî söylemin tabiatına uygun biçimde insanı ontolojik açıdan tanımlayıp evrendeki yerini belirlemekle kalmaz, onun var oluş amacını da ortaya koyar (https://islamansiklopedisi.org.tr/insan).
İnsana ve Hayata Dair Bazı Anlamlı Sözler ve Düşünceler
- İnsan ve hayat: Varlıklara sadece madde gözüyle değil mana gözüyle de bakıp hakikatin farkına varabilenler ve yaradılış gayesi doğrultusunda hareket edip fıtrata uygun bir yaşam biçimini benimseyen insanlar için hayat huzur ve mutluluk dolu bir serüven olur.
- Gönül insanı ve hakikat: İlim, irfan ve hikmet sahibi, hayrın ve şerrin farkında olan, yaratılanı yaratandan ötürü seven, marifet âleminde hakikati ve aradığı tüm güzellikleri bulan ve kendilerine ait özgün bir hikâyesi olan insan...
Hz. Mevlana’dan: “Can nedir? Hayırdan, şerden haberdar olan, lütuf ve ihsana sevinen, zarardan yerinip ağlayan şey. Mademki canın sırrı, mahiyeti, insana hayrı, şerri haber vermede… Şu halde hakikatten kimin daha ziyade haberi varsa o, daha canlıdır (Yani daha insandır)” (Mevlânâ, 1990: I, 146-150).
- Hakkın ve hakikatin peşinde olan insan: Yaratılanların en şereflisine yakışır bir şekilde; günün, makamın ve menfaatin adamı olmak için değil, hakkın ve hakikatin adamı olmak için gayret gösteren ve Hak için doğru bildiklerini de ifade etmekte tereddüt etmeyendir.
- Seven ve sevilen insan: Gönüllere girmenin en etkili yolu gönül gözü ile görüp karşılıksız sevebilmektir. Çalışma ortamından, arkadaş ve aile ortamına kadar, sevgi ve saygı temelli sağlıklı iletişim kuranların hayatı huzur, mutluluk ve başarı doludur.
- Dava insanı (ideal insan): Bu fani dünyada, varlıkların en şereflisi olarak yaratıldığına inanır, bilgisiyle, aklıyla ve gönlüyle madde ve mana âlemini iyi kavrar, hem dünyevi hem de uhrevi anlamda ona değer katacak bir hayat yaşamak için gayret eder.
Allah'a verdiği söze sadık bir rahmet aynasıdır. İyiliği emreder ve kötülükten meneder. Fedakârdır, azimli ve sabırlıdır. Çalışkandır, lisan-ı hal ile örnektir ve insanlara faydalı olmak için gayret eder.
- İnsan, niyet ve sabır: Amellerin neticesi ve sıhhati niyete bağlıdır. Allah, güzel bir niyetle, hakikate ulaşmak ve hedeflerini gerçekleştirmek çıkılan bir yolda gayret eden ve zorluklar karşısında sabreden güzel insanların karşısına onları hakikate ve başarıya ulaştıracak güzel sebepler çıkarır. İnsanın zorluklar karşısında göstereceği sabır onu zorluklar karşısında daha da güçlü kılar.
- İnsan, yöneticilik, makam ve mevki: Adaletle hükmeden, dürüst, ehliyetli, liyakatli, vatansever, değerlerine sadık, samimi, tevazu sahibi, çalışanlarına değer veren, onlarla güzel iletişim kuran ve makamına değer katan yöneticiler her daim başarılı olur.
- İnsan, düşünce, araştırma ve sorgulama: İnsan yaratılışı itibariyle akleden ve düşünen bir varlıktır. Düşünce, hayatımıza yön veren ve yolumuzu aydınlatan bir lamba gibidir. Sorgulayıcı yaklaşım ise karşımıza çıkabilecek engelleri nasıl aşacağımızı bize öğreten bir kılavuz gibidir. Düşünmeyen, akletmeyen, araştırmayan, sorgulamayan, sorunlar için çözüm önerileri sunmayan ve yeri geldiğinde özeleştiri yapmayanların tek becerisi sadece eleştirmek ve/veya şikâyet etmek olur.
- İnsan ve fanilik: Hayatta insan için tek gerçek, baki olan Ahiret âlemidir ve bu gerçek âleme giden yol da bu fani imtihan dünyasından geçmektedir. Bu nedenle, ölümle beraber yok olup gidecek olan dünyevi menfaatler ve makamlar uğruna hasbilikten, dürüstlükten, merhametten ve ahlaki değerlerden uzaklaşıp hesabi olmak, kibirli ve gururlu davranmak ve neticede madde âlemindeki karanlıklarda kaybolmak akıllıca bir davranış değildir.
Rahmetli Nurettin TOPÇU’dan: "Hayat, ölümle ölüme karşı koyan kuvvetler arasında bir ömürlük mücadeleden başka bir şey değildir. Bütün çile ile dolu bir hayatın imtihanından sıfırla ayrılmak vicdan ölçülerine sığmıyor. Ölümü bozgunculuk ve yıkım olmaktan kurtarıp da zafer haline getirmek, ölümün matem değil de "gelin gecesi" yapmak, ölmesini bilenlerin kârıdır.".
Rabbim, herkese hayata gönül penceresinden bakabilmeyi, güzel ve sağlıklı bir ömür geçirmeyi nasip etsin…