Kastamonu’nun merkez hastanesi başta olmak üzere randevu yığılmasının başlıca sebepleri merkezde ikinci basamak hastanesinin olmaması ve birinci basamak sağlık kurumlarının layığı ile sürece entegre edilememesi…

Vatandaş doğrudan üçüncü basamak sağlık kurumunun (eğitim ve araştırma hastanesi) kapısını çalıyor.

Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nin ve ek binasının (eski SSK hastanesi) fişi çekilmeseydi ve aile hekimi sistemi “koruyucu” ve “sevk edici” rol oynayabilseydi…

Kastamonu’nun sağlık sisteminde bugüne dair çok bir derdi olmazdı.

E tabii evvela “bölge hastanesi” olarak planlanan ve ardından tıp fakültesi hastanesine çark edilen hastane binası “çürümeye” terk edilmesiydi…

Çürümeden sorumlu seçilmişler ve atanmışlar bu vebalin altındadırlar hiç kusura bakmasınlar.

E bir de “Uğurlu Hastanesi” vakası var…

Açılan, bir süre hizmet veren, ardından kapanmak zorunda bırakılan, e bu vakadan da vebal listesi var kabarık, “herkes oradaydı” dedirtircesine.

Sağlıkta “birinci basamak”, özellikle “aile hekimliği” kurumu layığı ile işletilirse, ceketin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş olmaz…

Anladığım kadarıyla, devletin hesabı da bu, yanlış giden süreci doğru istikamete sokmak.

(Misal…

“Obezite”.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu açıklama yaptı geçtiğimiz günlerde…

“Tabii biz her zaman hastane hizmetleri diyoruz ama biz sonuçta Sağlık Bakanlığıyız, ‘hastalık bakanlığı’ değiliz. O nedenle toplumumuzun hastalanmadan sağlığını korumasını ve koruyucu hekimliği, koruyucu sağlığı ön planda tutuyoruz. Topluma kendi bedenlerini korumalarını öneriyoruz. O nedenle özellikle toplumumuzdaki kilo sorununu, hareketsizlik sorununu hep beraber, birlikte ve özellikle aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezlerine giderek hep beraber çözmemiz gerekiyor. Hızlı yeme alışkanlığımızdan, kötü beslenme alışkanlıklarımızdan uzak durmamız gerekiyor.”

Ey vatandaş, kilo sorunu ile ilgili olarak aile hekimliği kurumundan hizmet aldınız mı, haberiniz var mı ya da?...

Oysa, 2013 yılında manşet atılmış gazetelerde “Aile Hekimi obeziteyi bitirecek!” şeklinde, “Doktorlar, hastalarla empati kurup, şişmanlığa değil; kiloların sağlığa etkisine dikkat çekecek!”… “Bakanlık, obezite ve obezite ilişkili hastalıkların önlenmesi, erken tanı ve zamanında tedavi edilmesi için bununla ilişkili hastalıkların aile hekimliklerindeki sağlık hizmetlerine entegre edilmesini hedefliyor. Buna göre aile hekimleri kendilerine kayıtlı kişilerle ilgili doğru yöntemle periyodik olarak boy, kilo, bel ve kalça çevresi gibi vücut ölçümleri yapıp değişikleri fark ederek ilk tespiti sağlayacak… Kişilere özel sağlıklı zayıflama diyetleri sunacak olan aile hekimleri, yüksek risk grubunda olan obez hastaları hastanelere sevk edecek.”)

(Velev ki “CHP” ne düşünür “birinci basamak” konusunda?…

5 Mart 2022’de düzenledikleri ve “kitapçık” haline getirdikleri “Türkiye Sağlık Forumu” kaynağından aktarayım.

“Birinci basamak sağlık hizmetleri…

Sağlık hizmetleri sunumunun odak noktasını birinci basamak oluşturacaktır. Sağlık hizmetlerinde kademeli sevk sistemi altyapısı hazırlanarak hayata geçirilecek, ikinci ve üçüncü basamak üzerindeki aşırı hasta yükü azaltılacaktır. Her basamakta hekimler hasta muayenesi için uluslararası standartlara uygun bir zaman ayıracaktır. Koruyucu sağlık hizmetleri (hastalıkları önleme, sağlığı koruma ve sağlığı geliştirme) güçlendirilecek, her yurttaş birinci basamak sağlık kuruluşlarında yılda bir kez ücretsiz olarak periyodik sağlık kontrolünden geçirilecektir. Evlilik öncesi taramaların tamamı ücretsiz olarak yapılacaktır. Sağlık hizmeti sunumu sırasında her basamakta risk gruplarına, kırılgan gruplara ve önemli sağlık sorunlarına öncelik verilecek, birinci basamakta gebe, bebek, çocuk ve kadın izlemlerinin yanı sıra 65 yaş ve üzeri kişilerin de yaşadıkları yerlerde belirli aralıklarla ziyaret edileceği izlem programı yürürlüğe konacaktır. Yaşlı nüfusun bakımı yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde ‘yerinde bakım’ yaklaşımıyla ‘evde bakım teknisyenleri’ istihdam edilerek çözülecektir.”

CHP’nin ilimizde “özel hastaneci hekimlerden oluşan sağlık kurulu”, hükümetin “birinci basamak” politikalarına karşı iş bırakan aile hekimlerinin yanında duruyor durmasına da, partilerinin birinci basamak konusunda görüşü de farklı değil ne var ki…

Ya parti politikasının farkında değiller ya da oy devşirme gayretindeler.)

(Görüldüğü üzere…

Aklın yolu bir, sağlıkta evvela gelen “birinci basamak”, bir nevi “temel”.

Çeperden…

Merkeze.

Diğer deyişle…

Sokaktan merkeze.

“Aile Hekimi” kavramı tam da “ailenin hekimi” demek aslında…

Hedeflenen bu.

Varsılların “aile doktorumuz” debdebeleri misali…

Halkın tamamının “aile doktoru” ile buluşturulması.

Hekim başına düşen “aile” sayısı elbette mevcut itibarıyla “fazla”…

Hekim harici sağlık personeli sayısı sınırlı, mekanlar ve mekan donanımı yetersiz, mekanların ekonomik işleyişi de tartışma götürür.

Elbette “iyileştirme”…

Hatta “dönüştürme” elzem.

Tartışmanın “kamucu” istikamette ilerlemesi lazım…

Liberal sağlık politikalarını savunmanın alemi yok.)