İLİ KASTAMONU
İLÇESİ MERKEZ
YERİ KÜÇÜKSU KÖYÜ
Meşeli Türbe Kastamonu merkeze 17 km mesafede Eski Seydiler Kastamonu yolu yani İstiklal yolu üzerinde Halife Köyü ile Küçüksu köyleri arasındadır.
Türbede yatan zatlar arasında hakkında bilgi olan Hacı Eşref Efendi diye bilinen ve halkın Deli Eşref diye tanıdığı kişinin doğum tarihi 1908 vefat tarihi ise 1976 yılının belirtildiği mezarda yatan bu zat tır. Buradaki diğer mezarlarda yatanların kim oldukları hakkında henüz bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Halk arasında Meşeli türbe diye bilinen başka yerler de vardır. Bazı türbelerin hemen yanında oldukça yaşlı meşe ağaçlarının da bulunması herhalde buralardaki türbelerin bu ağaçlarla isimlendirilmesi şeklinde günümüze gelmesine neden olmuştur.
Hacı Eşref Efendinin babası Mustafa Efendinin Özbenlizade lakabı ile tanınan kişi olduğu anlatılmaktadır. Hacı Eşref Efendi ile ilgili bir çok rivayet anlatılmaktadır. Bunların bir araştırma konusu yapılıp bir kitapta toplanması görüşündeyim. Bayraktar Bayraklı Hocanın Kastamonu Delileri ve Velileri kitabında da Deli Eşref diye bu zat hakkında bazı bilgilere yer verilmiştir. Kimin deli, kimin veli olduğunu bizler bilemeyiz.
Hacı Eşref Efendi ile ilgili şahit olduğum bir olayı burada anlatmak istiyorum. Hacı Ahmet Küçükkahveci nin Topçuoğlu mahallesindeki iş yerinde sohbet ederken Hacı Eşref Efendi geldi. Kısa bir selamlaşmadan sonra “Hacım sana bir vasiyetim var. Hak vaki bulduğunda beni Meşeli Türbeye Defnediniz”diye konuya girdi kısa bir sohbetten sonra, Hacı Ahmet Küçükkahveci “Hacım ben esnaf bir adamım ne zaman nerede olduğum belli olmuyor. İstanbul’a veya başka bir yere mal almaya gidebilirim. Beni haberdar ediniz” diye cevap verdi. Hacı Eşref Efendi olur manasında başını salladı ve oradan ayrıldı. Daha sonra “ Hacı Eşref Efendinin mal varlığı sadece bir urgandan ibarettir. Bu urgan yardımı ile hamallık yapar. Rızkını da bu urgan yardımı ile sağlar. Günlük rızkından fazla kazancı olduğunda da fakire fukaraya yardım eder. Onlara para verir. Yemek yedirir. Hacı Eşref Efendi böyle bir kişidir. Dünyada da hısım akrabası herhalde yoktur” diye anlatmıştı.
Aradan bir ay kadar geçmişti. Hacı Ahmet Küçükkahveci İstanbul’dan dükkanı aradı. O tarihlerde Cep telefonu da yoktu. Sabah saat 9 gibiydi. Bu gece uyku tutmadığını ve Hacı Eşref Efendinin Topçuoğlu Mahallesindeki kaldığı yere oğlu Cafer’in gidip bakmasını söyledi. Cafer koşarak gidip geldi ve Deli Eşref ölmüş dedi. Telefonla Cafer gidip gelinceye kadar dükkandaki işer ile Hacı Ahmet Abi ile konuştuk ve Eşref Efendinin öldüğünü haber verdik. İşini bırakıp Kastamonu’ya ilk araba ile geleceğini söyledi ve ben gelinceye kadar kimseye bir şey söylemeyin diyerek telefonu kapattı. Aynı gün akşama yakın Kastamonu’ya gelen Hacı Ahmet Küçükkahveci defin ile ilgili işlemleri tamamlayıp ertesi gün Meşeli Türbeye gömülmesini sağladı. Daha sonra da mozaik bir malzemeden mezarını yaptırıp baş taşına da Benlizade Mustafa Mahdumu Hacı Eşref Özbenli yazısını yazdırdı.
Hacı Ahmet Küçükkahveci’ye sorduğumda “ kimin veli, kimin evliya olduğunu bilemeyiz. Ancak Eşref Efendi bu devrin Velilerinden, Evliyalarından birisidir” diye bahsetmişti.
Kastamonu’da on yedi bin evliyanın olduğu anlatılmaktadır. Ben de onlardan bir tanesinin Hacı Eşref Efendi olduğuna inananlardanım. Neden Kastamonu dışındaki bu türbeye yatmak istediğini bilemiyorum. Burası günümüzde şehirler arası yol olarak kullanılmayan ancak İstiklal yolu programlarında kullanılan bir güzergah. Bir de civar köylerine ulaşım sağlayan bir yol. Eskiden İnebolu, Küre, Seydiler, Kastamonu yolu buradan günümüzde bu yol kullanılmıyor.
Hacı Eşref Efendi ve Meşeli türbede yatan zatların mekanları cennet ruhları şad olsun.
Zühtü Aslan