İLİ           ZONGULDAK

İLÇESİ     ALAPLI

YERİ       GÜNELİ KÖYÜ

Zonguldak Alaplı  ilçesi Güneli köyündeki tarihi Porsuk Ağacı 4116 yaşındadır.  Dünyanın en yaşlı porsuk ağacı olarak bilinmektedir.

Anıt Ağaçlar ve Antik ağaçlar katagorisindeki bu ağaç Anadolu daki en önemli tabiat varlıklarımızdan biridir.

Kastamonu Pınarbaşı ve Cide İlçeleri sınırları içerisinde  de porsuk ağaçları bulunmaktadır. Buralarda porsuk ağacına porsuk çamı denilmektedir. Endemik özeliği olan bu ağaçların kerestesi diğer ağaçlara göre daha değerlidir. Bu nedenle daha çok talep edilmekte ve tüketilmektedir.  Endemik olması ve az bulunması nedeni ile son zamanlarda sayıları iyice azalmıştır. Bu nedenle de korunması gerekmektedir. İnsanların tabiat şartları nedeni ile kolayca ulaşamadıkları yerlerde daha çok porsuk çamına rastlanmaktadır.

Kaçak kesimler ile de son zamanlarda iyice sayıları azalmaktadır. Orman Bakanlığı ve Küre Dağları Milli parklar müdürlüğünün bu endemik tür olan porsuk çamlarının kesilmesinin önlenmesi için gerekli bilgi ve bilince kavuşturulması için gerekli çalışmalar zaman geçmeden başlatılmalıdır.

Porsuk Çamı nın kökleri sedef hastalığı tedavisinde , katranı ise kanser  önleme aracı olarak halk arsında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu durma da sağlık Bakanlığı bir el atmalıdır. Çünkü bu ağaçların  kanser ve Sedef hastalıklarının iyileştirdiği hususu sadece bir halk inancından ibarettir.

Halkın bu iddiası bilimsel olarak da doğru ise  Porsuk ağacı katranı sağlık turizmi açısından da önem kazanacak ve çok sayıda hastanın bu bölgeyi ziyaret etmesi sağlanacaktır.

Kastamonu Pınarbaşı İlçesi Horma Kanyonu yürüyüş yolu yapıldıktan sora insanların bu kanyona girmesinden sonra   buralardaki porsuk ağaçlarının kesilmesi de hızlanmıştır. Horma kanyonu içerisinde yürüyüş yolu güzergahında da porsuk çamlarının varlığı bu kanyonu ziyaret edenlerin de dikkatlerini çekmektedir.

Pınarbaşı tarafından kanyona girildiğinde yaklaşık 1400 metre kadar gidildiğinde dar boğazı geçtikten sonra  zarı Çayının sağ yamacında  yürüyüş yolu  yapılırken bir kısmı yola zarar veriyor diye kesilen 2000 yaşından fazla bir zamandan beri yaşamakta olan bir porsuk çamı henüz koruma altına alınmamıştır.

Yine bu porsuk Çamının 300 metre kadar aşağısında yine yolun sağ yamacında tamamen yosunlarca sarılmış ve yosunların boğmak üzere olduğu başka bir porsuk çamı da yine bazı doğa bilimcilerin dikkatini çekmektedir.

Bu Porsuk Çamının 200 metre kadar  aşağısında yürüyüş yolunun sol tarafında bulunan başka bir porsuk Çamının  yosunlar tarafından nerede ise tamamı kuşatılmış ve tepe tarafı kurumuş ancak dip tarafındaki yeşil dalları bu  porsuk çamının yaşadığının bir kanıtıdır.

Özellikle doğa fotoğrafçıları bu ağaçların fotoğraflarını çekmeye çalışırken bu kanyonun içine uzun zamandır insanların girememesinden olacak ki çok sayıda kayalara tutulmuş ve uzun yıllardır bu kaya çatlaklarında yaşamayı başarmış Kara Çam ağaçları da yine doğa bilimciler ve doğa fotoğrafçılarının ilgi odağıdır.

Porsuk Ağacı

İLİ           ZONGULDAK

İLÇESİ     ALAPLI

YERİ       GÜNELİ KÖYÜ

Zonguldak Alaplı  ilçesi Güneli köyündeki tarihi Porsuk Ağacı 4116 yaşındadır.  Dünyanın en yaşlı porsuk ağacı olarak bilinmektedir.

Anıt Ağaçlar ve Antik ağaçlar katagorisindeki bu ağaç Anadolu daki en önemli tabiat varlıklarımızdan biridir.

Kastamonu Pınarbaşı ve Cide İlçeleri sınırları içerisinde  de porsuk ağaçları bulunmaktadır. Buralarda porsuk ağacına porsuk çamı denilmektedir. Endemik özeliği olan bu ağaçların kerestesi diğer ağaçlara göre daha değerlidir. Bu nedenle daha çok talep edilmekte ve tüketilmektedir.  Endemik olması ve az bulunması nedeni ile son zamanlarda sayıları iyice azalmıştır. Bu nedenle de korunması gerekmektedir. İnsanların tabiat şartları nedeni ile kolayca ulaşamadıkları yerlerde daha çok porsuk çamına rastlanmaktadır.

Kaçak kesimler ile de son zamanlarda iyice sayıları azalmaktadır. Orman Bakanlığı ve Küre Dağları Milli parklar müdürlüğünün bu endemik tür olan porsuk çamlarının kesilmesinin önlenmesi için gerekli bilgi ve bilince kavuşturulması için gerekli çalışmalar zaman geçmeden başlatılmalıdır.

Porsuk Çamı nın kökleri sedef hastalığı tedavisinde , katranı ise kanser  önleme aracı olarak halk arsında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu durma da sağlık Bakanlığı bir el atmalıdır. Çünkü bu ağaçların  kanser ve Sedef hastalıklarının iyileştirdiği hususu sadece bir halk inancından ibarettir.

Halkın bu iddiası bilimsel olarak da doğru ise  Porsuk ağacı katranı sağlık turizmi açısından da önem kazanacak ve çok sayıda hastanın bu bölgeyi ziyaret etmesi sağlanacaktır.

Kastamonu Pınarbaşı İlçesi Horma Kanyonu yürüyüş yolu yapıldıktan sora insanların bu kanyona girmesinden sonra   buralardaki porsuk ağaçlarının kesilmesi de hızlanmıştır. Horma kanyonu içerisinde yürüyüş yolu güzergahında da porsuk çamlarının varlığı bu kanyonu ziyaret edenlerin de dikkatlerini çekmektedir.

Pınarbaşı tarafından kanyona girildiğinde yaklaşık 1400 metre kadar gidildiğinde dar boğazı geçtikten sonra  zarı Çayının sağ yamacında  yürüyüş yolu  yapılırken bir kısmı yola zarar veriyor diye kesilen 2000 yaşından fazla bir zamandan beri yaşamakta olan bir porsuk çamı henüz koruma altına alınmamıştır.

Yine bu porsuk Çamının 300 metre kadar aşağısında yine yolun sağ yamacında tamamen yosunlarca sarılmış ve yosunların boğmak üzere olduğu başka bir porsuk çamı da yine bazı doğa bilimcilerin dikkatini çekmektedir.

Bu Porsuk Çamının 200 metre kadar  aşağısında yürüyüş yolunun sol tarafında bulunan başka bir porsuk Çamının  yosunlar tarafından nerede ise tamamı kuşatılmış ve tepe tarafı kurumuş ancak dip tarafındaki yeşil dalları bu  porsuk çamının yaşadığının bir kanıtıdır.

Özellikle doğa fotoğrafçıları bu ağaçların fotoğraflarını çekmeye çalışırken bu kanyonun içine uzun zamandır insanların girememesinden olacak ki çok sayıda kayalara tutulmuş ve uzun yıllardır bu kaya çatlaklarında yaşamayı başarmış Kara Çam ağaçları da yine doğa bilimciler ve doğa fotoğrafçılarının ilgi odağıdır.

Kanyon bilimciler ise bu kanyona  kayalara büyük çelik vidalar ile tutturularak yapılan ve yaklaşık 4 km uzunluğunda olan ve Ilıca Şelalesinde son bulan ve büyük emekler ile yapılan bu kanyon yolunun civarındaki gerek kaya oluşumları, gerekse suyun kayaları oyması ile oluşan derin yarıklar, cadı kazanları ve irili ufaklı şelalelerin ve mağaraların yanı sıra buradaki bitki örtüsünün ve doğasının büyük ölçüde zarara uğrayacağı görüşündeler. Hiç olmazsa kanyonun korunması ve çevresinin daha fazla yıpratılmaması için gerekli tedbirlerin alınması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Hiç olmazsa bu kanyona Küre Dağları Milli Parkı Müdürlüğünce bu alanda yetiştirilmiş Milli Parklar Alan kılavuzları eşliğinde girilmelidir.

Kanyon bilimciler ise bu kanyona  kayalara büyük çelik vidalar ile tutturularak yapılan ve yaklaşık 4 km uzunluğunda olan ve Ilıca Şelalesinde son bulan ve büyük emekler ile yapılan bu kanyon yolunun civarındaki gerek kaya oluşumları, gerekse suyun kayaları oyması ile oluşan derin yarıklar, cadı kazanları ve irili ufaklı şelalelerin ve mağaraların yanı sıra buradaki bitki örtüsünün ve doğasının büyük ölçüde zarara uğrayacağı görüşündeler. Hiç olmazsa kanyonun korunması ve çevresinin daha fazla yıpratılmaması için gerekli tedbirlerin alınması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Hiç olmazsa bu kanyona Küre Dağları Milli Parkı Müdürlüğünce bu alanda yetiştirilmiş Milli Parklar Alan kılavuzları eşliğinde girilmelidir.

                                              Zühtü Aslan