Türkiye’nin kuzeyinde, Karadeniz’in serin sularına nazır küçük bir kasaba, Türk tarihinin sessiz ama derin izlerini taşır. Milli Mücadele dönemindeki üstün fedakarlığı sonucu TBMM tarafınfan İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış bu kasaba, İNEBOLU’dur. İnebolu, Anadolu’da ateşlenen bağımsızlık meşalesine kıvılcım olan ilk yerlerdendir.
Tereddüt dahi etmeden en başından sonuna kadar Kuvâ-yı Milliye içinde kalan, bunun için çalışan, örgütlenen ve kurtuluşa giden yolda en önemli sac ayaklarından olan İNEBOLU, bugün ülkemiz genelinde İnegöl Köftesinden daha bilinir durumda değildir.
Bugün özgür bir Cumhuriyetimiz varsa, bunun temelinde hem coğrafi, hem de insani anlamda İnebolu’nun çok büyük yeri ve emeği vardır.
Bu bir kollektif çalışmadır. Temeli İnebolu’da olan bu harekette, organizasyonda tüm Kastamonu’nun emeği ve desteği vardır.
Madalya bir semboldür, hatıradır. Bize geçmişi unutturmayacak, gelecek için ilham ve dersler çıkartmamıza vesile olacak bir sembol. Bu madalya her ne kadar İnebolu Mavnacılar Loncası özelinde tevdi edilmiş olsa da, tüm İnebolu’nun, tüm Kastamonu’nun çabasını ve emeğini temsil eder, etmelidir. Bu madalyaya, ruhen tüm Kastamonu sahip çıkmalıdır. Bu, fedakar ecdadımızın hatırasına saygının mutlak gereğidir.
Bu sahiplik, manevi sorumluluğun yanında, maddi, iktisadi bir fırsattır aynı zamanda.
Kültürümüzü, değerlerimizi sürdürülebilir bir perspektifte korumak, aynı zamanda anlamını, özünü bozmadan bir turizm ürünü haline getirebilmemize bağlıdır. İşin özü, hikayenizi, değerlerinizi, unutulmaması için sürekli anlatmalısınız, göstermelisiniz.
Bu nedenle bizlerin Kastamonu olarak çok geç kalmış acil bir sorumluluğumuz vardır.
İvedi olarak İnebolu’da geniş çaplı bir Milli Mücadele müzesi kurulmak zorundadır. Yoksa bu vatanın kurtuluşunda teri, kanı, canı olan ecdadımız ve aynı zamanda yeterli ve doğru bilgi alma hakkını elinden aldığımız gelecek nesil bizleri affetmeyecek, haklarını helal etmeyeceklerdir.
Bugün İNEBOLU, İnegöl Köftesinin ardında kalmışsa, başta o ecdadın torunları olarak biz İnebolulular olmak üzere, topyekün Kastamonu’nun sorumluluğu büyüktür.
Tekrar ifade etmek istiyorum. İNEBOLU’da bir bütün halinde topyekün Kastamonu’nun Milli Mücadele’deki rolünü, emeğini anlatan geniş çaplı bir müzenin kurulması gerekmektedir. Çünkü o günkü hareketin ana merkezi İnebolu’dur...
Evet dostlar, bugün büyük bir gün...
Bugün, bundan tam yüz yıl önce verdikleri büyük emek ve çaba sonucu vatanın kurtuluşuna şahitlik eden o yiğit insanların emekleri karşılığı İstiklal Madalyası ile onurlandırılması sırasında yaşadıkları heyecanı, mutluluğu, sevinci ve coşkuyu anlamaya çalışıyoruz, hissetmeye çalışıyoruz. Aynı heyecanı bir yüzyıl sonrasına da aktarmak istiyoruz.
Bu sebeple, Kaymakamlığımız, Belediyemiz ve Heyamola Derneği olarak, imkanlarımız çerçevesinde o günü anmak, hatırlamak, yad etmek üzere bir anma töreni hazırladık. Amacımız hatırlamak, hatırlatmak ve tarihe hatırladığımıza dair, unutmadığımıza dair bir not düşmektir...
Sizleri, tam yüz yıl önce bugünü anlatan bir gazete haberi ile başbaşa bırakıyor, bugünü de inşallah gelecek hafta anlatmak üzere şimdilik veda ediyorum.
Haftaya yeniden görüşmek dileği ile. Hoşçakalın...
İNEBOLU KAYIKÇILAR LONCASI İSTİKLÂL MADALYASI İLE TALTİF EDİLDİ
İstiklâl Harbi’nde İnebolu kayıkçılarının gösterdiği cesaret ve fedakârlık malûmdur. Bu kahramanların yerine getirdiği vazifeyi takdiren hükûmet, İnebolu kayıkçılarını İstiklâl Madalyası ile taltif etmiştir. İstiklâl Madalyası’nı Kayıkçılar Loncası’na verme töreni pek büyük sevinç gösterisi olmuştur. İnebolu’dan bu hususta aldığımız mektubu aşağıda neşrediyoruz.
“Mayısın on altısına tesadüf eden dünkü Cuma günü, İnebolu deniz kahramanlarına teslim buyurulan İstiklâl Madalyası münasebetiyle kazamız sevinçli görüntülere sahne oldu. Tertip nedeniyle Cuma namazından çıkanlar alay alay Türk Ocağı’na, iskeleye koşuyor. Her çehrede haklı bir gurur ve iftiharın bariz dalgaları uçuyordu. Saat iki raddelerinde İnebolu gençliğinin toplantı yeri Türk Ocağı, kayıkçı, tüccar, memur, genç, ihtiyar, zengin, fakir hulâsa yüzlerce ahaliyi bir araya toplamış ve bu mesut hâtırayı şanıyla uygun bir surette yüceltmek için oraya, buraya koşan deniz kahramanlarının heyecanlı hareketleri nazarlarda bir takdiri okşamıştı.
Ocağın içi, dışı başta Büyük Gazimiz olduğu halde, resimlerle müzeyyen ve deniz kıyısındaki sekseni aşkın kayıklar da şanlı sancaklarımızın gölgesi altında âdeta mağrur ve mevkurdu.
Nihayet vakti geldi. Kaza kaymakamı Feyzi bey ayağa kalkarak, her millette mukadder olan inkılâptan ve bu meyanda Türk tarihinin geçirdiği safhalardan, istiklal için millî harekâtın devam eden kahramanlıklarını anma ve fedakarlık eseri gösteren memleketler içinde İnebolu’ya isâbet eden şeref payı , Büyük Millet Meclisi’nce takdir edilerek, deniz kahramanları loncasının İstiklâl Madalyası ile taltifinin, sahip olduğu kıymet ve ehemmiyetin büyüklüğünü tasdik eylemiş ve sonunda mezkûr madalyaya ait vesikayı öperek kayıkçılar adına Liman Reisi Yüzbaşı Mehmet beye teslim eylemiştir.
Adı geçen Mehmet bey de öperek hükûmetin gösterdiği kıymeti takdir etmekten müteşekkir olduklarını kayıkçılar nâmına beyan etti. Müteakiben memleket ileri gelenlerinden eczacı Yusuf Cemal bey ve kayıkçı esnafı adına Kanberzâde Ahmet Efendi ayağa kalkarak İnebolu’nun en küçüğünden en büyüğüne kadar millî muharebede cephane taşımak, kükreyen denizlerde korkusuzca kendilerine düşen yükü vatanseverlikle tâ içerilere sevk etmek, düşman donanmaları karşısında demirden sağlam azim ve imânı siper ederek seve seve kendilerine düşen vazifeye koşmak gibi İnebolu kayıkçılarının her tarafa ün salan kahramanlıklarını hatırlatarak, herkesi sevimli göz yaşlarına gark etmiş ve sonunda Muhterem Hoca Akif Efendi tarafından Cumhuriyetin beka ve selâmeti duâsı tekrar edilmiştir.
Bu büyük ve yüce merâsimi ebeden iftihar edilecek ve gelecek nesillere intikalini temin için de kahraman denizcilerimizin katılımıyla fotoğraf çektirilmiş ve birer tanesi minnet ve şükran hislerini arz makamında, Müdâfaâ-i Milliye Vekili Paşa Hazretlerine ve yüce vilayete takdim edilmiştir.”
Açıksöz, 22 Mayıs 1924, sayı: 1079
Kaynak: Dr. Mustafa Eski - Mustafa Fakazlı