Onlar; vatanseverliğin, özverinin ve cesaretin destanını yazanlar…
Onlar; bıraktıkları mirasla, yaşam sürelerini sonsuzlaştıran kahramanlar…
Onlar; gurur kaynağımız Gazilerimiz.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şubesi’ni ziyaret ederek gerçekleştirdiğim söyleşide; temsil ettikleri değerler, taşıdıkları onur ve ağır başlı duruşlarıyla cevapladılar sorularımı.
Söyleşi sırasında da, fotoğraf çekerken de, çok uzaklarda yitirilmiş arkadaşlarının acısıyla bakışları bulutlanıyordu. Barışa katkı sunmak için yaptıkları savaşla ilgili konuşurken ise, gözleri vatan sevgisi ile ışıklanıyor, yüzleri gurur ile aydınlanıyordu.
Söze, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Hüseyin Mahmutoğlu ile başladık. 1953 yılında Daday ilçesinde doğmuş olan Gazimiz, Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda askeri eğitimini tamamladıktan sonra Kayseri Hava İndirme Tugayı’na dağıtımı yapılmış. Burada paraşüt kursu gören, eğitim alan Hüseyin Mahmutoğlu, Gazi unvanı aldığı Kıbrıs Barış Harekatı’na katılmasını şöyle anlatıyor:
“15.07.1974 tarihinde Kıbrıs’ta Rum Milli Muhafız Ordusu tarafından yönetime el konmuştu. Yunanistan’ın desteklediği bu darbe ile Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlayıp, Türkleri adadan göndermek istiyorlardı.
Bülent Ecevit Başbakan’dı, barış görüşmeleri yapıldı. Bir sonuç alınmayınca T.B.M.M. tarafından karar alınarak 20.07.1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı başladı. Paraşüt Birlği olarak yaklaşık 3 000 asker, nakliye uçaklarıyla geldik. Beşparmak Dağlarıyla Lefkoşe arasındaki Gönyeli Ovası’na tam teçhizatlı olarak üç yüz metre yükseklikten paraşütlerimizle atladık.
Jeepler ve havan topları da özel paraşütlerle yine havadan indirildi. Bu sırada jetlerimiz Rumların mevzilerini bombalayarak, havada hedef olmamızı engelleyip, bizi korudular.
Düşmana hücum ederek, ikiye bölünmelerini sağladık. Ayrıca Bolu Komando Tugayı helikopterlerle Kıbrıs’a indi. Girne’den çıkartma gemisiyle de askerler geldi, havadan ve denizden hücumla savaş üstünlüğünü sağladık. 3 ay 20 gün Kıbrıs’ta kaldım. 498 şehit var.
Savaş bitti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Terhis olup memlekete döndüm. Toplu iğne kadar faydam olduysa, ne mutlu bana.”
“Türkiye Muharip Gaziler Derneği’nden ve Kastamonu Şubesi’nin kuruluşundan söz eder misiniz?”
“Genel Merkezi’mizin müsaadesiyle 2012 yılında şimdi rahmetli olan Gazi Emekli Hakim Albay Ali Cesuroğlu Başkanlığı’nda, Kastamonu Şubemizi açtık. Askeri hakim olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde 30 yıl çalışan Cesuroğlu, Kore'de ve 1953'te savaş sonrası Birleşmiş Milletler gücünde görev yapmasının ardından 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'na katılmıştı.”
Kastamonu Şube Başkanı Hüseyin Mahmutoğlu;
“Mehmet Kahyaroğlu Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken, İlhan Durukoğlu sekreter, Ziya Uzun muhasip ve Mustafa Demirkılıç da üye olarak Yönetim Kurulunda yer alıyorlar. Denetim Kurulu ise, Mehmet Böyükoğlu, Mehmet Balcıoğlu ve Nihat Karabulak’tan oluşuyor” diyor ve ekliyor:
“Kastamonu Şubesi’nin 130 üyesi var. Gazilerin dul eşleri ve yetim çocukları da üye olabiliyorlar.
Belediye bize bu binayı tahsis etti ve tüm belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşları hep destek oldular.”
Aynı binada Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kastamonu Şubesi de yer alıyor. Güzel, bakımlı binayı her iki derneğe mensup gazilerimiz daha da güzelleştirmişler. Bürolarda olduğu gibi binanın girişi, katları ve tüm merdivenlerin yanlarındaki duvarlar şehitlerimizin, gazilerimizin fotoğrafları ile şereflendirilmiş.
Başkan Hüseyin Mahmutoğlu’ndan Malul ve Muharip Gazi hakkında bilgi rica ediyorum. Şöyle açıklıyor:
“Malul Gazi; Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından; katıldıkları savaş sırasında, yaralanarak tedavileri sonucunda sakatlığı rapor ile kesinleşenlerdir.
Muharip Gazi ise; Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılıp, sağ olarak dönenlerdir.”
“Kastamonulu Gazilerden Kıbrıs Anıları” adlı kitapla ilgili konuşuyoruz. Gazi Hüseyin Mahmutoğlu:
“Kastamonu merkezi ve ilçeleri dahil 500’e yakın Kastamonulu gazimiz var. Anılarımızı geleceğe taşımayı biz arzu ettik, o dönemki Valimiz Sayın Avni Çakır’ın desteğiyle de kitap basıldı” diye açıklıyor.
“Kastamonulu Gazilerden Kıbrıs Anıları” adlı kitapta, Kıbrıs Barış Hareketi’nde tanık olduklarını paylaşan gazilerimizden Dernek Başkanı Gazi Hüseyin Mahmutoğlu, Rum Köyü olan Dikomo (Dikmen)’de yaşadığı bir anıyı paylaşmış. Köydeki bir evde Rum askerleriyle karşı karşıya gelişini ve onları etkisiz hale getirişini anlatıyor.
Gazi Mehmet Kahyaroğlu, çıkarma gemileriyle Girne’ye ulaştıklarını ve Omarfo’ya cephane götürürken, ana yola bomba atıldığı için orman yoluna girmek zorunda kaldığından söz ediyor. Aracının arızalanması sonucunda dağda geceyi geçirdiğini, savaştan kaçan bir Rum aileye rastladığını, tüfeğini doğrulttuğunu ama yaşlı ve çocukları görünce ateş etmeyerek, gitmelerine izin verdiğini anlatırken “İşte Türk askerinin farkı budur” diyor.
Gazi İlhan Durukoğlu, 20 Temmuz sabahı Kayseri’den kalkan uçaklarla Kıbrıs’a gidip, paraşütle adaya atladıklarını ifade ediyor. Çatışmalar sırasında arkadaşlarından şehit olanları, kendisinin hafif yaralı olarak savaşmaya devam etmesini ve savaş sırasında yaşadıkları açlığı, susuzluğu anlatıyor. 2. Hareketten sonra yazdığı şiiri de bu kitapta paylaşıyor.
Gazi Ziya Uzun, gemi ile gelip, Girne’den Kıbrıs’a ayak bastıklarını söyleyip, oradan birliğiyle birlikte Omorfo’ya hareket ettiklerini anlatıyor. “Allah savaş göstermesin. Bunu yaşayan bilir” diye sözlerini tamamlıyor.
Gazi Mustafa Demirkılıç, gençlere seslenerek, şanlı Türk ordusunun zaferlerinden söz edip, Mehmetçiğin her gittiği yerde huzur ve güveni sağladığına dikkat çekiyor. Kıbrıs 2. Barış Hareketi sırasında Büyük Kaymaklı semtinde açılan havan topu atışında 12 şehit verdiklerini anlatıp, “Biz barışı sağlarken, orada can arkadaşlarımızı bıraktık” diyor.
Gazi Nihat Karabulak ise; “Akşam saatlerinde Kıbrıs’a vardık. Gemilerden denize atladık. Kulaklarımıza silah ve top sesleri geliyordu” sözleriyle paylaştığı anılarında, piyadelerin hareketlerine devam edebilmeleri için Beşparmak Dağları’nı mayından temizlediklerini anlatıyor. Çarpışmaların ardından Lapta Bölgesine geçip Bolu Komando Tugayı’nın emrine geçtiklerini ve 2. Harekette yaşadığı acı bir olayı paylaşıyor.
Kitaptaki anılarla gazilerimizin dönemine düşen kahramanlık ışığı, sonraki yılları da aydınlatıyor. “Kastamonulu Gazilerden Kıbrıs Anıları” adlı kitabın kapağındaki söz dikkatimi çekiyor;
“Şehit Şerife Bacı’nın Kahraman Torunları”
Yönetim Kurulu ile sohbet ederken, 1996 yılında çıkan Gazilerin Kıyafet Kanunu ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın önerisi ile muharip gazilerin tören giysilerinin; gri pantolon, beyaz gömlek, lacivert ceket olarak, belirlendiğini öğreniyorum.
Gazilerimiz pırıl pırıl giysileri, onurlu tavırlarıyla bu yıl da Cumhuriyet Bayramı Töreni’nde resmi geçit sırasında da bizleri duygulandırıp, onurlandırmışlardı.
Muharip gazilerimize dilek ve isteklerini soruyorum, onlar memnuniyetlerini dile getiriyorlar:
“Tören kıyafeti ihtiyacımız oldu. Dileklerimizi Vali’miz Sayın Meftun Dallı’ya ilettik. Hoş gördü, tamam, dedi ve talimatı verdi. Desteklerini her şeyde görüyoruz. İşimiz düştüğünde yardımcı oluyorlar. Valimiz başta olmak üzere resmi kurum ve kuruluşların elleri üzerimizde.
Beklentimiz, gençlerin biraz daha duyarlı olması, saygı göstermesi. Örneğin, dolmuşta gazimiz ayakta giderken gençler oturuyor ve telefonu ile ilgileniyor. Yer versin isteriz, bundan mutlu oluruz. Başka bir talebimiz yok.”
29 Ekim ve 10 Kasım’ın gururlu ve duygusal günlerinde Gazilerimize konuk olmaktan, söyleşi yapmaktan, seslerini duyurmaktan mutluluk duydum.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Hüseyin Mahmutoğlu’na bunu ilettiğimde şöyle yanıtladı;
“Evet, çok özel günler. En büyük gazimiz; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.”