İLİ SİNOP
İLÇESİ MERKEZ
YERİ VALİLİK BİNASI YANI
Türbe Valilik binasının hemen doğusundadır. Müstakil bir binadır. Türbe binası kesme taşlar ile örülmüştür. Üzeri ahşap çatısı da kiremitlidir. Günümüze bakıma ihtiyacı olan bu türbe Kastamonu Candaroğlu Beyliği eseridir.
Türbeye giriş kapısı türbe binasının doğu tarafındadır. Kapının üstü mermer kemerlidir. Kapı üstündeki kitabesinde üç satır yazı vardır. Bu kitabeyi günümüz Türkçesine çevirmeye çalıştığımızda “Bu mübarek makbere Orhan Beyin oğlu Süleyman Kızı Sultan Hatun için Hicri 797 yılının Ramazan ayının başında bu bina yapıldı kabirleri pek güzel oldu” şeklinde ifade edebiliriz.
Bu bilgileri tarih kitapları ile eşleştirmeye çalıştığımızda Sultan Hatun Türbesi binasının Hicri 797 yılında yapıldığını kesin olarak söyleyebiliriz.
Bu türbede yatan iki hatundan birisinin Osmanlı Padişahı birinci Murat Hanın Kardeşi Süleyman Hanın kızı Sultan Hatun olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz.
Sultan Hatun Candaroğullarından Süleyman Beyin hanımıdır. Bu Hatun Süleyman Bey Sinop ve Bu yerleşim yerlerini doğuya doğru büyütmeye çalışırken Sinop da türbenin yapımından bir yıl önce yani hicri 796 yılında ölmüş ve mezarının bulunduğu yere bir yıl sonra da türbesi yapılmıştır. Türbeyi yaptıran ise kayıtlarda Candaroğlu Beyi Süleyman Paşa yaptırmıştır. Yani Bu türbe bir Candaroğlu denemi eseridir. Türbenin hem sanat olarak hem tarih olarak hem kültür olarak değeri vardır. Ancak günümüzde bu güzel türbenin aslına sadık kalınarak onarılmaya ihtiyacı vardır.
Ayrıca bu türbede ikinci sandukanın bulunduğu mezarda yatan hatun ise Şemseddin Timur’un Hicri 797 yılında ölen ve Aynalı Hatun diye bilinen torunudur. Bilindiği üzere Şemseddin Timur’un oğullarından birisinin ismi de Süleyman’dır. Aynalı Hatun diye bilinen bu hatunun bu zatın kızı olduğu bilgisi de anlatılmaktadır.
Ünlü Arap gezgin İbn-i Batuta’nın Kastamonu ve Sinop ile ilgili yazdıklarında hem türbenin bitirildiği hem de aynı gün türbeye gömüldüğünü yazdığı hatun da Şemseddin Timur’un torunu olan bu hatundur. Halk arasında bu hatun Aynalı Hatun diye bilinmektedir. İbn-i Batuda hem türbenin açılışına hem de bu sırada Türbeye gömülen aynalı Hatunun cenazesine katıldığını cenaze merasiminin çok kalabalık olduğunu ve türbe binasının da çok güzel bir yapı olduğunu yazmıştır. Türbeyi yapan mimarın ise hünerli elleri ile taşları adeta konuşturduğunu ve sanatını güzel icra ettiğini da yazmıştır.
Burada isimleri geçen üç adet Süleyman isimli kişilerin üç farklı zat olduğu unutulmamalıdır. Turlarda misafirlere sunum yaparken mutlaka bu üç ismin farklı kişiler olduğu anlatılmalıdır. Bazı sunum yapan kişiler bunu dikkate almamakta ve komik sunumlar yapmaktadırlar.
Burada şunu da belirtmekte yarar vardır. Osmanlı padişahı ikinci Murat Han Candaroğullarından İbrahim Beyin Kızı Hatice Alime Humma Hatun ile evlidir. Ayrıca İki kız kardeşinden birisi Candaroğlu İbrahim Beyle, Diğer kardeşi Candaroğlu kasım Beyle evlidir. Bu üç düğün Miladi 1415 tarihinde yapılmıştır.
Bundan yıllar önce ise birinci Murat Hanın kardeşi Süleyman Hanın kızı ise Candaroğullarından Süleyman Bey ile evlendirilerek Osmanlı ile Candarlar arasında akrabalık tesisi edilmiştir. Daha sonra ise Fatih Sultan Mehmet Hanın ablası Hatice Sultan da Candaroğlu İsmail Bey ile evlendirilmiştir.
Burada şunu da belirtmekte yarar vardır. İkinci Murat Hanın Oğlu Fatih Sultan Mehmet Hanın annesi Kastamonuludur. Adı Hatice Alime Humma Hatundur.
Bizler Kastamonu’dan Sinop civarına tur programı yaptığımızda uğradığımız mekanlardan birisi olan bu Candaroğulları eseri olan türbeyi ziyaret etmek hem de buradaki sunumu özellikle kendimizin yapması konusuna dikkat ediyoruz.
Bu türbede yatan Candaroğlu Süleyman Beyin Eşi Sultan Hatunun hem de Şemseddin Timur’un torunu Aynalı Sultan’ın makamları cennet ruhları şad olsun. Ancak şunu da ifade etmekte yarar var buradaki Candaroğlu Süleyman bey ikinci Süleyman’dır. Bu Süleyman Bey kötürüm Beyazıd’ın oğludur. Birinci Süleyman Bey ise Şemseddin Yaman Candar’ın oğludur.
Ezberlemesi ve anlatması zor olan bu türbenin hikayesi ise hem Osmanlı tarihini hem de Candaroğulları tarihini çok iyi bilmeyi gerektirmektedir. Çünkü küçük bir kelime hatasında bile bu türbenin hikayesini dinleyenlerin hem kafası karışıyor hem de dikkatleri dağılıyor. Bunu derli toplu anlatmak da anlatanın becerisine kalıyor.
Zühtü Aslan