Kültür ve Turizm Bakanlığının “Cumhuriyetimizin 100. Yılı” kutlamaları çerçevesinde 11-14 Aralık 2023 tarihleri arasında Ankara’da düzenlediği X. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi’nin Meyra Palastaki açılış töreninde kongreye yurt içinden ve dışından katılan 200’ü aşkın Türklük bilimci, halk bilimciyle bir araya gelmek şansını yakaladık. Söz konusu kongrelerin birincisini 1975’te İstanbul, ikincisini de 1981’de Bursa’da düzenleyen kuruluşun (KB MİFAD) sorumlu yöneticisi olarak, 10. Kongre’de bulunmak, büyük bir şans ve onur verici bir olaydı. Açış konuşmalarından sonra “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Halk Kültürü” konulu panelde çağrılı altı konuşmacıdan biri olmamız, öğleden sonra da değerli müzikolog, Kastamonulu hemşehrim, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Dr. Süleyman Şenel’in de bildiri sunacağı salonda; “THM Alanında Yayımlanmamış Bir Araştırma (1973): Sonuçları, Önemi” başlıklı bir bildiri sunmanın (parkinsonun tüm sallama, devirme çabalarına rağmen) keyifli anlarını birlikte yaşadık. Konuşmamızın sonunda, çok az yerde bulunan araştırmanın bir kopyasını kendisine zevkle armağan ettik. Süleyman Bey ise her Ankara seyahatinde olduğu gibi bu Kongre’ye de boş gelmemişti. Sabahki ilk karşılaşmamızda yeni kitabını vermişti zaten:

Muzaffer Sarısözen; Altay Türküleri ve Musiki Folklorumuz, Notlandıran ve Baskıya Hazırlayan Süleyman Şenel, Ankara 2023, 558 s. KTB Yayınları: 3750, Sanat Eserleri Dizisi: 495.

Dr. Şenel’in, Türk halk müziğinin büyük emektarı M. Sarısözen hakkındaki dev eseri Muzaffer Sarısözen: Türk Halk Müziği ve Oyunları Hakkında Yazılar, Röportajlar, Anılar, Ardından Yazılanlar, Belgeler, Notalar (İstanbul 2018, 1064 s.) üzerinde Kastamonu gazetesindeki köşemizde “Dr. Süleyman Şenel’in Anıt Eseri: Muzaffer Sarısözen” başlıklı (7 Kasım 2018, s.2) bir yazı yayımlamış, eserin tanıtımını yapmıştık.

Yeni kitabının orijinalini 1987 yılında Sarısözen’in kurduğu H.Ü. Devlet Konservatuvarı Folklor Arşivinin tozlu raflarında görmüş, müdürlüğün izniyle fotokopisini almıştı. Sarısözen tarafından yazılıp düzenlenip bastırılmak üzere Konservatuvar Müdürlüğüne 1961 yılında teslim edilen içinde 39 nota, 7 fotoğraf ve iki çalgı çizimi bulunan, daktilo ile yazılmış 69 sayfadan ibaret Altay Türküleri ve Musiki Folklorumuz adlı kitap, 3 Ocak 1963 tarihinde Sarısözen’in vefatı üzerine “rafa kalkmış”, gün ışığına çıkmak için Dr. Süleyman Şenel ile 2023’ü (100. Yıl) beklemek zorunda kalmıştır. Kazak/Altay Türkçesi türkü sözleri, Sarısözen’in Arap alfabesiyle aldığı notlar, izinler, yayınevi bulma çabaları dolayısıyla Dr. Şenel’i bir hayli yoran kitap, nihayet içeriğinin çevresindeki kültürel birikimle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığınca (Orijinali şu an Millî Kütüphanede bulunmaktadır.) nefis bir tasarım ve baskıyla, tıpkıbasımıyla birlikte yayımlandı. Ankara’ya kitap dolayısıyla kaç seyahat yaptığını Allah bilir. Bizce, bu kitabıyla Sarısözen araştırmalarına son halkayı da eklemiş olduğu gibi, bu tür müellifi ölmüş, kültürel miras özelliğine sahip masa üstü veya tozlu raf kitap hazırlıklarının nasıl ele alınması gerektiğine dair de metodik bir çalışmayı müzikologların,halk bilimcilerin hizmetine sunmuş oldu. Kitabı imzalarken, bizim için yazdıkları, ömrümüzün son yıllarında aldığımız iltifatların içinde yıldızlaştı diyebiliriz:

Daha öğrencilik yıllarımda başlayan ve bugünlere ulaşan, uzun yıllar boyunca daima yanı başımda, gönlümde ve aklımda taşıdığım Nail Tan adı, kutlu bir varlık misali yoluma ışık, güven ve cesaretlendiren olarak manevi cevherler saçtı.

Hemderdim, hemşehrim değerli Nail TAN hocama en derin hürmetlerimle Muzaffer Sarısözen’in bu eşsiz kitabnı takdim etmekten bahtiyarlık duyuyorum.

Değerli hocam, sağlık ve esenlik dileklerimle... 11 Aralık 2023. 10. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi hatırası olarak... Süleyman ŞENEL.

Nail Tan Köşe-3

Kitabın M. Sarısözen tarafından yazılışının hikâyesi, baskı macerasından da daha ilginç. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Ön Söz’ü ile Dr. Şenel’in Sunuş ile Giriş bölümlerinden öğrendiğimize göre; T.C. Bakanlar Kurulunun 13 Mart 1952 tarihinde yaptığı toplantıda, Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye iltica etmek isteyen Altay coğrafyasından Kazak kökenli 1850 Türk’ün iskânlı göçmen olarak ülkemize yerleşmeleri kabul edilmiş, 1952-1954 yılları arasında kâfileler hâlinde İstanbul’a gelmişlerdir. İstanbul’da önce Zeytinburnu, Sirkeci ve Tuzla’daki göçmen misafirhanelerinde ağırlanan Kazaklar, daha sonra Manisa/Salihli, Kayseri/Develi, Niğde/Altayköy, Aksaray ve Konya/İsmil’e arazi verilerek yerleştirilmiştir. Kazakların bir bölümü de İstanbul’da kalmıştır. İşte Muzaffer Sarısözen, Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğünün görevlendirmesi (kendisinin istediğine adım gibi eminim) sonucu İstanbul Zeytinburnu Göçmen Misafirhanesinde Şubat 1955 ayı başlarında yeni gelen 80 kişiden oluşan Kazak grubundaki sanatkârlarla görüşerek teyple kayıtlar yaptı. Ankara’ya dönüşünde derlediği malzemeyi değerlendirmek, türküleri notaya almak hemen mümkün olmadı. Kazak/Altay Türkçesi, kültürü çetrefil bir alandı. Kitaba dönüşmesi ancak 1961 yılında sağlanabildi. Basılması için de 62 yıl beklenecekti. Bu onur, Zeytinburnu’nda doğan (1963), çocukluğu, gençliği Balkan ve Doğu Türkistan göçmeni ailelerin arasında geçen Dr. Süleyman Şenel’e nasip oldu. Dr. Şenel’in Sunuş yazısından bazı bölümlerin altlarını çizmek zorundayız (s.7-14):

Altay Türkleri ve Musiki Folklorumuz kitabı; Zeytinburnu’nda beraberce büyüdüğüm arkadaşlarımın atalarından, analarından Zeytinburnu Göçmen Misafirhanesinde 1955 yılının serin bir Şubat gününde Muzaffer Sarısözen tarafından yapılan sözlü derlemelerin anlattıklarını, sıvızga ve dambıra kayıtlarını, kadınların – erkeklerin dillerinden dökülen düğün âdet ve ritüellerini; ülkemiz-Atatürk ve Zeytinburnu için ayıtmaları ve ömürleri göç yollarında geçen göçmenlerin kendileriyle beraber getirdikleri maddi ve manevi kültür varlığının en saf hâlini anlatıyor.

Altaylı göçmenlerden yapılan bu derleme çalışması; 1952 yılında tamamlanan Ankara Devlet Konservatuvarının resmî derleme gezilerinden üç yıl sonra, bizzat M. Sarısözen’in tek başına görev üstlendiği, son Ankara dışı alan araştırmasıdır.

Ve Muzaffer Sarısözen imzasıyla yayıma hazırlanan bu kitap, Ankara Devlet Konservatuvarı adına 17 (16+1) yıl boyunca alanda yapılan derleme çalışmalarının, bizzat derleyicileirnden birisi tarafından kitap hacminde yayımlanabilir hâle getirilmiş- yazarının sağlığında yayımlanmamış olsa da- notalı ilk raporu ve yazılı belgesidir.

Ülkemizin güzide kültür ve sanat çevreleri de 1955 yılından beri tozlu raflarda eriyip yok olma kaderine mahkûm plak ve bant kayıtları ile on binlerce sayfa hacmindeki yazılı belge içinde kendine göz önünde bir yer bulamayan Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza ait müzik eserlerini, bu kitap vasıtasıyla ilk kez tanıma imkânını bulacaklardır.”

Kitap, sadece Sarısözen’in Doğu Türkistan Altay Dağları eteklerinden Türkiye’ye göç etmiş Kazak kökenli ama Altay Türkçesi ile konuşan küçük bir kafilenin halk müziği örnekleri ile bazı gelenek ve göreneklerinden ibaret değildir. Dr. Şenel, orijinali 69 sayfalık kitabı yayımlarken ondan daha geniş yararlanmayı sağlamak amacıyla notlandırmış, ayrıca bazı bölümler eklemek ihtiyacını duymuştur. Dr. Şenel’in yazdığı bölümler, ana hatlarıyla şunlardır:

·Giriş (s.25-49): Kazakların Türkiye’ye Göç Tarihi/Altaylardan Anadolu’ya Bir Özgürlük Destanı:

Kazakların Göçten Önce Yaşadıkları Coğrafya, Göçün Sebepleri, Aşamaları, Kazakların Türkiye’ye Göç Kararı, Kazaklar Türkiye’de, Kazakların Türkiye’deki Faaliyetleri, Türkiye Kazakları Üzerine Araştırmalar

·Muzaffer Sarısözen Kimdir? (s.51-65)

1.Bölüm: Türkiye’de Halk Müziği Araştırmaları (s.67-137)

Kısa Tarihçe ve İki Öncü Kurum: Darülelhan ve Ankara Devlet Konservatuvarı, Gramofon ile Anadolu’ya Derleme Gezisine Çıkış, ADK Folklor Arşivi Şefliğinin Kurulması, M. Sarısözen’in Vefatının Ardından Folklor Arşivi, Doğu Türkistanlıların Türkiye’ye Gelişi ve Müzik Adamlarının Derlemeleri (M. Sarısözen, Sadi Yaver Ataman, Prof.Dr. Kurt Reinhard-Dieter Christensen, Ursula Reinhard Derlemeleri)

2.Bölüm: Muzaffer Sarısözen ve “Altay Türküleri ve Musiki Folklorumuz” Kitabına Genel Bir Bakış (s.139-237)

Kitapta Kullanılan Yazılı-Sesli Materyaller Hakkında, Kitap Hakkında, Derleme Fişleri, Bant Kayıtları, Fotoğraflar, Altaylardan Notlar, Kitabın Düşündürdükleri, Altay’dan Gelen Halk Sanatkârları, Çoban Türklerin Müziği, Tasvirî Musiki Örnekleri, Çocuk Folkloru, M. Sarısözen’in Kaleminden Birkaç Kültürel Unsur Kıyaslaması Daha (Çalgılar, Terminoloji, Notasyon, Usul-Ritim)

·  Ekler (s.385-484)

1.    Derleme Fişleri, 2. Kaynak Kişi Derleme Fişleri, 3. Altaylardan Notlar, 4. Diğer Basılı Belgeler

·  Kaynakça (s.464-473)

·  Dizin (s.474-485)

Kitaptaki doğrudan Sarısözen tarafından yazılan Altay Türkleri ve Musiki Folklorumuz adlı 3. Bölüm (s.239-384) şu alt başlıklardan oluşmaktadır:

·  Ön Söz, Sıvızga, Derleme Fişleri ve Notalar, Dambıra, Doğu Altay Türklerinde Bazı Âdet ve Gelenekler (Düğün, ölüm, çocuk oyunları, yağmur duası), Türküler/Ölümler (Altay Türkülerinde konu, türkü sözlerini çevirirken, usul bakımından Altay halk musikisi, 9 vuruşlu usuller, zeybek meselesi, notası yazılmayan parçalar, kaynak kişi bilgi fişleri, çalan ve çalgı, eser sırası listesi)

·  Tıpkıbasım (s.486-558)

Sonuç olarak; Sarısözen ve Dr. Şenel’in Altay Türküleri ve Musiki Folklorumuz kitabı birçok yönden örnek bir çalışmadır. Öncelikle, sıklıkla karşılaştığımız, yurt dışından Türkiye’ye göç eden soydaşlarımız hakkında yapılması gereken bir işi hatırlatmıştır: İskân edilmeden önce getirdikleri kültürel mirası, tarihî-sosyolojik bilgileri derleme. Bakınız, Sarısözen, 1955’te sadece birkaç günlük bir derleme gezisiyle 80 kişilik bir Kazak kafileden bir kitap dolusu, o da müzik ağırlıklı kültürel malzeme toplamıştır. Grubun tamamını (1850) düşününüz. Bu olay, 80’li yılların başında (1982’de çıkan bir kanunla) Türkiye’ye Afganistan’dan getirilen Türk kökenli (Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ağırlıklı) göçmenlerin kültürünü derleme konusunu hatırlattı. Van, Tokat, Kayseri, Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay’a yerleştirilmişlerdi (4163 kişi). Aylarca, yıllarca süren derlemeler yapıldı ama sonuçlarını açık seçik göremedik. Diğer yandan, girişte de belirttiğimiz gibi benzeri eserleri nasıl değerlendirmek, baskıya hazırlamak konusunda da Dr. Şenel metodik bir çalışma ortaya koymuştur. Bizce Sarısözen araştırmalarına son halkayı da ekleyip âdeta mestektaşlarına yazacak, söyleyecek bir şey bırakmamıştır. Kitabın son hizmeti de; günümüz THM akademisyen ve sanatçılarının Sarısözen’e vefa borçlarının çok önemli bir bölümünün daha Dr. Süleymen Şenel vasıtasıyla (Tabii Kültür ve Turizm Bakanlığı ile katkıda bulunanların emeğini unutmayarak) ödenmiş olmasıdır diyebiliriz. 3 Ocak 2024, Sarısözen’in 61.ölüm yıl dönümüydü. Mezarı, Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’ndadır. Onu bir kez daha saygıyla anarken Dr. Süleyman Şenel’i defalarca kutluyor, kitabı yayımlayan KTB Bakan, yönetici ve çalışanlarına teşekkür ediyoruz...