Prof.Dr. Metin And (1927 İst.-2008 Ankara), KB/KTB folklor birimindeki (MFE /MİFAD /HAKAD/ HAGEM) yöneticilik görevlerimiz sırasında çalışmalarından, bilgisinden en çok yararlandığımız bilim insanlarının ön grubunda yer almaktaydı. Çok yönlü bir yeteneğe sahip olağan dışı bir şahsiyetti. Hukuk yüksek öğrenimi görmesine karşın, içindeki sesi dinlemiş, İngilizlere ve ABD’de tiyatro, müzik, opera ve bale dallarında öğrenim görüp araştırmalar yapmış, yurda dönüşünde AÜ DTCF Tiyatro Bölümü öğretim kadrosunda yer almış, bilim ünvanlarını tamamlamış ve 1994 yılında yaş sınırından emekliye ayrılmıştı. Emeklilik döneminde kitaplarının geliştirilmiş yeni baskılarını hazırlıyor, yeni kitaplar da kaleme alıyordu. Araştırdığı tiyatro konularından biri de MİFAD’ın görev alanına giren Geleneksel Türk Tiyatrosu (Meddahlık, orta oyunu, Karagöz, kukla, seyirlik oyunlar) ve halk oyunlarıydı. Özellikle de Türk gölge oyunu Karagöz’e büyük sevgisi vardı. Bu alanda en güzel kitapları yazdığı gibi bazı Karagözcüleri yurt dışına götürüp uygulamalı konferanslar verdi. Onun için sık sık görüşüyorduk. Ölmeden önce dostum, halk bilimci, YKY Editörü M. Sabri Koz’a eserlerinin yeni baskılarını hazırlama yetkisini vermişti. M. Sabri Koz, tek kızı Esra And ve babasının yakın çevresiyle iş birliği  yaparak  bu görevi başarıyla sürdürüyor. Bu çerçevede ele aldığı, Haziran 2024 tarihli, ilk baskısı 1964 yılında İstanbul’da İzlem Yayınları tarafından yapılmış kitabın künyesi şöyle:

               And, Metin; Türk Köylü Dansları, Editör: M. Sabri Koz, İstanbul 2024, 135 s., YKY: 6408.

               YKY’nin 2002 yılından bu yana M. Sabri Koz’un editörlüğünde gözden geçirip genişlettiği veya ilk kez yayımladığı 14. Metin And kitabı. Hayatı boyunca 54 kitap ve 1500 civarında makale, eleştiri vb. yazdığı belirlenen rahmetli And’ın araştırdığı, ilgilendiği konulardan biri de balenin kaynağı halk oyunlarıydı. 1962 tarihli Dionisos ve Anadolu Köylüsü’nün 2019 yılında  yine M. Sabri Koz’un editörlüğündeki yeni baskısını, ikinci  halk oyunları kitabı izlemiş oluyor. En önemli kitabı 1974 tarihli Oyun Bügü’nün yeni baskısı 2003’te sağlığında yapılmıştı. Ona saygımızı  ve M. Sabri Koz’un büyük emeğini dikkate alarak “Ölümüne Yazılar”a bir ekleme daha yapmak zorundayız.

               M. Sabri Koz, kitabın başındaki (s.9-14), “Türk Köylü Dansları’nın Yeni Baskısı Üzerine” başlıklı yazısında; 1964 yılından bu yana Türkiye’de halk oyunları alanında yapılan belli başlı yayınları, ayrıca 1900-1928 arasındaki ilk yayınları özetleyerek yeni baskıdaki rolünü, yöntemini açıklıyor. And’ın 1964 öncesi verileri çerçevesinde 1400 halk oyununu analiz ederek ürettiği bilginin yanında günümüzde Ahmet Şenol’un tespitiyle 3274’e yükselen  halk oyunu adına rağmen, kitaptaki bilgilerin önemini koruduğunu belirtmiştir.

               Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısındaki açıklamalar da M. Sabri Koz’un verdiği bilgileri netleştiriyor. Bazı cümleleri aktarmakta yarar var:

               “Bu oyunlar; Türklüğün geçmişi, yolculukları, durak yerleri, yayılma ve etkileme-etkilenme alanları kadar eski ve köklüdür. Dinsel boyutundan, gösterim boyutuna Türk halk oyunlarının yozlaşmadan yaşamaya, yaşatılmaya ihtiyacı var.

               Metin And, 1962’de Dionisos ve Anadolu Köylüsü ile 1964’te Türk Köylü Dansları’nı yayımlayarak ‘ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla’ bu alanlarda da cesur adımlar attı. Geçmiş ve günceli, gösterim sanatları, mitologya, halk bilimi ve dans tarihi açısından gününe ve bugüne göre yeni görüşlerle inceledi. Bu iki kitap, aynı kalemden çıkmış ve birbirinin kardeşi olarak görülmeye değer örnek çalışmalardır (....)

               Türk Köylü Dansları da evrensel bakış açısıyla yerli olana yönelmenin güzel örnekleriyle doludur. Yeni önermeler için görsellerle zenginleştirilmiş olarak okuyucuyla bir kez daha buluşuyor.”

               And’ın 15-16. sayfalarda yer alan Önsöz’ünde amaç, yöntem ve içerik hakkındaki şu cümlelerine de kulak vermek gerekiyor:

               “Ulusal kültürümüzün çok zengin kaynaklarından biri olan Türk köylüsünün dansları üzerine tek tük dağınık kitaplar bulunmakla beraber, bunların hiçbiri bu dansları bütün yurda yaygın ve genel açıdan incelememiştir. (....) Bu küçük el kitabıyla bu boşluğu doldurmak, danslarımız üzerinde çalışmak isteyen gönüllülere, ellerinin altında başvuracakları bir danışma kitabı vermek istedim. (....)

               Kitapta danslar üzerinde bilgiler; ya birinci elden toplanmış ya da bu konuda daha önce başkalarının yaptıkları araştırmalardan yararlanılmıştır. (.....) Kitaptaki 1400’ü aşkın dansı içinde bulunduran ve bölgelere göre alfabe düzeniyle hazırlanmış dizin de gene bir kişinin çabasıyla toplanmıştır. Danslarımız, sayıca bundan çoktur. (.....)

               (....) Kitabın sonuna gerek incelemeci gerek uygulayıcılar için yararlı olacağını sandığım iki bölüm eklenmiştir. Bunlardan birincisinde derleyici, toplayıcı ve dansları öğrenip öğretecekler için yöntemler; ikincisinde ise bu dansları sahneye uygulamak isteyenlerin tutacağı yolları ele almıştır. (....) İki önemli konu, kitabın küçük bir el kitabı olması bakımından ele alınmamıştır. Bunların birincisi müzik, öteki giyim kuşamdır. (....) Bundan başka köylünün yarı dinsel ve dernek dansları da konu dışı tutulmuştur. İlerde danslarımız üzerine hazırlanacak daha geniş bir kitapta bütün bu eksiklikler giderilmeye çalışılacaktır. (....)”

               Editör, küçük boyutlu birinci baskıdaki fotoğrafları taratıp ikinci baskıda da kullanamazdı. Çünkü hiçbir değer ifade etmeyecekti. Meraklısı zaten kitaplıkta görüyor. Öncelikle kızı vasıtasıyla  kitabın hazırlık dosyasına ulaşmaya çalıştı. Fotoğrafların asıllarını kullanmak için. Kızı bin bir güçlükle bir bölümünü buldu. Ünlü Fotoğrafçı Ara Güler (1928-2018) kaynaklı olanlar için A. Güler Arşivi’ne gitti. Kapak fotoğrafı için günlerce araştırma yaptı. Biz dâhil, tanıdığı halk bilimcilerin fotoğraf arşivlerinden ilk baskıdaki resimleri veya benzerlerini aradı. Sonunda onu oldukça tatmin eden bir sonuca ulaştı ama çok yoruldu. Bibliyografya, dizin bölümü zenginleştirmeleri, diğer bölümlerdeki katkıları da unutulmaz.

               Kitapta bilgi veren şu bölümler bulunuyor:

·        Türk Köylü Dansları

·        Bazı Terimlerin Açıklanması

·        Köylü Oyunlarının Adlarının Anlamları

·        Köylü Oyunlarının Koreografik Düzenleri ve Adımları

·        Köylü Oyunlarının Bölgelere Dağılışı

·        Dansların Konularına Göre Ayrılışları

·        Köylü Oyunlarının Toplanması ve Öğretilmesi

·        Köylü Danslarımızın Sahneye Uyarlanması

Kitap Kısa Bibliyografya ve Dizin’le sona ermekte.

Gelelim asıl konumuza. Halk bilimiyle ilgili her kitabı, önce halk bilimciliğini ana mesleğim kabul ederek karıştırır, bazı yerlerini okurum. Sonra da “Kastamonu’yla ilgili neler var, yeni bir bilgi getiriyor mu?” düşüncesiyle bir kez daha karıştırırım. A. Süheyl Ünver’in sözleri daima aklımdadır: “Ben hiç kitap okumadım ama binlercesini karıştırdım, not aldım. Bir şey yazacağım zaman gerekli olanı o zaman okurum.”

Kitapta 1964 öncesi bilgilere göre, şu Kastamonu halk oyunlarının adları sayılmıştır: Aşağı İmâret, Ben Tefimi, Beyler Bahçesi, Bütün Çıtırdak, Çeliktendir, Çiçekdağ (Tokat, Yozgat’ta da), Davul Oyunu (Bolu’da da), Dere Bekleyen, Erencik, Esnaf, Genç Osman (Safranbolu’da da), Hendek, Heyamola, Kara Kuzu, Karanfil Oyunu, Kınalı Keklik, Oturak Havası, Rakı İçtim, Sepetçioğlu (Bergama, Bolu, Çankırı, Çorum, Isparta, Kırşehir ve Sinop’ta da), Topal Koşma (Ankara’da da), Yarım Çıtırdak (Çırdak).

Günümüz Kastamonu halk oyunlarıyla kitaptakiler arasındaki bazı farklılıklar hemşehrilerimizin dikkatinden kaçmamıştır mutlaka. Erbabı incelesin.

Kitapta Kastamonu halk oyunlarıyla ilgili üç fotoğraf bulunmaktadır. İkisi Metin And Arşivi’nden ve Karayılan lakaplı ünlü davulcu Mahir Dağlı’ya ait. 55. Sayfadaki büyük usta Ara Güler’in objektifinden İnebolu Heyamola görüntüsü ise bir şaheser.

       Kastamonu halk oyunlarıyla ilgili şu bilgi de (s.89) ilgimizi çekti: “Kastamonu’dan Aşağı İmâret, Beyler Bahçesi ve Kara Kuzu doğmaca (doğaçlama), yani oyuncunun içinden geldiği gibi oynadığı, Erencik ise yarı doğmaca danstır.

       Kastamonu’ya ilgi ve sevgisini her zaman söyleyen, Gökyay’ın öğrencisi olmakla daima övünen M. Sabri Koz, teşekkür bölümünde fotoğraf katkımız (3) dolayısıyla adımızı anmış, ayrıca son kontrolde eline geçen Talât Mümtaz Yaman’ın 1928 tarihli iki Kastamonu halk oyunları yazısıyla ilgili notları kitaba ekleyerek bilim insanı ciddiyetinin güzel bir örneğini daha vermiştir.

       “Rahmetli Prof. Dr. (Bu ünvanları hiç kullanmaz, kitap ve makalelerinde yazmaz ve yazdırmazdı. Yazdıklarım, adımın önündeki ünvanlardan dolayı değil, Metin And yazdığı için doğru kabul edilmeli” derdi. Metin And’ı saygıyla anarken, başta editör M. Sabri Koz olmak üzere yayımında emeği geçenleri ve elbette ki YKY yöneticilerini kutluyor, şükranlarımızı sunuyoruz.

         

N. Tan, Metin And ve Alman Kültür Merkezi Müdürü

Ankara’da Karagöz Sergisi Açılışında (1979)