Yola çıktığımızda henüz gün aydınlanmamıştı. Amacımız, gelecek adına güçlü bir hayalin bir ön yoklamasıydı sadece. Olur mu, olmaz mı, nasıl olur, bir bakıp dönecektik. Biz yol aldıkça, önce yeryüzünün gri detayları belirmeye başladı. Tıpkı karakalem eskiz çalışma tadında bir görüntü. Sonra yavaş yavaş renklendi, canlandı. Sonunda bizleri kendisine hayran bırakan yüzlerce tabloya dönüştü. Her açısında bir başka eşsiz eser. Doğanın muhteşem sonbahar sergisindeyiz...
Üzerinden epey zaman geçti sanırım. Osman Başkanım bir sohbette önemli bir hayalinden bahsetmişti. Azdavay - Daday ilçelerimiz arasında “Atlı Tur” rotası belirlemek ve bunu projelendirmek.
Hazırlamakta olduğumuz Azdavay Turizm Haritası ve Rehberi üzerinde çalışırken yine bu konu gündeme geldi. Osman Başkanım böyle bir proje düşündüğünü, bunu hayal ettiğini ve böyle bir projenin bölgeye çok ciddi anlamda hareket getireceğini söyledi.
Açıkçası ben bu düşünceyi ilk duyduğumda başkanımızın bakış açısına, vizyonuna hayran kalmıştım. Böyle bir proje, birkaç amaca birden hizmet edebilirdi...
Bizim Kastamonu olarak en büyük sorunlarımızdan birisi de, turizmi bütüncül bir yaklaşımla değerlendirememek. Şöyle bir yaklaşım biçimimiz var, en azından toplumun genelindeki algı bu yönde. Merkez kendi içerisinde ayrı bir dünya, ilçelerimiz kendi içerisinde ayrı bir dünya. Birbirinden bağımsız, habersiz, bağlantısız yol almaya çalışıyor.
Oysa Kastamonu hep birlikte değerli ve güçlü. Bütüncül potansiyelini ortaya koyabilen, değerlendirebilen bir Kastamonu, bölgenin, hatta tüm ülkenin yıldızı olur.
İşte bu düşünceden hareketle Osman Başkanımın düşüncesi beni gerçekten heyecanlandırmıştı. Turizm Rehberi üzerinde çalışırken bu konu tekrar gündeme gelince, başkanım biz bu rotanın bir ön çalışmasını, ön haritalamasını yapalım dedim. Açıkçası bu kadar hızlı tepki beklemiyordum. Yarın önemli bir işin yoksa bu gece burada kal, yarın bu rotaya bakalım dedi. Konu benim de ilgimi çektiğinden Osman Başkanımın heyecanına ortak olmak istedim, tamam dedim...
Başkanın saat onbirde bir programı var. O nedenle hızlı olmamız gerekiyor. Artık güneş iyice kendisini gösterdi ve doğanın muhteşem renkleri ortaya çıkmaya başladı. Yeşil sarı ve kırmızı tonlarında onlarca farklı renk bir arada. Neredeyse her metre faklı bir açı, farklı bir kadraj. Hakkıyla fotoğraf çekmeye çalışsam akşama çıkamayız. Yine de ara ara durup görüntü alıyoruz. Bir köyden geçiyoruz. Adı Tembeller. Neden bu ismi aldı bilmiyorum ama, muhteşem evleri var. Dokusu bozulmamış bir köy. Betona rastlamadım. Yerleşim biçimi, çevresi ve mimari dokusu ile alın size muhteşem bir turizm noktası. İhtiyacı olan tek şey küçük bir dokunuş ve farkındalık.
Bir ara ağaçlar arasında sisli bir vadi görünüyor. Ballıdağ’ın etekleri sisler içinde kalmış. Duruyoruz ve bol bol fotoğraf çekiyoruz. Benzer manzaralar birkaç kez daha tekrarlanıyor.
Yol tam istediğimiz gibi. Köy yolu ve orman yolu vasfında. Çoğunlukla orman yolu. Rota bütünlüğünü bozacak hiçbir şey yok. Bakımı ve işletmesi kolay bir rota. Alternatifli güzergah üretmek kolay. Çevrede çok sayıda köy var. Bu köyler arasında bağlantı yolları var. Dolayısıyla bu rota, güzel bir çalışma ile ziyaretçisine keyif veren bir etkinlik parkuruna dönüşebilir. Güzergahın güzelliği, fırsatları, çeşitliliği ile burada Atlı Turlar, ATV Turları, Bisiklet Turları ve trekking - hiking yapmak mümkün. Bu sayede güzergah üzerindeki köylerimizde, ilçelerimizde önemli bir iktisadi kazanım elde etme imkanımız da olmuş olur. Ve yine buı sayede şehir olarak, Kastamonu olarak, Ekoturizm ve Doğa Turizmi kavramlarını biraz daha iyi anlama ve kavrama fırsatını elde etmiş olabiliriz...
Rehberimiz Mustafa Abi (Kaya) uzun yıllar bu bölgede ormanda çalışmış. Neredeyse otuz yıl önce kullandığı yolları bile hatırlıyor. Girdiğimiz bazı yollar neredeyse yol olmaktan çıkmış bile. Ancak bu bizi bölgenin çeşitliliği ve doğallığı açısından oldukça sevindiriyor. Bu güzergah, başkanımın hayal ettiği proje için biçilmiş kaftan. Fazlası var eksiği yok. Umarım kısa zamanda gerçeğe dönüşür.
Yaklaşık 40 km. yol aldık ve sonunda Çömlekçiler Köyüne ulaştık. Değerli dost Barış Bıyıklı’nın işlettiği Barış At Çiftliği’ne uğradık. Yıllar önce burada ata binmiştim. Cimcime adında bir attı. Kendi de cimcime birşeydi zaten. O günden beri hep dörtnala at binmeyi hayal edip durdum. Ancak bir eğitim alacak fırsatım olmadı. Kısmetse bu yıl bunu yapmak niyetindeyim. Hele bu rota projesi gerçekleşirse, bu muhteşem parkurda at binmek bambaşka bir keyif olur.
Dönüş yolunda zaman zaman geldiğimiz güzergahtan farklı yollara giriyoruz ki, alternatif yolları görelim. Yalnız her girdiğimiz yol bir öncekinden daha güzel görünüyor gözümüze. Osman Başkanım yolun eğimine göre gidiş ve dönüş güzergahının planlamasını yapıyor. Atların dik rampa inişi, çıkışlarına göre çok daha zor oluyormuş.
Saat onbire az kala Azdavay Atlı Turizm Merkezi’ne geri dönüyoruz. Osman Başkanım programına gidiyor. Biz de Atlı Turim Merkezi’nde harika bir kahvaltı yapıyoruz.
Bugüne dair beklentim bu proje için sadece bir fikir alabilmek iken, gezi sonunda keşif çalışmasının önemli bir kısmını tamamlamış oluyoruz. Gidiş ve dönüş için iki alternatifli bir yolun haritalamasını yapmak için gerekli verileri aldık. İlerleyen günlerde bölgede çok daha detaylı çalışma yaparak, rotanın tüm alternatifleri, mola noktaları, su kaynakları vb. işaretlemer ile projenin çok daha detaylı bir haritası çıkmış olacak.
İnşallah Azdavay-Daday Yerel Eylem Grubu Derneği’miz de bu rotayı projelendirerek Kastamonu Turizmine armağan edecek. Ben şahsen Kastamonu’yu, Kastamonu doğasını, kültürünü ve Kastamonu Turizmi’ni dert edinmiş bir kardeşiniz olarak Osman Başkanıma tüm Kastamonu adına teşekkür ediyorum.
Gelecek hafta görüşmek dileği ile, hoşçakalın.