“İyilik dernekleri” dedi bir ağabeyim “THK, Kızılay, Yeşilay” için, daha iyi bir tanımlama olamazdı kesinlikle, yattı kafama…

Dört elle sarılmamız, omuzlamamız, “suyu akıntısına bırakmamamız ” gereken kuruluş her üçü de.

Kirpiğine halel gelmemeli her birinin…

Geçtim gözünden.

Mazisi var Kastamonu’da çünkü…

Emek baki.

Esintileri bitmez…

Gönle ferahlık.

Kısa pasajlarla hatırlayalım…

Hiç zihnimizden çıkmayanları.

THK…

Unutulmaz başkan Yurdanur Tiftik elbette, THK’ye verdiği emek ile ilimizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından birini yarattı, adı ile özdeşleştirdi adeta. Büyük fedakarlık, emsali aranmaz. 1980’ler, hatırlıyorsunuz değil mi THK’nin Uzunyazı’da verdiği planör ve paraşüt eğitimini? “Kadın paraşütçüleri ile ünlüdür Kastamonu” desem yalan mı? Hey gidi, kadın paraşütçülerimiz vardı. Kaç hafta boyu, belki ay, Uzunyazı’da eğitim sürer, planörler uçar, paraşütçüler süzülürdü. İzlemesi bile heyecan şelalesiydi. Şehir, Uzunyazı’ya akardı bin merakla. Karnaval, festival, şenlik. THK, ne iyi yapmıştı eğitim için Kastamonu’yu seçmekle. THK ekibinin kalması için bina lazımdı Uzunyazı’da ama. THK ve Kastamonu Özel İdaresi ortaklığında Uuznyazı’da bina yapıldı, alt katı lokanta, üst kat yatakhane. “Lokanta” ve “yatakhane” dedimse, bildiğiniz “tesis”, hatta “otel” desem yeri. Eğitim yaz aylarında yapıldığı için, arta kalan vakitte şehrin sosyal ihtiyacını karşılıyordu bina. Düğünlerden tutun da Cumhuriyet balolarına. Fenerbahçe futbol takımına kamp ev sahipliği yapacak kadar iddialı bir bina idi. Hatırlayın Fenerbahçeli günlerini Kastamonu’nun. KSK ile dostluk maçı da yapmıştı Fenerbahçe. Fark yedik ama olsun, dostluk baki. Kastamonu’nun ilk “koruma kültürü” misafirlerini de ağırlamıştı o bina. ÇEKÜL Vakfı, Prof. Dr. Metin Sözen başkanlığında kalabalık bir kafile ile şehrimize gelmiş ve Uzunyazı’da konaklamıştı. THK’nin Kastamonu’ya evvel zamandaki katkısını görüyor musunuz?

(Söz konusu bina daha sonra “TUREM” oldu…

Ülke turizmine “ara eleman” yetiştirdi.

O bina olmasaydı…

TUREM olur muydu Kastamonu’da?)

Yurdanur Tiftik başta olmak üzere…

THK’nin tüm geçmiş başkan, idareci ve emekçilerine şükran.

Kızılay…

Hakkı Güngör Kızılay başkanı iken hizmet binası yapmak için harekete geçti. Güngör, emeğinin karşılığını gördü ve vaktiyle “Uğurlu Hastanesi” olarak bildiğimiz binayı yaptı. Amacı hem idari bina hem de laboratuvar olarak hayata geçirmekti. Genel merkez ile laboratuvar konusunda işbirliği sağlanamayınca, binayı kiraya vermenin en doğru hareket olacağı ortaya çıktı. Dr. Atıf Uğurlu binayı kiraladı ve Kastamonu’nun ilk özel hastanesini faaliyete geçirdi. Rayiç üzeri kira ödeyerek Kızılay’ın halka daha çok yardım götürmesine katkı verdi Atıf Uğurlu. Keza, Atıf Uğurlu, 11 Şubat 2009’da Uğur Dündar’ın sunumuyla Star TV’de Kızılay’ın Filistin için düzenlediği yardım kampanyasına 10 milyon TL bağışlayarak, Kızılay tarihinin o güne kadar Kastamonu’daki en büyük bağışçısı oldu. Kızılay’ın o günkü genel başkanı Tekin Küçükali’yi de şükranla anmak lazım. Hey gidi.  

Yeşilay…

1990’lı yılların başında Yeşilay, Kastamonu’da etkin değildi. Kemal Pattabanoğlu gazetede yazdığı bir yazıda alkol, sigara ve uyuşturucunun zararlarından bahsederek “Yeşilay nerede?” demeye getirdi. Dr. Atıf Uğurlu’nun “Madem yok, kuralım” önerisi üzerine, Uğurlu ve Pattabanoğlu, Vali Özdemir Hanoğlu’nu ziyaret ederek görüşlerini aktardılar. Yeşilay, Kemal Pattabanoğlu başkanlığında kuruldu ve emek üzerine emek kattı ilimize. Pattabanoğlu’nun zaman zaman gazetelerde Yeşilay’ın faziletleri üzerine yazdığı yazıları, yeminle söylüyorum, son satırına kadar okurdum. Emekti neticede, toplum faydasıydı.

Kemal Pattabanoğlu başta olmak üzere…

Emek verenlerden sonsuz dünyaya göçenlere rahmet.

THK, Kızılay, Yeşilay…

İyilik dernekleri.

Zihnimizdeki yerleri asla eksilmez…

Evveliyatındaki emeğe vefamız var çünkü.

Not: Şehirlerin ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme istikametindeki lokomotifleri “sivil toplum” ismini verdiğimiz halk örgütlenmeleridir…

Yerine göre, kanunen üyeliğin mecburi olduğu meslek odaları da, sivil toplum örgütü kavramının içine girer ama “yetmez”.

Meslek odalarının hükmü Kastamonu misali “orta altı deste” şehirlerde daha güçlüdür…

Sonuçta, şehrin “protokol” listesinde yerleri var, az çok bütçeleri de.

“Sivil toplum örgütleri” daha başka…

Gönüllülük temelinde üye kabul ederler ve her türlü hizip dışında kalmaya özen gösterirler, siyasetin yanından geçmezler.

Hiçbir ideolojinin, siyasi fikrin, partinin arka bahçesi olmazlar…

Olduklarında “sivil” hallerini kaybederler.

Kastamonu’yu siyasetten “ari” sivil toplum örgütleri refah ve feraha taşıyacaktır…

Tüm toplumu kapsarlar çünkü.

Nerede siyasetin arka bahçesi olmuş “sivil örgüt” görürseniz…

Biliniz ki varlık sebebini inkar etmektedir.