İlimizde endüstriyel özel sektör yatırımlarının serpilmesi için gayret ediyoruz, en azından “umut ediyoruz”, hiç yoksa “bekliyoruz”... 

Rekabette yeni bir rakip daha belirledi karşımıza, “Suriye”, sanayileşme koşusunda iller ile yarışırken “ülke” çıktı bu kez karşımıza iyi mi?

Endüstriyel dev şirketler Suriye’de oluşturulacak “avantajlı” iş ortamı dururken ne diye Kastamonu’ya yerleşsin?..

Tekstilde “Mısır” örneği ortada.

OSB’lerimize ne diye gelsin dev firmalar?..

Çankırı ile rekabet etmeye benzemez bu iş.

Elim kalem tuttuğundan beri safımı daim “küçük ve orta işletmeler” tarafına koydum...

Kastamonu misali iller ancak yerel ve gelişme kapasitesindeki özel işletmeler ile sürdürülebilir bir kalkınma rotası izleyebilir.

Büyükler...

Bir gecede “elvada” der. 

Küçük ve orta ölçekli yerel firmalara emek vermek “mesai” ve “vizyon” ister...

Kastamonu’da olmayan meziyet.

(Kastamonu’dan da tekstil firmaları yatak yorgan toplanıyor malumunuz...

Yurtdığına bilet aldıkları kaydediliyor.

İşsiz kalan vatandaşlarımızla görüşüyorum rast geldiğinde...

Nerede iş tutacaklarının peşindeler.

Ülkemizdeki kallavi tekstil firmalarının epey bir yurtdışına meylettikleri ifade ediliyor ekonomi haberlerinde...

Mısır’dan Uzak Doğu’ya uzanan yelpaze.

Sebep net...

İhracatçı firmalar ülkemizdeki asgari ücreti “yüksek”, döviz kurunu “düşük buluyorlar, “zarar ettikleri” beyanındalar.

2024 asgari ücretini yüksek bulan tekstilci işveren 2025 asgari ücretini “gökdelen” görecektir şüphesiz...

“Fason” üretimin sürdürülebilirliği yok.

Albenisi en yüksek olan Mısır’da asgari ücret rakamına baktım...

2024 itibarı ile “130” ABD Doları.

Türkiye’de asgari ücret ne?...

“485” ABD Doları diyelim üç aşağı beş yukarı.

Patronlar işi bilir...

Giden gider ardında hamasi sözler bırakarak.

Bu duruma ana muhalefet partisi liderinden bir öneri geldi...

“Mısır’a gitmesinler, Suriye’ye gitsinler, teşvik de verilsin” dedi kısaca.

Nutkum tutuldu...

Duyduğuma da okuduğuma da inanamadım.)

Not: Cumhurbaşkanlığı himayesinde yürütülen TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri, TÜBA-GEBİP Ödülü (Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı) ve TÜBA-TESEP Ödülü’nden (Bilimsel Telif Eser) oluşan “TÜBA Ödülleri” sahiplerini buldu...

Kastamonu Üniversitesi’ni aradı gözüm Külliye’deki törende.

Nafile...

Resmigeçitte yoktu Kastamonu Üniversitesi.

Aşağıdaki üniversiteler vardı...

“Nanyang Technological, Eötvös Loránd, Çanakkale 18 Mart, Uşak, Ankara, Sabancı, Koç, Cerrahpaşa, Necmettin Erbakan, Sakarya, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik, Uludağ, İstinye, Bursa Teknik, Orta Doğu Teknik, Boğaziçi, Bilkent, Lokman Hekim, Biruni, Karadeniz Teknik, TOBB Ekonomi, Ankara Sosyal Bilimler, Hacaettepe, Gazi, Iğdır”.

Yaşı kemale ermiş akademisyenlerden genç bilim insanlarına “ordu”...

Kastamonu Üniversitesi “nefer” veremedi bu yıl.

(2020 yılında “mansiyon” almıştı Kastamonu Üniversitesi akademisyeni...

2006’dan beri başka “gol” atabildik mi bakmadım TÜBA liginde.)

Kastamonu Üniversitesi web sayfası üniversitenin bilimsel alandaki “yüksek” derece muştuları ile dolu...

Nerede TÜBA?

(“Gazeteci Zat” derlermiş kendi aralarında...

“Yanlış yazar(mış)”.

Tek kelime yanlış bulunmuşsa kayıt düştüklerimde tarihe...

Düzeltmesi benden.

Özür de benden...

Ne hata ne de kusura meylederim.

Çuvaldızdan geçtim iğneyi batırınız aklınıza/fikrinize...

“Anıtsal kapılar” ile değil; kitap ile, proje ile, iz ile takdir görür üniversiteler.

İdareciler bugün var yarın yok...

“Gazeteci Zat” da öyle.

Üniversitemizin öğretim kalitesi sancağını en yüksekte tutmak ortak gayret olmalı...

Laf uçup gidiyor.)