Kadim bir büyüğüm Saraybosna'dan yazdı...

"Bugün Bosna'da bir camiyle karşılaştım. Sizin Mahmut Bey Camii'ne ne kadar benziyor. Hicri 880 tarihli. Malkoçzade Gazi Bali Bey yazıyor girişinde."

Mesajın son cümlesi vurucu...

"Köklerimiz her yerde."

Dakikalarca gözümü alamadım ekteki fotoğraflardan...

Tüm heybetiyle gönlümdeydi.

Beden duvarları, giriş kapısı, minaresi, kitabesi...

Zihnime kazıdım.

Nice sonra...

"Ecdat göz yaşartıyor asırlar sonrasında bile" yazabildim.

O kadar...

Elim varamadı iki kelime daha eklemeye

Miladi...

"1475".

MUSTAFA AFACAN  (3)-1

Kastamonu Kasaba köyündeki Mahmut Bey Camii...

"1366".

Gönül kuş olmuş...

Kastamonu'dan Saraybosna'ya uçmuş.

Ecdat durmamış, yorulmamış, sinmemiş...

Kültürünü, inancını, medeniyetini adımını attığı coğrafyalara taşımış.

Kılıç zoru değil...

Tebliğ.

Malkoçoğlu Gazi Bali Bey tarihe farklı ünvanlarla geçti...

Akıncı, sancak beyi, beylerbeyi.

40 bin akıncı ile Lehistan üzerine yürüdü...

Lviv şehrine girdi, Türk akıncıların kuzey coğrafyadaki en uç noktasına ulaştı, Galiçya'yı geçti.

Varşova'yı aldı...

"Varşova Fatihi".

Malkoçoğlu Gazi Bali Bey'in hayatını okuyalım...

Vefadır.

Camilerimiz...

Tarihi güzergaha diktiğimiz yol taşlarımız.

İzlerini takip ettiğimizde...

Köklerimize ulaşıyoruz.

Meşakkatli bir yolculuk bu...

Köklerimiz her yerde çünkü.

Kadim büyüğüme şükran...

Böylesi bir yolculukla nasiplendirdiği için zihnimi.

MUSTAFA AFACAN  (2)-1

Not: Kitle turizminin menbaaları seyahat acentalarının peşinde koşturup duruyor ilimizin resmi turizm yetkilileri...

Usanmayacaklar belli.

Yönlerini batıdaki tur acentalarına çevirmişler...

İstanbul ve Ankara'dakilerden çok verim aldık ya.

Küçük bir yol ayrımı var aslında...

Kastamonu'nun ihtiyacı "kitlesel turizm" mi yoksa "perakende turizm" mi?

Acentaların ön ayak olduğu kitle turizminde harcamalar "paket" mantığında önceden planlandığından gelirin tabana yayılması çok mümkün değil...

Yörelerde bir kaç işletme ile sınırlı kalır.

Kitle turizmini tercih eden kesimin ekonomik gücü de...

Yöreleri çok kalkındıracak parametrede değildir zaten.

Oysa "butik", "alternatif", "soft" gibi nitelendirmeler ile tarif edilen bireysel turizm ise...

Bizim gibi turizm yörelerinin tam da ihtiyacını karşılayacak içeriğe sahiptir.

Uçak ile yahut kendi aracı ile yolculuk eder, zaman ayırır, detaycıdır...

En önemli özelliği de gelir üçgenindeki pozisyonu tepe güzergahıdır.

Konaklar, yer içer, esnafla ahbaplık kurar...

Yüklü para bırakır.

Perakende turist çekmenin yolu farklı kanallardan, yaygın , sürdürülür tanıtım yapmaktan geçiyor...

Daha masraflı, meşakkatli, uzun soluklu.

Diğeri basit...

Acenta temsilcileri ile yemek masasında buluşmak kafi.

Kitlesel turizmin peşinde koştuk durduk...

Koşturmayı da sürdürüyoruz.

Ne kazandık?..

Gelip geçiyor tur otobüsleri.

Gerçi neyin derdi ise benimkisi?..

Memleket turizm uzmanı kaynıyor.

(Kastamonu turizmini kuramsal düzlemde layığı ile KUZKA ve Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi yorumlasa gerek...

Sıra gelmiyor mu bu kurumlara?

Bilim lazım...

Yöntem elzem.)