Kastamonu ekonomisinin “içbükey” halini senelerdir anlatır dururum, ne ulusal pazarlardan pay kapmaya yeltenir ne de ulus aşırı piyasalar ihracat düşünür Kastamonu iş dünyası, tavanın dibinin karardığından da bihaber üstüne üstlük…

Bir asır önce yurtdışına 80 bin sandık elma ihraç eden Kastamonu bugün nerede?

Kamunun maaş ödemeleri olmasa, hadi yanına ilave edelim, il dışından Kastamonu toprağında “altın” bulmuş büyük şirketlerin ücret ödemeleri olmasa…

Kastamonu’nun hali nice?

“Atılan taş yerini bulmadı” desek özel sektör yatırım kalkışmalarına ilişkin…

Atılan birkaç taş dışında asayiş berkemal.

Orman köylüsüne devlet “işçilik” bedeli öder, tarım köylüsüne devlet “destekleme” öder, işçi ve memura devlet “maaş” öder…

Yetmez, “peyderpey” işçi alır devlet, ücret öder.

İşsizi devlet “ayni” ve “nakdi” destekler…

Yoksula devlet kucak açar.

(Sadece ilimizdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı şubelerinin toplam aylık ödemesi 100 milyon TL Kastamonu’ya…

Haricinde farklı kurumlar aracılığı ile de destek babam destek.)

Kastamonu’nun “içbükey” ekonomisinin hali budur…

Sanayimiz de budur, ticaretimiz de budur, iş insanlarımız da budur.

(Kastamonu araştırmalarının “piri” Mustafa Eski’nin “İmparatorluktan Cumhuriyete Kastamonu Ekonomisi” isimli kitabını okumasını öneririm her vatanperver Kastamonulunun…

Ekonomimizin, çok değil,  bir asırda nasıl harap ve bitap düştüğünü kendi gözleri ile görecekler.

Eski’nin…

Eskimeyen satırlarından alıntılayalım.

Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti 5 Ocak 1931’de “Birinci Ziraat Kongresi” düzenledi…

Kongrede Kastamonu’yu “Ziraat Müdürü Bahtiyar Bey, Salimzade Reşit (Esen) Bey, Devrekani’den Müderriszade Osman Bey, Tosya Ziraat Odası Başkanı Sıtkı Bey ile Boynueğrizade Osman Bey” temsil etti.

Salimzade Reşit (Esen) Bey Kastamonu’ya dair bir rapor sundu…

Kırsal ekonomi başta olmak üzere cümle Kastamonu ekonomisin taleplerini dile getirdi.

Raporunda Kastamonu’nun “yegane zirai, iktisadi, ticari yolumuz budur” diyerek İnebolu-Ankara karayolunu dile getirdi Reşit Bey…

İnebolu-Ankara karayolunda İnebolu ile Kastamonu arasını Kastamonu Valiliği iyileştirmiştir,118 kasisten 100’ü köprü ile geçilmiştir, ne var ki Çankırı istikametinde yol bozuktur, Çankırı ve Ankara’da yolu düzeltirse Kastamonulu ticaret erbabının değme keyfine.

Reşit Bey’in talebi karşılık bulsaydı İnebolu-Ankara arası 8 saate düşecekti…

Bugün o mesafe 4 saat, hani nerede ticaret, Kastamonu-Ankara yolunda kaç TIR’ını görüyorsunuz Kastamonulu tüccarın?

Reşit Bey “denizyolu” mevzusunu da dile getiriyor…

“Hülasa beyefendiler, vapurdan İnebolu’ya çıkmak adeta bir talih işidir. Gerçi, cesur kayıkçılarımız en büyük denizlere de göğüs gererler, kayıklarını yüzdürüp eşya ve yolcu alırlar ve fakat o yolcu ve eşyalar baştan başa ıslanmış oldukları halde karaya çıkabilirler”.

İnebolu Limanı’nın hali ticarete engeldir…

“Muhterem beyefendiler, elyevm İnebolu’dan senevi 80 bin sandık elma ve o kadar da yumurta ve saire memalik-i ecnebiyeye ihraç ediliyor. Malum-u alileri olduğu üzere bunlar vaktinde sev edilmezse bozulur, çürür, mahvolur.”

Görüyorsunuz zor şartlarda Kastamonu ekonomisinin bir asır önce vardığı noktayı…

“İhracatçı Kastamonu”.

Sene 2024…

İnebolu Limanı yerli yerinde, ey Kastamonulu iş insanları, siz neredesiniz?

Elma nerede?..

Yumurta nerede?

Reşit Bey bir konuyu daha gündeme getirdi o gün Kastamonu ekonomisinin kalkınmasına ilişkin…

“Cide ve İnebolu köylerimiz ta Sinop hududuna kadar yüksek dağların yamaçlarında ve engin derelerin kenarlarında bin türlü zahmetlerle mısır, buğday ve saire yetiştirerek gıdalarını temine çalışmakta ve uğraşmaktadırlar. Fakat beyefendiler, tabiat buralarda da misli başka yerlerde nadiren bulunur hazineler vermiştir, o da meyvedir. Buralarda kendi kendine yetişen ve suya da ihtiyaç göstermeyen elma ve armut ağaçları vardır. Bunlar yüksek verimli ve kıymetli elmalarla aşılanır ve yeniden fidanlar dikilirse miktarı 80 bini mütecaviz bu vatandaşlarımız da mesut olacak, zenginleşecektir. Bir milletin zenginliği hükümetin zenginliği demektir.”

Reşit Bey’in sözünü ettiği elma ve armut ağaçlarına…

Kuşburnu, kızılcık, böğürtlen, defne, envai tıbbi ve aromatik bitkiyi ekleyin.

Ki…

Reşit Bey’in bahsini yaptığı “zenginlik” günümüzde hala hak ettiği kıymeti görmüyor.

Nerede kooperatiflerimiz?..

Nerede iş insanlarımız?)

(Kastamonu ekonomisi keşke 100 geri gitse…

“Dışbükey” ekonomiden “içbükey” ekonomiye düşmüş vah Kastamonu vah.)