Muasır medeniyet çıtası eğitim ve öğretim ile aşılır muhakkak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu alandaki tarihi destansı emek barındırıyor başlangıç döneminde, git gide “şarampol”…
Gönül istiyor ki bugünden düne gidebilelim.
Ezbere boğulan, yaşamın gerçeklerinden kopuk, velilerin gelir durumlarının belirlediği rota…
Uzay çağı bu yolun sonunda yok.
Karlı havalarda “tepe taklak”…
Sıcak havalarda “su kaynatma”.
“Zincirleme kaza” üstelik…
Günümüz ilk, orta ve yükseköğretim sistemi milyonlarca hayatın önüne duvar örmekte.
Ne hükümet dinliyor değirmen…
Ne bakan.
Değirmen taşından seken taneler…
Şans eseri değil, ya bütçe, ya kahramanlık.
Eğitim ileri gitmiyor…
Keşke geriye gidebilse.
(Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kastamonu Şubesi Başkanı Emin Arık kıymetli bir hediye verdi, “Köy İlkokulu Programının Tatbikatına Ait Rehber”, basım tarihi “1939”…
His deryasında kulaç atarken buldum zihnimi kitapçığın son satırı geldiğinde.
Emin Arık’ın öğretmen ve müfettiş olarak ülkemizde adım atmadığı köy var mıdır?..
Her köy ilkokulunda bir hatıra.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda nüfusun çoğunluğunun yaşadığı 40 bin köyün sadece 8’de 1’inde okul vardı…
Gazi’nin naçiz bedeni toprak oluncaya kadar 4 bin köy ilkokulu hayata geçirildi.
Elimdeki kitapçık işte o döneme dair…
Dünya eğitim sisteminin “rehber” olarak baş tacı olacak kıymette.
“Köy İlkokulu Programının Okulların Muhtelif Durumlarına Göre Tatbik Şekli” başlığı ile başlıyor…
1 öğretmenli okul ile 5 öğretmenli okul arasında “tatbik” farkı var illa.
“Yeni açılacak tek öğretmenli köy okulları” misal…
“Bu okullarda yalnız birinci sınıf bulunacağından, her gün, üç saat kültür dersi ile bir saat ziraat ve iş olmak üzere, haftada 24 saat tedrisat yapılacaktır.”
“İkinci” ve “Üçüncü” sınıf dersleri…
“Hayat Bilgisi, Türkçe, Aritmetik, Resim, Yazı”.
“Dördüncü” ve “Beşinci” sınıf dersleri…
“Hayat Bilgisi, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurt Bilgisi, Tabiat Bilgisi, Aile Bilgisi, Aritmetik-Geometri, Resim, Yazı”.
(“Müzakere” saatleri var…
“Müzakere saatlerinde talebe, öğretmeninin direktifi altında şahsi faaliyete sevk olunacaktır. Az öğretmenli okulların tabii icabı olan bu faaliyet şeklinden talebenin azami istifadeyi temin edebilmesi için bu faaliyetin planlı ve maksada uygun bir tarzda şekillendirilmesi be çocukların buna alıştırılması lazımdır. Bu saatlerde talebe sadece verilmiş olan dersleri tekrarlamakla meşgul olmaz. Bilhassa büyük sınıflarda, üzerinde öğretmenle beraber durulacak mevzulara ait hazırlıklarla da iştigal eder. Bu saatlerde talebenin birbirine yardımcı bulunmasına, küçük topluluklar halinde çalışmasına imkan verilmelidir.”)
Günümüzdeki “kolej” programı değil bu efendiler…
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki “köy ilkokulu” programı.
Toprağa dokunan çocuklardan…
Tablete dokunan çocuklar çağına geldik.
Zor oldu…
Başardık!)
Not: Bu bölümün başlığı…
“Klasik Serdar İzbeli”.
(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bişkek’te gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları 11. Zirvesi’ne katıldı…
Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım aynı programda iş dünyası heyeti ile birlikte yer aldı.)
Kastamonu Ticaret Borsası Başkanı Serdar İzbeli de heyet üyelerinden biriydi…
Kimi toplantıların videolarını izledim, bol bol “Türkiye” ve illa “Kastamonu”, Tanrı Dağları’na selam.
İzbeli telefonundan video izlettiriyor gördüğünüz fotoğrafta Yıldırım’a, öncesinde de büyük olasılık, eğer gümrükten geçirebildiyse Taşköprü sarımsağı yahut acı kırmızıbiber hatta kestane ikram etmiş olabilir “tek dal”…
Yıldırım’ın neşesi yüzünden okunuyor.
Videoda ne var?..
Kastamonu’yu Kastamonu yapan insan hazinelerimizden Sabiha İzbeli’nin, oğlunu Kırgızistan’a uğurlarken ki duası, götürmesini istediği selamları.
“Başarılarınız daim olsun…
Yolunuz açık olsun, başınız dik olsun inşallah.”