Araç’ın “Kızılören ve Kayabaşı mahallelerinde” kalker ocağı açacak(mış) Tarım ve Orman Bakanlığı uhdesindeki DSİ, “Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlı” da (gözü kapalı) “ÇED gerekli değildir” mührünü basmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı kayda alan yok herhalde!..
Kalker ocağı yapılacak olan bölge “arkeoloji deryası” adeta.
Kastamonu hatta ülke tarihimizin derinliği namına tam bir “sondaj kuyusu” Kızılören ve Kayabaşı…
Üzerinde bilimsel çalışmanın sürdüğü “laboratuvar”.
Bölgeye kalker ocağı açılması…
Arkeoloji, tarih ve kültüre “suikast”.
Tabiri caiz…
“Zuccaciye dükkanına fil girmesi”.
Kabul edilecek iş değil…
Olacak iş de değil.
Yeraltında sadece “kalker” yok…
“Tarih” de var.
“Kalker” başka yerden de çıkar…
“Tarih” çıkmaz.
(Geçtiğimiz hafta yazmıştım…
Araç’ın Kızılören köyü “bölgesine” DSİ’nin kalker ocağı açacağına ilişkin haberlerin ulusal ve yerel medyada yer bulmasından hareketle; “Ne oluyor?” minvalinde.
32 futbol sahası ebadında...
Yılda “15 bin” küsur delik açılacak dinamizmde.
Dinamizm…
Dinamite kuvvet.
Ulusal medyadaki haberler kalker ocağı yapılacak alanın bitişiğinde yerleşim alanları olduğundan ve orman varlığından dem vurmuşlardı…
Ben mevzuya “ironik” bakmayı tercih etmiştim.
“Huylanmıştım” çünkü köyün isminden…
“Kızılören” ismi sonrasında verilmişti köye, önceki ismi “Kızılviran” idi ve bu isimden Anadolu’da “16” köy vardı, aralarında “bağ” olduğu kesin.
Arkeoloji “huylanmak” ile başlar…
“Merak” ardından gelir.
E haksız da değilmişim…
Biraz dibini debertleyince altından “arkeoloji deryası” çıktı Kızılören’in.
DSİ bu deryaya kalker dökmenin peşinde…
“Dökemez”.)
(Ne önemi var Kızılören (Kızılviran) havalisinin?..
Araç, arkeolojik çalışmanın en az yapıldığı bölgelerinden biri Kastamonu’da, ancak yayına hazır hale geldi gelecek arkeolojik kaynaklar var, arkeoloji uzun erimlidir zaten, maratondur.
“Araç” dediğimiz yerleşim en az “12 bin” yıl öncesinden ses veriyor…
Bilim bu döneme “Neolitik” diyor.
DSİ’liler de en azından lise yıllarında bu kavramı duymuş olsa gerek…
“Tarım devrimi”.
Kızılören köyünün mahallesi hüviyetindeki Kayabaşı’nda “höyük” mevcut, buradan çıkan “arkeolojik miras” kıymetli, “tarih zincirinin halkalarını tek tek” izletiyor çünkü buluntular…
Neolitikten günümüze.
Hellenistik…
Roma.
Kızılören havalisi Roma Dönemi namına menba…
“Nekropol” (Mezarlık) bile var.
Öyle böyle nekropol değil hem de…
“İnce işçilikli”.
Hatta daha öncesine tarihlenecek…
2 tane de “kaya mezarı”.)
(“Definecilere yol mu gösteriyorsun?” denebilir…
Çoktan mevzuya uyanmış durumdalar, senelerdir bölge defineci cenneti, kazan kazana.)
(Ezcümle…
Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın Kızılören havalisinde açılması planlanan kalker ocağına nasıl olup da “ÇED gerekli değildir” raporu verdiği muamma, buradan çağrım Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, korumakla yükümlü olduğu alana müdahalede bulunsun, göz göre tarih kıyımının önüne geçsin.)
(Önceki yazımda da altını çizmiştim, yerelde uygulanacak saha projelerinin kamuoyu ile istişare edilmesi elzem, niye, Kastamonu’nun taşı toprağı “miras” çünkü…
Nereden ne çıkacağı belli değil.
Mühendislik “tek geçer akçe” değil…
“Arkeoloji” de var.)