Kastamonu'nun "ekonomide kalkınması" ve "sosyal hayatta gelişmesi" için bir "gerek şart" da "çelişki yumağı" olmaktan kurtulması, kurum ve kavramların içini boşaltmaması, medeniyetin olmazsa olmazlarını bir bir yerine getirmesi...

Aksi halde "ibre" hep düşey istikameti gösterecektir.

Çelişki yumağının toplumun tüm kesimlerinden "uç" bulması elbette sadece Kastamonu'nun başındaki hal değil...

Gözbebeği Türkiye'mizde yekun hatlar karışmış durumda.

Samanlıkta aranan iğnenin gözü görmeyen tarafından dahi dakikasında bulunabileceği bir toplumsal hayatın özlemini günümüzde tüm kahrediciliği ile yaşıyoruz...

Kime dert yanalım?

Tam da "Sezen Aksu" şarkısı çalınıyor toplum plakçalarında...

"Eller günahkar / Diller günahkar / Bir çağ yangını bu bütün / Dünya günahkar / Masum değiliz hiçbirimiz".

Yumak halini alınca çelişkiler...

Evvela masumiyet katlolur.

Kim vurduya gider...

Faili meçhul.

Zordur ayıklamak pirincin taşını...

Kaybolur renkler karanın içinde.

(Birkaç "çelişki" örneği ile yazının "gelişme" bölümüne girelim...

Örnekleri hafta sonu önüme düşen yerel haber fotoğraflarından seçtim.

Toplumsal çelişki yumağının daim ve baki kaybedenleri "kadın" ilimizde ve ülkemizde...

Erkek hegemonyası elinden gelse kurum ve kavramların içinden tamamen "sürecek" kadını.

Kadını "var gibi göstermek" ile kurumsal ve kavramsal mesai sürüyor...

Devamı da bu şekilde gelecek eğer kadınlar "yeter" demezlerse bir ağızdan.

Afacan Köşe (4)

AK Parti İl Kadın Kolları Kongresi yapıldı hafta sonu...

Salon yerleşiminde erkekler "önde, kadınlar "arkada", şaka mı bu?

Sahne önündeki zemin cümle erkek...

İlla ön safta olması gereken birkaç kadının erkek surunda gedik açmasına mecburen izin verilmiş.

Kongrenin varlık sebebi kadınlar...

Tribünde.

Parkenin üzerine koruyucu örtü serilmemiş...

Erkek kunduraları tepe tepe.

"Devlet malı"...

Kim koruyor?

Kağnı kollarında siz mi cephane taşdıdınız bıyıklılar?...

Bu ne kurulma en önde?)

Afacan Köşe (3)

(MÜSİAD Kastamonu Şubesi'nin kongresi yapıldı hafta sonu...

Dolu salon, büyüteç ile baktım, sadece ve sadece "3" kadın görebildim.

Misafir mi?...

Üye mi?

Kadınların üyesi olmadıkları bir meslek örgütü...

E hani "kadın girişimciliği" nutukları nerede kaldı?

Gerçi derneğin ismi "iş adamları"...

Neyi dert ediyorsam!

"Müstakil" dediklerine göre isimlerine...

Her iş insanına kapısının açık olmadığı da ortada ki üye kadın olmamasına şaşmamak lazım.

Kastamonu'nun en "gözde" meslek örgütünde "kadın üye" olmamasını nasıl okuyacağız?...

Kastamonu'da kadın girişimciliğinin "sözde" kaldığı üzerinden okuyacağız elbette.

"Dernektir nihayetinde" deyip geçmek mümkün...

Ne var ki algısı itibarıyla Kastamonu iş dünyasının yüzü.

Kastamonu ekonomisinin "görünmeyen" asli yüzüdür kadın emeği...

Ve ne hazindir ki dernekçilik yapmaya da ne vakitleri ne de olanakları vardır.)

(Bir çelişki de?..

 Kastamonu Belediyesi'nden vereyim.

Belediyemiz "şeffaf" olduğunu iddia ediyor...

"Şebeke suyu analizleri" nerede?

Afacan Köşe (2)-1

Belediye internet sayfasında duyurmakla yükümlü şebeke suyu analizini...

Sayfa "hazırlanıyor".

Halk sağlığı!...

Belediyenin sorumluluk alanlarından biri.

Neden yayımlamıyor belediye?...

Ki bu soru "çift dikiş" oldu bu kez.

İşin garibi, muhalefetin belediye meclis üyelerinin de umrunda değil, "siyaset" düzlemi üzerinden konuş babam konuş...

Belediyenin asli görevi "su aksın, çöp toplansın" oysa.

Kastamonu'da belediyecilik "siyaset" ola gelmiş...

Aynı rotada da gidiyor.)

(Bir çelişki de "sivil halk" üzerine...

"Hastaneden randevu alamıyoruz" söylemi dillere pelesenk malum.

Afacan Köşe (1)-2

İlimizin 2024 yılı "teşhis ve tedavi" tablosu yayımlandı...

Kamu hastanelerindeki toplam muayene sayısı "2 milyon 614 bin 478", bu rakamın külliyatlı kısmının Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gerçekleştiği Allah'ın emri, il nüfusumuz "380 bin" diyelim, kişi başı "7" kez hastanede hekim karşısına çıkmışız, daha ne olsun?

Asıl eleştirilecek mevzu, hastanede randevu bulunmaması değil, senede "7" kez hastaneye gidecek kadar nasıl "sağlıksız" hale geldiğimiz...

Hastaneye varana kadar önceki etkenler üzerine kafa yormak lazım.

Sağlıktaki çelişkimiz bu...

"Sonuca odaklanmak".

Oysa sebep üzerinden yürümek lazım...

Neden sağlıksız olduk?)

("Sağlık" mevzusuna devam ederiz yarın...

Bu rakamlara ne hekim dayanır ne bina.

"Sağlıklı Kastamonu"...

Peşinde koşulacak maraton bu.)