Geçtiğimiz hafta Ankara’da düzenlenen “Başkent’te Kastamonu Günleri” etkinliğine Kastamonu protokolü adeta söz birliği etmişçesine katılmadı, adet yerini bulsun hesabından yardımcılarını gönderenler oldu, Ankara’daki hemşehrilerimiz “resmen” yalnız bırakıldı…

Mevcudu beğenmiyorsanız, beğeneceğinizi yapmakla mükellefsiniz ey Kastamonu protokolü.

Neyin ürküntüsü bu?..

Neye tavır?

Gurbetin neresinde bir Kastamonulu varsa…

Sılanın oraya koşması lazım gelmez mi?

Nerede yaşatılıyorsa Kastamonu…

Omuz vermekle sorumlu değil mi Kastamonu protokolü?

Bırakın etkinliğin açılış töreninin öksüz kalmasını…

Açılış davetiyesi bile öksüz.

Hem öksüz…

Hem yetim.

Gönül istiyor ki Kastamonulu “Her yer bize Kastamonu” diyebilsin…

Kastamonu protokolünün tavrı engel evvela.

(Ankara’daki Kastamonu Dernekleri Federasyonu tarafından 19 yıldır sürdürülen bir emek, “Başkent’te Kastamonu Günleri”…

“Eksiktir, yanlıştır, zayıftır” amenna, “tamamla, düzelt, güçlendir” o halde.)

“Bırak ölsün” mantığı ne kamu ne de sivil toplum geleneğinin neresinde var?..

Anadolu’nun kadim gelenekleri “istişare” ve “imece” ne ara kayboldu Kastamonu topraklarından?

Eğer ki yanlışsa, eksikse ve hatta Kastamonu için zararlıysa…

Niçin evvel zaman müdahale etmiyor Kastamonu protokolü?

Yol geçen hanı mı Kastamonu?..

“Boşvermişlik” de neyin nesi?

Kastamonu tanıtımının “tertipli ve düzenli” olmasının birinci sorumlusu ve görevlisi kamu ve yerel yönetimdir…

Neredeler?

Katılmayacaksanız…

Engel olun.

Yaptırmayın…

Ankara’daki hemşehrilerimiz laftan anlamayacak insanlar değil.

(Etkinlik düzenleyicileri ile şehrimizin yerel yönetim temsilcisi arasında geçtiği iddia edilen diyalog dahi inanılmaz boyutta…

Ne demek “Bu etkinliklerin Kastamonu tanıtımına faydası olduğunu düşünmüyorum, hemşehri dernekleri ile çalışmam” minvalinde söz söylemek?)

Madem “bu etkinliklerin” Kastamonu tanıtımına faydası olmadığını düşünüyorsunuz…

Faydası olan etkinlik yapın.

“Elinizi tutan mı var?”…

Kastamonu nasıl en verimli tanıtılacaksa tanıtınız.

Önceki yılın davetiyesine baktım…

Davetiye dernek yanı sıra hem kamu hem yerel yönetimin ismi var, bu yılki davetiyede yok, sebep?

Gurbetteki hemşehrilerimize “hemşehri dernekleri” dışlanarak, yok sayılarak, görmezden gelinerek nasıl ulaşılacak?..

Nasıl “gurbet-sıla” birliği sağlanacak?

Hele İstanbul’da…

Yüzlerce Kastamonu hemşheri derneği var, il ve ilçe kapsamlıları geçtim, yüzlerce “köy derneği” var, vatandaş dayanışma amaçlı kurmuş bunları.

Ne yapmak lazım…

Köküne kibrit suyu mu dökmeli?

(İstanbul, Ankara ve Bursa’da senelerdir düzenlenen “Kastamonu Günleri” etkinliklerini 20 yıldır “kıyasıya” eleştiriyorum…

Düzenleyenlerle “papaz” oldum geçen sürede.)

İlki İstanbul Feshane’de düzenlenmişti…

Katılmıştım.

Ardından Ankara başladı…

Katıldım çoğuna.

Zaman içinde “aslından çıktı”…

Her ilin hemşehri günlerinde olduğu üzere meydan, hemşehri günlerini mesken tutan farklı yörelerin esnaflarına kaldı.

Bunun önüne geçmenin tek yolu vardı; stantların hepsini dolduracak Kastamonulu esnafları etkinliğe taşıyabilmek, bu sayede yabancı esnafların önüne geçmek...

Bu da yapıldı, vaktiyle yerel yönetim hem esnafları Ankara, İstanbul ve Bursa’ya taşıdı hem de stant ücreti almadı.

Özellikle kış aylarında “sinek avlayan” esnaf…

Bu sayede ekmek parasını çıkardı.

Sırt dönülen “hemşehri dernekleri” değil…

Kastamonu esnafı.

Esnaf sıkıntı çekmiş…

Kravatlılara ne?