İlk ve orta öğretim öğrencilerinin psikolojik hallerine, “akran zorbalığı” mevzusuna, okullarda “zihni ekosistem” üzerine her yıl “boş boş” yazılar yazar dururum…

“Davul zurna az”.

Mevcut maarif sistemi “ezber, sınav, puan” eksenli bir başarı çıtasının peşinde olduğu için…

Zihin ve bilince dair konular “yandım Allah” dese bile çok da hatta hiç de umur mevzusu değil.

Defter kitap tamam mı, derse girdi mi, sınavdan geçer not aldı mı?..

“Bitti gitti”.

“Akran zorbalığı” meselesinin ilk dikkatimi çekişi şehrin çeperindeki bir ilkokula yaptığımız ziyarette kafama “dank” etmişti…

Otomatiktir ya, çocuklara büyüyünce ne olacaklarını sorduğumda, istisnasız neredeyse “polis, subay” cevapları kızlı erkekli ardı ardına gelmişti.

“Niye?” diye düşündüm…

 Karşıma psikolojik kavramlar çıktı.

O vakit sıcağı sıcağına yazdım da…

Kimin umurunda?

Ki…

Çocuk gelişiminde çok ama çok kritik dönemeçleri ifade eden kavramlardı yazdıklarım.

Her neyse…

Çok da matah bir iş yapmadım ya.

“PISA 2022” raporunun öğrencilerin akademik performansları yanı sıra “ruh” haline de odaklandığına ilişkin haberler var ulusal medyada,  ülkemizdeki öğrencilerin yüzde 27’si kendini yalnız hissettiğinin ve akran zorbalığına uğrayan öğrencilerin oranının “yüzde 2” arttığı kaydediliyor (Cumhuriyet)…

“Hayda”.

OECD Eğitim ve Beceriler Direktörü Andreas Schleicher, bazı ülkelerde yalnızlığın en büyük sorun olduğuna dikkat çektiği açıklamada der ki, “Örneğin Türkiye, Şili, El Salvador ve Filipinler’de öğrencilerin en az yüzde 27’si kendini yalnız hissettiğini bildirdi”…

Aynı kefede yer aldığımız ülkelere bakar mısınız?

Keza…

“Rapora göre, akran zorbalığında dünya genelinde küçük bir gerileme olsa da ülkeler arasında büyük farklar bulunuyor. Örneğin, akranlarla dalga geçme biçiminde uygulanan zorbalık türünde Türkiye, Fransa ve Moldova’da yükselme görüldü.”

E zaten “teknoloji bağımlılığı” almış yürümüş…

Çocuğun elinden telefon yahut diğer web cihazları alındığında “sinir sahibi” oluyor.

“Tutsak” alayı…

Yeni oyun sahaları “ekran”.

E ne yapmak lazım?..

Bunu maarif yetkililerinin söylemesi ve uygulaması lazım.

Kastamonu’da durum nedir?..

Öğrencilerin haletiruhiyesi nasıl?

Kastamonu’da “psikoloji, akran zorbalığı, teknoloji bağımlılığı” konularında özel bir proje var mı?..

“Vardır”.

Muhakkak…

Kesin.

Not: 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi programındaki aksaklıklara dair “eleştirilerim” olacaktı bugün…

Sıralayacaktım.

Vazgeçtim…

Bardağın yarısı boş kısmına bakıp üzülmektense, sinirlenmektense, kahrolmaktansa iyisi mi bardağın dolu tarafına bakıp sevinmek, umutlanmak, şen kahkahalar atmak daha evla.

Bardağın boş tarafı…

Yıllardır boş.

Laf söz geçmiyor…

Geçeceği de yok.

Ajandaları farklı çünkü…

Rotaları da farklı.

Çok anlamaya çalıştım ama nafile…

Balık, hayvan onlar için; ekmek, kuru hamur; toprağın kokusu ise her yerde aynı.

Tüm mesele bu…

Bu kadar basit.