Yozlaşma , öz değerlerini kaybetmek, özünden uzaklaşmak, soysuzlaşmak gibi anlamlar olarak bilinir. Matematikte çok kullanılan yozlaşma ise; Özellikle uygulamalı matematikte üretim modelinde optimum çözüm denilen amaç tabloları elde ederken merkez elemanın oluşturulamaması yani kısaca bir nihayi sonucun elde edilememesi merkez denilen pivot elemanın bulunamaması olayıdır. Yani kısaca bu bir çözümsüzlüğün varlığıdır. Bizler inanan Müslüman bir toplum olarak, bizdeki yozlaşma müntesibi olduğumuz İslam dininin özellikleri ile yaşayamama, inanç değerlerimizden, edep muahacenesinden uzaklaşma yozlaşmanın varlığını ifade etmektedir.
Toplumu evrensel kılan bireysel varlıklardır. Toplumdaki yozlaşmayı ifade etmek için bireysel bazdaki oluşumları ele almanın doğru olacağına inanıyorum. Bu yapıyı analiz ederken de düşündüğüm olası faktörlere tek tek değinmek istiyorum. Demek oluyor ki bireyde başlayan özünden uzaklaşma yani yozlaşma olayı bir havuza atılan taş misali dalga dalga büyüyerek toplumu ihata edecek, ve nihayetinde etki gücü daha kuvvetli olan bir toplumsal yozlaşmayı doğuracaktır.
Birinci faktör asliyetin muhafazasızlığıdır. Biz Müslüman bir toplum olmamız sebebi ile bizim toplumda asliyetin muhafazası demek, yaşantı olarak, kültür olarak, hal ve ahval olarak İslam muhacenesindeki bir hayat demektir. Rabbimiz bizi mükerrem yarattığını (İsra suresi:70) ayeti kerimesinde ifade etmektedir. Dünyaya gelen her insana bir reçete yazılarak gönderilmiştir. Bu reçete: Bilesiniz ki; “Kalpler ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur”(Rad:28) suresidir. Bu her insanın vucudu kullanma kılavuzudur. Demek oluyor ki yaratılan insanın huzuru Rabbini tanımaktan geçmektedir. Yine Rabbimiz bizlere “Ey iman edenler Allah’ı çok çok anın zikredin, Sabah akşam onu tesbih edin”(Ahsap 41-42) buyurmaktadır. Rabbimizin bizim zikrimize ihtiyacı olmamasına rağmen neden bu emri ilahisini bildirmiştir. Anlıyoruz ki bireysel huzur bu özelliğe bağlıdır. Böylelikle birey asli yetini muhafaza ettiğinde toplumsal yozlaşmanın önünü kesmiş olacaktır.
İkinci faktör nefis muhasebesidir. Rabbimiz bizi nasıl tertemiz olarak dünyaya göndermişse aynı ruh safiyeti ile ona ruhumuzu teslim etmemizi istemektedir. İnsanda sonradan gelişen nefsi hasletlerle ruhu kirletmeden “Emrolunduğun gibi dos doğru ol”(Hud:112). Ayeti kerimesini kendine rehber edinen bir güzellikle yaşamak ferdi yozlaşmanın yolunu kesen en önemli etkendir. Zamana günah yükleyip, kendi nefsini sorgulamayanlar biraz düşünmelidir. Asrı saadet döneminde günahın her çeşidi alenen yaşanıyor faiz,fuhuş her türlü ahlaksızlığın ortamında sahabe dim dik ayakta duruyordu. Böyle olmasa İslam medeniyeti asla kurulamazdı. Nefsin temizlendiği ruh halinin kötülüğe tüm kapıları kapattığını, bireysel yozlaşmanın yolunu kapattığını ve en önemlisi olası toplumsal yozlaşmayı da imkansızlaştırdığını görüyoruz.
Üçüncü faktör düzensiz aile yapısıdır. Aile bizim temelimizdir. Sosyalist blokla İslami toplumlar arasındaki fark ailedir. Sosyalizim ailesisizlik üzerine toplum yapısını inşa ederken, İslam aile üzerine kurmuştur. Rabbimiz iki değere çok sevap bahşetmiştir.Birisi tefekkür ikincisi ailedir. Rabbimiz merhameten aileye yaptığımız her harcamayı sadaka olarak kabul edeceğini bildirmiştir. Eşlerin muhabbeti övülmüş günahların affına vesile olacağı bildirilmiştir. Sağlam kurulmuş, huzurlu, idailist devamlılığı olan aile anlayışı toplumsal özü muhafaza etmekte ve yozlaşmanın yolunu kesmektedir, sağlıksız olan aile yapılanması ise toplumsal yozlaşmaya zemin hazırlamaktadır.
Dördüncü faktör eğitimsizliktir. İyi sağlıklı eğitim almış toplumlarda toplumsal yozlaşma ihtimali düşüktür. Eğitim sadece insanlar için değil, hayvanlar içinde önemlidir. Ormanda bir birine saldıran hayvanların eğitimle sirklerde beraber program yaptıklarını görürsünüz. Eğitim her bilim dalı için de maddi ve manevi bilim olarak beraber inşa edilirse “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” anlayışı ile topluma hizmet noktasında faydalı yansıları olacağından ferdi mutluluklar da o nisbette sağlıklı olacaktır. Bu bireylerin toplumsal varlığı da yozlaşmaktan uzak olacaktır.
Beşinci faktör ise hepimizi esaretine almış olan sosyal medya esaretidir. Dünyayı köye dönüştüren internet gibi ulusal bir ağın taşıdıkları hiçte küçümsenmeyecek cinstendir. Sekiz milyar dünyanın nerde ise yüzde atmışdan fazlası mobil internet kullanmaktadır. İnternet ile dünya yaşanacak olmuştur. Faydası saymakla bitmeyecek kadar çoktur, ancak arka planındaki yıkımlarda az değildir. Her türlü kültür enjekte edilerek farklı toplumların öz değerlerimizle örtüşmeyen ahlakı insanlarımıza özellikle neslimize bulaşmakta onların ruhi yapılarını kirletmektedir. Daha düne kadar ismini bile bilmediğimiz deizim gibi çeşitli fraksiyonların toplumumuzda ayrık otu gibi oluşmasını sağlamaktadırlar. Kontrolsüz kullanılan sosyal medya toplumdaki yozlaşmanın en etkin unsuru olmaya devam etmektedir.
Toplumsal yozlaşmaya sebep teşkil eden tüm değerlerden bahsetmenin bu satırlara sığmayacağı malumunuzdur. Bunlara ilave pek çok sebeplerin daha var olduğunu ifade ederken saygılarımı sunarım.