Horma Kanyonu/Kerte seyir terasında Türkiye’de bir ilk “uçurum salıncağı”
Özel İdare Genel Sekreterimiz Nida Sinsi ile birlikte Pınarbaşı yolundayız. Her zaman olduğu gibi Genel Sekreterin telefonu hiç durmadan çalıyor.
Özellikle sonbahar yağmurları öncesi kırsal kesimde çok fazla yapacak iş var. Asfalt yol bakım yapım onarım işi ilk kar yere düşene kadar devam edecek. Köprüler, inşaatların mevsimi yok, yıl boyu sürüyor. Sonrasında kar mücadelesi başlayacak.
Tüm bu yoğun konuşma trafiği arasında benim gözüm Daday sonrası Eflâni yolunda yamaçlardaki meşeliklerin renk değişiminde.
Sonbahar ilk renklerini boyamaya başlamış bile.
Yollar, yıllar bir sonbahar denizi içinde akıp giderken biz Eflani yolunu bırakıp Pınarbaşı ilçemize dönüyoruz.
Önümüzdeki konvoyda 10 Ağustos 2023 tarihinde Kastamonu Valimiz olarak atanan Sayın Meftun Dallı var. Sayın valimiz bu coğrafyaya yabancı değil. Hemen yanı başımızdaki komşumuz Sinop Boyabat’tan. Kültürümüz, tarihimiz, yediğimiz içtiğimiz aynı.
İlk geldiği gün makamda daha önce hiç Kastamonu’ya geldiniz mi? Sorusuna,
Eliyle meydanı göstermiş buradan hiç değilse en az 500 kez geçmişimdir diye cevap vermişti.
O günün üzerinden epey geçti. Yoğun gündem ve ziyaretler arasında fırsat buldukça ilçelere, kurumlara ziyaretler de bulunan valimizle Pınarbaşı yolundayız.
İlk durak Pınarbaşı Kaymakamlığı, girişte elinde çiçekle bekleyen yerel kıyafetli çocuklarla ilgilenip onların heyecanlı anlarını gülümseyerek konuşarak dindiriyor.
Devlet babanın sevecen/müşfik yüzünü görüyoruz.
Pınarbaşı ilçemizi ziyaret programında ilk olarak Kaymakam v. Serkan Tokur’dan ilçenin durumu hakkında brifing alan valimiz yürüyerek Belediye Başkanlığına geçiyor. Belediye girişinde ilçenin muhtarları ve vatandaşları tarafından karşılanıyor.
Vatandaşla el sıkışıp göz göze gelip hal hatır soruyor.
Karşılıklı gülüyor, şakalaşıyorlar.
Devlet babanın gülen yüzünü görüyoruz.
Belediye Başkanı Şenol Yaşar’ın makamında otururken gözü fotoğraflara takılıyor. İlçenin tanıtımı için daha güzellerini istiyor.
Günümüzde tanıtım için her türlü platformda yer almanın önemine dikkat çekiyor.
Yapılan istişareler toplantılar sonrası yine hep birlikte yola düşüyoruz.
Horma Kanyonunda valimizle yürüyüş keyfi…
Başkan Şenol Yaşar kanyon ile ilgili valimize bilgiler veriyor.
Daha ilk girişte bizi karşılayan Zarı çayı’nın milyonlarca yılda aşındırdığı cadı kazanları, irili ufaklı şelalelerden akan turkuaz renkli sular, herkesin olduğu gibi valimizin de çok ilgisini çekiyor. Sık sık cep telefonu ile bu anları kaydediyor.
Asma köprüden geçiyoruz.
İki yanda kanyon duvarları ortasında sakin şekilde akan zari çayı ve ağaçların serinliği arasında uzanan bir yol.
Her bir viraj bir başka dünyaya açılıyor.
Zaman kısa yol uzun olduğu için tamamını geçmeyi bir başka güne bırakıp istemeyerek olsa da dönüyoruz.
Dünyanın en derin ikinci kanyonu olarak gösterilen Valla Kanyonuna Kerte terasından bakış
“Valla kanyonu, Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesi, Muratbaşı (Valla) köyü sınırları içinde bulunur. Küre Dağları Millî Parkı içinde yer alan kanyon 800 m derinliği ile Türkiye'nin en derin kanyonları arasındadır.
Devrekâni Çayı'nın Küre Dağları'nı parçalayarak oluşturduğu kanyondur. Uzunluğu 12 km'dir.”
Kanlıçay ile Devrekâni çayı, Muratbaşı köyünün sınırlarında kucaklaşır kavuşur birbirine.
Birinin suları ılık ılık akar iken biri buz gibidir.
Bu iki Karadeniz’e sevdalı su: milyonlarca yıl boyunca o demirden sert kayaları oya gibi ilmek ilmek işlemiş her bir metresine bir hikâye/roman/şiir sığdırmış Karadeniz’e doğru yol vermiştir.
Bu eşsiz güzelliğin aslında biz sadece küçücük bir kısmını görebiliyoruz. Burgulu ve kerte terastan baktığımızda kanyonun ilk girişini görme şansına sahip olsak da asıl güzellik görünmeyen iç taraflarında. Onu da ancak eğitimli, deneyimli, donanımlı sporcular görmekte.
Bizler de sadece onların gözünden görebiliyoruz. O şelaleleri, cadı kazanlarını, türlü tehlikelerin yer aldığı bilinmezlik duygusunu, gece kamp yapanların mutluluklarını o kanyonun içine girenlerin gözüyle, hisleriyle görüyoruz biliyoruz.
Valla Kanyonu sadece ilimizde değil ülkemizde hatta yurt dışında bile kanyon sporcuları arasında bir efsane olarak anlatılır. Buradan geçmeyen kanyon sporcusu sayılmaz diye bir iddia bile vardır.
Pınarbaşı/Kerte de şimdi aşağıdan geçemeyenler için yukarıdan bir adrenalin patlaması yaşamaları için ülkemizin ilk uçurum salıncağı ve seyir terası inşa edildi.
Horma Kanyonunu yapan Müteahhit Emrah Şelale şimdi de Kerte’de yaptığı uçurum salıncağı ile ülkemizde bir ilki gerçekleştirdi. Bitirdiği salıncakla ilk olarak kendi sallanarak test yaptı.
Valla kanyonunu Burgulu teras ve onun tam karşısına yapılan Kerte uçurum salıncağı seyir terasından izlemenin ayrı bir keyfi var.
Güven İslamoğlu burada program yaptı, bambaşka bir dünya dedi.
Evet bizim de yıllardır anlatmaya çalıştığımız gibi burası bambaşka bir dünya.
Burası AVM lerde, kafelerde şehrin beton ormanlarında gezmeye alışık olanlara göre değil. Yolu da yeri de zorlu.
Ama ödül de ona göre büyük ve keyifli.
Akşam olmuş, gün kertenin karşısından ağır ağır batarken kartalların, akbabaların yuvası olan sarp kayalıkları kızıla boyuyor.
Valimize kanyonları nasıl bulduğunu soruyorum.
Çok güzel bir turizm tesisi, Kastamonu turizmi için en önemli alanlardan biri. Bunu geliştirme ve tanıtmak adına yapılan çalışmalara destek olmak gerektiğini söylüyor.
Yine hep birlikte Pınarbaşı yolundayız.
Yanı başımızda Devrekâni çayı ığıl ığıl akıyor. Yolumuzun iki yanında ise titrek kavaklar, meşeler gözüküyor. Sonbaharın ilk uğradığı ağaçlardan biri olan titrek kavaklara bakıyorum. Uçları sararmış ama hala yeşil görünüyorlar.
Çok sürmez bir iki haftaya sapsarı olurlar.
Dönüş yolundayız.
Saat yatsıya yakınken Pınarbaşı’nın içinden geçiyoruz. Şehrin Işıkları yanmış vatandaş artık evlerine çekilmiş. Ortalık sessizleşmiş. Bacalardan ara ara çıkan dumanlar gözüküyor belli ki sobalar ateşlenmiş azıcık.
Mevsimidir artık.
Gün batınca hava aniden değişiyor artık. Gece ve gündüz yaz ve kış mevsimi gibi.
Olsun Benim en sevdiğim mevsimdir sonbahar.
Ne demiş şair.
“- Diğerleri mevsim, sonbahar sanattır.”
