Ülkemizde illerin ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmedeki hedeflerini ortaya koyarken klasikleşmiş deyimle misal “Küçük İsviçre” yahut “Küçük Almanya” vesaire olabileceği ifade edilir ki potansiyel tüm külliyatıyla ortaya serilebilirsin…

Tam anlatılmış olur “vizyon” bu sayede!

Kastamonu’nun tarım ve hayvancılık potansiyelinden bahsediyorsak örneğin…

Ne küçüğü, 100’lük Hollanda olur Kastamonu, 70’lik bile az gelir.

(Kalkınma hülyamızı illa Avrupa ile arşınlamak ölçülebilir bir kıyasın ötesinde aslına bakarsanız batı karşısındaki zihin yenikliğimizin tezahürüdür…

Keşke batının sadece icatlarına özenebilmiş olsaydık, ne gezer, olgusunun ötesinde algısını aldık.

“Batı hayranlığı” değil bu…

“Batı tahakkümü”.

“Hegemonya”…

Kelimelerde kuruluyor evvela.

Topunu tüfeğini yeniyoruz…

Batının zihnimize sokuşturduğu virüslere karşı ellerimiz yukarda.)

Kastamonu’nun tarım ve hayvancılık üretimlerinde, özellikle, “katmadeğerli ürün” klasmanında Hollanda, İsviçre, İtalya, gerisini siz getirin, İtalya, Almanya seviyesinde çeşitliliğe ve kaliteye imza atabileceğine hiç inanmadık…

Aklımızın ucundan bile geçmedi.

Cümle olarak havada dahi uçuşmadı…

Yere düşüp paramparça olabileydi keşke.

Kendi içinde dönen bir pazara teslim olduk…

Değil Hollanda, emsalimiz olmayan iller ile ülkemizde bile, rekabete girişemedik.

Bir ara “Türkiye’nin Simental merkezi” iddiamız vardı…

Nerede kaldı?

Astarı dahi yoktu bu iddianın…

Laf ola beri gele.

(Vali Erdoğan Bektaş olmasa…

Şehrin hayvan pazarı yoktu.

Adliyenin dibinde canlı hayvan pazarlamakla meşguldük…

Zor bela kurdurdu Vali Bektaş.)

“Simental merkezi” ha!..

Şimdi durum ne?

(Yazının not bölümünde illere sari hayvan sayımızı vereceğim…

Rakamlar hiç de “simental merkezi” demiyor.)

Yayla var…

Hayvancılık düşüşte.

Orman var…

Tıbbi ve aromatik bitkiler kurumakta.

Deniz var…

Balıkçılık hak getire.

Kaç cephede yenik bir “tarım ve hayvancılık” ordusu…

Savaş meydanına dahi gelemeden “imha olmuşuz”.

Süt var örneğin…

Hammadde olarak satarak boyumuz kaç milim uzar?

Eloğlu Kastamonu’dan alıyor…

Üstüne katbekat koyup market raflarına diziyor.

Sunta satıp…

Mobilya satın alıyoruz.

Senelerdir…

Aynı terane.

Yerimizde sayıyoruz…

Zemin eskidi ayaklarımızı aynı noktaya vurmaktan.

Not: Kastamonu’da hayvan varlığımızdaki düşüşe dikkat edin…

2018 yılında 274 bin olan “büyükbaş”, 2023 yılında 270 bin, 2019’da 314 bini görmüştü.

“Küçükbaş”…

2018 yılında 90 bin, 2023’de 81 bin, 2020’de 116 bini görmüştü.

“Manda”…

Düşe düşe 969’ya düştü.

“Büyük Hollanda” hayali kurarken…

Eldeki Kastamonu da gidiyor mu ne?

Gidiyor…

Resmen.