Yıl 629.

Hendek Savaşında Müslümanlara ihanet eden ve Mekkeli müşrikler safına geçen Yahudiler üzerine sefer düzenlendi. 1500 sahabe Hayber Kalesine doğru hareket ettiğinde; Hayber kalelerine sığınan yahudiler yiyecek ve içecek stokları ile Peygamber Efendimizin gitmesini bekliyordu.

Hayber kaleleri sağlam, yüksek bir yerdeydi.

Ok atsan sana geri dönüyordu.

Taş atsan yetişmiyordu.

Bağırsan sesin yetişmezdi.

Hayber yıkılmıyordu.

Hayber fethedilmiyordu.

Günlerce bekledi İslam ordusu.

Ama yahudiler kalelerden çıkmıyordu.

Müslümanların stoğu tükenmek üzere, moralleri bitmek üzereydi. Günlerce beklediler. Ama nafile...

Bu uzun bekleyişten sonra Peygamber Efendimiz bir strateji geliştirdi. Hurma ağaçları kesilecekti.

Hayber Yahudilerinin ekonomisi birer birer kesilecekti. Servetleri devrilecekti. Gelecekleri köklerinden kazınacaktı.

Zira yahudi için para, servet, zenginlik her şeydi. Ağaçlar kesildikçe yahudiler kahroluyordu. Ağaçlar kesildikten sonra burada kalmanın da bir anlamı kalmayacaktı.

Anlaşma yoluna gittiler ve taşıyabilecekleri kadar yükle Hayberi terk edeceklerdi.

Sen de Hayber savaşına katılmak istiyorsan bir ağaç da sen kes!

Sen de bugün sövsen, sesin yahudiye ulaşmaz!

Taş atsan israile ulaşmaz!

Ok atsan telavive yetişmez.

Ama sen de Peygamber Efendimizin stratejisini yapabilirsin!

Al eline baltayı Kes Yahudilerin ağaçlarını!

Nasıl mı?

Evine giren her yahudi malı bir ağaçtır.

Kullandığın her yahudi malı deterjan bir ağaçtır.

İçtiğin her kola bir ağaçtır.

Kolalar, pepsiler, fantalar, damlalar, hacı şakirler, ariel matikler, Algidalar, Max, Danoneler birer ağaçtır.

Hayber savaşına katılmak istiyor musun?

Öyleyse al eline boykot baltasını kes yahudilerin ağaçlarını!

Sosyal medyada gördüğüm bir yazı…

Günümüzün Siyonistleriyle mücadelenin en etkili safhası Hurma ağaçları değil mi?

Ülkemizin kalkınması, gelişmesi, zenginleşmesi, güçlenmesi de yerli ve milli olanı desteklemekten geçmiyor mu?

O halde?!