Türkiye Cumhuriyeti'nin temelindeki taşlardan biri de "Harf Devrimi", Türk diline daha bütünsel cevap verdiği gerekçesiyle altına imza atıldı, "1 Kasım 1928"...

95'inci yıldönümü.

Kastamonu maarif teşkilatı bihaber...

İki satır mesajla bile kutlamadı.

Alfabenin değiştirilmesine dair önerilerin Cumhuriyet öncesi dillenmeye başladığı kaydedilir...

Osmanlı'nın son dönemine dair aydın tartışmaları.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine dair genelde kullanılma eğilimi gösteren "ve silah arkadaşları" takısının harf devriminde ne oranda gerçekçi olduğu elbette bilim insanlarının işi...

Ortada ciddi bir "kadro hareketi" söz konusu muydu devrimlerde?

Benim açımdan "şüpheli"...

Hele "planlı" kullanımlar söz konusu olduğunda.

9 üyeli bir dil komisyonu kurdu Gazi Mustafa Kemal Atatürk...

" Ragıp Hulusi Özden, İbrahim Grantay, Ahmet Cevat Emre, Emin Erişirgil, İhsan Sungu, Avni Başman, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu."

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 4-5 Ağustos 1928'de İsmet İnönü'ye yeni harflerle mektup yazdı...

Öncesinde yeni alfabeyi öğrenmişti çünkü.

9-10 Ağustos'ta Falih Rıfkı Atay Sarayburnu'nda düzenlenen bir etkinlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yeni alfabeyle yazdığı metni okudu...

Süreç başlamıştı artık.

Yurt gezilerinde kara tahta başında yeni harfleri yazdı...

İlk öğretmeniydi milletin.

"1 Kasım 1928"...

Devrim TBMM'de kabul edildi.

"3 Kasım 1928"...

Yürürlüğe girdi.

"Millet Mektepleri" geldi ardından...

Halkı okuryazar kılmak için dört aylık okullar.

Tam bir eğitim seferberliği...

Kastamonu'da verilen diplomalardan bir kaçıni yayımlamıştım geçtiğimiz zamanlarda.

Harf Devrimi'nin önceki gün 95'inci yıldönümü idi...

Kastamonu maarif teşkilatından ses yok.

Maarif bu devrimini kutlamaz da neyi kutlar maarif teşkilatı?..

Başka devletin harf devrimi mi yapılan?

Anlamak olası değil...

Etkinlik vesaire geçtik, iki kuru lafda mı fazla, bu nasıl mantık ve akıl?

(Zaten senelerdir yokmuş bu adet...

Gözümden kaçmış.

Kabahati kendimde arasam daha mantıklı...

Yazıklar olsun bana.

Harf Devrimi'ne sahip çıkamamanın ayıbı benim olsun...

Bu da bana yetsin.)

Not: Kastamonu Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün Kuzeykent Pazarı'nda düzenlediği il tarımını tanıtım etkinliği gayet mantıklı...

İlimizin tarım ve hayvancılık üretiminin bütüncül fotoğrafını vermesi yönünden kıymetli.

Tarladan..

Ormandan.

Katma değerli üretimler baş tacı elbette...

Hammaddedense nihai ürün.

Buzağılar dikkatimi çekti...

Simental yahut diğer yabancı ırklardan güzel mi güzel hayvanlar.

Hollandalı bir çiftçi katılsa yabancılık çekmez...

Hayvancılıkta Hollandalıya her yer Hollanda.

Madem bu kadar övünüyoruz el ırkları ile...

Hayvan başı süt üretimimiz kaç litre?

Şampiyon ineklerimiz Avrupa liginde hangi kümede?..

Bu soruyu cevaplamak Türk tarımının sorumluluğu.

Bu ineklere yedirecek büyüklükte meralarımız var mı?..

Arazi yapımız uygun mu?

Dışarıdan yem alıyor muyuz?..

Bu inekler emperyalizmin "Truva atı" mı yoksa?

Dışa bağımlılık sarmalımızda bu ineklerin rolü ne?..

Seneler öncenin planlarının kurbanı olmayı sürdürüyor muyuz?

Yerlı ırklarımız ne oldu hakikaten?..

Türk coğrafyasına uygun ırkları neden sildik attık?

En can alıcı soru...

Türk coğrafyası büyükbaş hayvancılık için uygun mu?

"Keçi ile koyun, gerisi oyun" tespiti...

Üzerinde düşünülmeyecek tespit mi?

Şampiyon buzağıları kutluyorum...

"Batının tarım elçisi" onlar.