Prof. Dr. Sakine Eruz “Kastamonu’yu Kastamonu yapan” insan hazinelerimizden biri, memlekete faydası “varlık” boyutu ile sınırlı değil, naçiz bedenleri toprak olsa da eserlerinde yaşayacaklar bilgelerden o…
Suya yazdığı kelimeler bile insan hafızasında daim baki kalacak usta, üstat, derya.
Şehirler yapı mimarları ile değil…
Kültür mimarları ile şehir olur.
Prof. Dr. Eruz dünyanın farklı köşelerinden edindiği ve edindiğini dünyanın dört bir tarafına saçtığı kültür mimarlığı ile…
Kastamonu’nun onuru ve gururudur.
Kadim Anadolu kültürü ile Cumhuriyet Türkiye’sinin mayalandığı zihindir Prof. Dr. Eruz…
Dünya kültürünün “bileşik kaplar” bütünüdür.
Kolay değildir…
“Osmanlı Devleti’nde ve Kastamonu’da Çokkültürlülük Sergisi” açabilmek; “ayırt edebilmek” ayrı emek ister, “birleştirebilmek” ayrı emek.
Görebilmek ayrı emektir…
Gördürebilmek ayrı emek.
(Aslı, Prof. Dr. Sakine Eruz’un İstanbul Üniversitesi’nde doktora öğrencisiydi. İzmir’deki Yaşar Üniversitesi’nde görevliydi Aslı’nda. Sadece Aslı değil; “Selçuk, Duygu ve Tutku” da Yaşar Üniversitesi’ndeydiler ve Prof. Dr. Sakine Eruz’un doktora öğrencileriydiler…
Yıl 2014.
Yaşar Üniversitesi’nde “çeviribilim” alanında doktora programı yoktu…
4 öğrencinin İstanbul’a her hafta gelip gitmeleri mecburiydi.
Bir seçenek daha vardı…
Öğrencilerin değil de Prof. Dr. Eruz’un periyodik olarak İstanbul-İzmir arasında mekik dokuması.
Prof. Dr. Eruz’un eşi Yüksek Mühendis Ataç Eruz hastaydı, yalnız bırakamazdı eşini, olacak iş değildi…
İzmir’den fakülte dekanı ile Aslı çıkageldi İstanbul’a, Prof. Dr. Eruz’u İzmir’e istiyorlardı, ricacıydılar.
Aytaç Eruz eşi Prof. Dr. Eruz’a “Ayıp olur, İzmir’e git” dedi, “İzmir çok güzel şehirdir, hoşuna gidecektir” diye de özendirdi, bizatihi ısrarcı oldu...
Bakar mısınız eğitim yolundaki fedakarlığa.
“Pekiyi, Aytaç, seni ne yapacağız?” diye sordu Prof. Dr. Eruz…
“Bir hal çaresini buluruz” dedi Aytaç Eruz.
4 doktora öğrencisi için Eruz ailesinin bulduğu çare neydi?..
Darüşşafaka’ya bağışta bulundu Aytaç ve Sakine Eruz, eşi İzmir’de kaldığı sürece Darüşşaffaka’da kalacaktı Aytaç Eruz, nokta.
Toplam 56 gün kaldı Aytaç Eruz Darüşşafaka’da…
6 Mart 2016’da vefat etti.
Eşinin öğrencileri için İzmir’e gitmesine olanak sağlamasaydı Aytaç Eruz…
Geriye bu örnek “yol hikayesi” kalmayacaktı.
Eruz Ailesi böyle bir kültür abidesi işte…
Emsalsiz.)
(Yol hikayemize devam edelim…
4 öğrenci de doktoralarını başarı ile tamamladı, her anlarında Prof. Dr. Sakine Eruz’un eli üzerlerinde oldu, öğrencilerden Dr. Selçuk Eryatmaz, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nü kurdu ve Dr. Aslı Selcen Aslan, Dr. Duygu Tümer, Dr. Tutku Öncü Yılmaz da bölümde göreve başladı.
Prof. Dr. Sakine Eruz “insan kaynağı” temelinde emeği olduğu İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde “Atatürk ve Bu Topraklardaki Çokkültürlülük Olgusu” başlıklı 2024-2025 akademik yılı açılış konuşmasını yaptı…
Vefalı öğrencileri bölümdeki yazılı çeviri laboratuvarına “Prof. Dr. Sakine Eruz”, sözlü çeviri laboratuvarına ise “Yük. Müh. Aytaç Eruz” ismini verdiler.
Yol hikayesinin sonu…
Vefalı son.)