Şehrimizde bir hastanın başına geldi, bilim dünyasında yeni bir keşif, tıp literatürü yeniden yazılacak…
Bu başarı ilimiz sağlık sistemine ait.
Mevzunun tahrip gücü belirsiz…
Başka hastaların da başına geldiyse ne mutlu!
Geldiyse de gözden kaçmış besbelli…
Yoğunluk malum ilimizdeki sağlık sisteminde.
Sistem aynı ritminde yürüsün…
Bu keşfi herkes üzerine alsın.
Anlatayım…
Hastamızın kronik rahatsızlıkları nüksetti, vücut alarm verdi, derhal “112” arandı, ambulans ile Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yolu tutuldu, acil servise jet hızıyla girildi, hekimler anında baktılar, “akciğer tomografisi” istediler, acil serviste tomografi çekildi, rapor beklenilmeye başlandı.
“Radyoloji Sonuç Raporu” bahse konu olan…
Çekilen tomografinin “dış hizmet alımı” ile hastane haricinde okutulduğu ifade ediliyor, ihale ile olsa gerek, özel bir sağlık kuruluşu hizmeti üstleniyor demek ki.
Rapor geldi…
Hasta çok mutlu oldu.
Raporun iki cümlesini okuduğunda gözlerine inanmadı…
Sevincini anlatmaya kelimeler kifayetsiz, o iki cümlede “Pankreas normal büyüklükte, dansitesi homojendir” ve “Dalak normal konum ve boyuttadır” yazıyordu çünkü.
“Vay” dedi, “Demek ki pankreas ve dalak kendini yeniden üretebiliyor vücutta zamanla”…
Keyfine diyecek yok.
Hastanın pankreas ve dalağı birkaç yıl önce kronik hastalıklarından dolayı alınmıştı…
Rapora göre her ikisi de “var” ve “normal”.
Unutmayın…
Pankreas ve dalak, hatta yerine göre diğer organlarınız alınsa dahi hiç kedere mahal yok, zamanlar yeniden oluşuyor vücutta!
Bilimle sabit…
Kapı gibi radyoloji raporu var.
(İşin şakası bir tarafa…
Hazin bir durum bu.
Raporun altına not düşülmüş…
“İnceleme acil istek üzerine, verilen klinik bilgi doğrultusunda acil şartlarda raporlanmıştır.”
“Acildi, filme bakmadık, klinikten gelen bilgi üzerine rapor verdik” anlamı mı çıkıyor bu ibareden?..
Tabii ki hayır.
Bir hekime sordum…
“Yüzde 90 şablondur bu raporlar, kopyala yapıştır yapılır” dedi, zerre inanmadım haliyle, olacak iş mi?
Elbette her film “acil” veya değil, en ince ayrıntısına kadar incelenir, şahsa özel rapor yazılır…
Kopya da ne demekmiş?)
Bakan ziyareti ardından heybemizde ne var?
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy önceki gün şehrimizi ziyaret etti, işin “turizm” tarafında fotoğraflardan anladığımız kadarıyla sadece “kamu” yetkilileri ile görüştü, özel sektör temsilcileri bilahare görüştüyse bilmem…
“Kültür” tarafında ise kütüphane açılışının kurdele kesim fotoğraflarına bakılırsa yoğunluk had safhada.
AK PARTİ İl Başkanlığı’nda Bakan Ersoy’un beyanatları var kamuoyuna yansıyan…
İlin “kültür ve turizm” altyapısını “yapısal” olarak tamamıyla kucaklayan “bütüncül” bir değerlendirmesi yok, “kısmi” desteklerden söz ediyor, “yetmez” Kastamonu’ya.
“Parçadan bütüne” değil…
“Bütünden parçaya” bir yol izlememiz lazım.
AK PARTİ yetkilileri “Nasrullah Meydanı ile Cumhuriyet Meydanı’nın birleşmesi” için destek talep ediyor, Vakıflar Bölge Müdürlüğü binasının yıkılmasıyla işe başlanacak(mış) anladığım kadarıyla, komşu özel mülklerle devam mı edecek ne?...
İki meydan başka türlü nasıl birleşecek?
İkide bir gündeme gelen fantezinin Bakan Ersoy huzurunda da dile getirilmiş olması söz konusu adanın sular altında kalacağına delalet!..
Mülk sahipleri başlasın “kara” düşünmeye.
“Kültür merkezi” talebi var…
Aynı zamanda düğün yapılacak şekilde planlanırsa minnete geçer.
“Müze” istemişler…
Köy yolu derdindeki muhtarlar duymasın aman.