2024 yılını geride bırakıp 2025 yılına girdik. Bu yazımızda 2024 yılında ekonominin nasıl geçtiğini ele alacağız.

Devletin şu anda birinci öncelik verdiği konu enflasyonu düşürmek. Bu amaca yönelik olarak da sıkı para ve maliye politikaları izlenir. Yani kamu harcamalarını düşürür, faizler bir miktar yükseltilir. Bunun neticesinde ekonomide toplam talep geriler. Talep düştüğü için de fiyatlar eskisi kadar rahat artırılamaz ve enflasyon düşer. Nitekim sıkı maliye politikaları izlendi. Tasarruf tedbirleri gereğince pek çok kamu yatırımı durduruldu veya yavaşlatıldı. Bunun sonucunda da kamu bütçe açığı %5,2’den %4,9’a kadar geriledi. Kamunun borçlarında da düşüş yaşanmaya başladı. Kamu borç stokunun milli gelire oranı %25,6’ya kadar geriledi. Bununla beraber MB da sıkı duruş sergileyerek faiz oranlarını yüksek tuttu. Enflasyonun düşüşüne paralel olarak uzun zaman sonra faiz oranları 250 baz puan düşürüldü.

Sıkı para ve maliye politikaları izlendiğini gördük. Peki işe yaradı mı? Yani enflasyon düştü mü? Evet düştü. 2024 yılı Aralık ayında yıllık enflasyon %44,4 seviyesine kadar düştü. Aslında daha fazla düşmesini bekliyordum. Yazılarımı takip edenler 2024 yılı enflasyon beklentimin %40 olduğunu hatırlayacaktır. Siz “enflasyon neden senin %40 tahminine kadar inmedi?” diye sormadan cevaplayayım. Bunun nedeni enflasyon beklentileridir. Reel sektörün enflasyon beklentilerinin %57,9’dan %47,6’ya kadar gerilediği doğrudur ama halen yüksek. Enflasyon beklentisi yüksek olunca da ürettikleri malların fiyatlarını bu beklenti oranında artırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu da enflasyonun düşüşünü yavaşlatıyor. Buna rağmen 2025 yılı içinde enflasyonun düşüşüne devam edeceği görülüyor. Bir de mal enflasyonu %36,1 iken hizmet enflasyonu %65,7 yani hizmet sektöründeki bir aksaklık var. Bu da araştırılmalı ki enflasyon 2025 yılında daha hızlı düşüş kaydetsin.

Gelelim döviz kuru, dış ticarete… Birincisi; cari açık 2024 yılı içinde %0,8’e kadar geriledi. Bu önemli bir gelişme zira Türkiye’nin uzun yıllar en önemli sorunlarından biri cari açıktır. 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracat 232,6 milyar dolar iken 2024 yılı Ocak kasım döneminde ihracat 238,5 milyar dolara çıktı. Muhtemelen 2024 yılı toplam ihracatı 261-262 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecek. 2023 ithalat seviyesi de 332,9 milyar dolardan 311,8 milyar dolara kadar düştü. Muhtemelen 2024 ithalatı da 340 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecek ki bu da 2023 yılındaki 362 milyar dolar ithalata göre 22 milyar dolarlık iyileşme demektir. Bu arada Turizm Gelirleri 55,9 milyar dolardan 58,8 milyar dolara çıktı. İkincisi; Türkiye’de döviz kurunda artış beklentileri kırıldı. Bankalardaki toplam mevduatların %59’u artık TL cinsi mevduatlar oldu. Halbuki 2024 yılı başında bu oran sadece %31 idi. Sonuç olarak döviz kurunda önemli bir artış ta olmadı. 2024 yılı sonunda dolar kurunun 36 TL olacağını tahmin etmiştim ki şu anda dolar kuru 35,4 TL civarında. Yani döviz piyasasında beklentilerim gerçekleşti. Döviz piyasasındaki gelişmeleri MB rezerv rakamlarında da net olarak görüyoruz. MB rezervleri 155,1 milyar dolara kadar çıktı. Swap hariç net rezervler de -60,5 milyar dolardan +43,7 milyar dolara kadar çıktı. Yani net rezervlerde 104,3 milyar dolarlık bir iyileşme görüldü. Eğer MB rezervlerini güçlendirmek için piyasadan döviz almasa döviz kuru daha bile aşağıya gidebilirdi. Sıkı para ve maliye politikaları Türkiye’nin kredi notlarına da yansıdı. Standard & Poors, Fitch ve Moody’s kredi derecelendirme oranlarını ikişer kademe artırdı. CDS primleri de 703’lerden 260’lara kadar geriledi. Türkiye’ye yabancı sermaye girişi arttı.

Ekonomik büyümeye gelelim. İlk çeyrekte %5,3; ikinci çeyrekte %2,4 ve üçüncü çeyrekte %2,1 büyüme gerçekleşti. Dördüncü çeyrek açıklanmadı ama 2024 yılı ekonomik büyümesinin %2.5 ile %3 arasında gerçekleşmesi muhtemel görülüyor. 2024 yılı milli geliri de 1,2 ile 1,3 trilyon dolar civarında gerçekleşebilir. Sıkı para ve maliye politikaları nedeniyle iç talep geriliyor ve dolayısıyla büyümede iç talebin payı düşerken dış talebin payı ise artıyor. İstihdam 33 milyona ulaşırken işsizlik oranı da %8,8’e kadar geriledi. Yazılarımı takip edenler 2024 yılı büyüme oranını %3 ve işsizlik oranını da %8,7 olarak tahmin ettiğimi hatırlayacaktır. Yani 2024 yılı ekonomi verilerinde tahminlerim büyük oranda gerçekleşti.

Gelelim 2025 yılında ne olacağına. Kamu sıkı para ve maliye politikalarına devam edecektir. Ekonomik büyüme de iç talebe değil dış talebe bağlı olarak gerçekleşecektir. Birincisi; En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ekonomik olarak biraz daha kendini toplayacak ve AB’ne olan ihracatımız artacaktır. AB ekonomilerinin toparlanması turizm gelirlerimizi de artıracaktır. Enerji politikalarımız, Türkiye’de çıkarılan petrol ve doğalgaz sayesinde ithalatımız da düşmeye devam edecektir. Öte yandan Suriye, BAE, Kuveyt ve Suudi Arabistan gibi pazarlara olan ihracatımızın artacağını da düşünüyorum. Trump’un Çin aleyhine politikaları sayesinde ABD’ne olan ihracatımızın da bir miktar artmasını bekliyorum. Petrol ve doğalgaz üretimimiz de artacak ve dolayısıyla ithalatımız azalacaktır. Sonuç olarak cari açık daha da düşecektir. Sıkı para ve maliye politikaları, CDS primlerini daha da düşürecektir. Kredi derecelendirme kurumlarının notlarını artırmaya devam etmeleri de ihtimal dahilinde dolayısıyla Türkiye’ye yabancı sermaye girişinde de sıkıntı çıkmayacak gibi. Bunlar ise döviz kurunda önemli bir artış yaşanmayacağını gösteriyor. MB, döviz kurunun düşmesini engellemek için rezervlerini güçlendirmeye, piyasada döviz satın almaya devam edecektir. Enflasyonun %30’un altına %25 seviyelerine inmesi kuvvetle muhtemeldir. Kısaca ekonomideki olumlu gelişmelerin 2025 yılında güçlenerek devam edeceğini tahmin ediyorum.