Kastamonu’nun “sektör” fotoğrafını okurken ağız alışkanlığı ile “orman, tarım, maden, turizm” başlıklarını kafadan söyleyip gidiyoruz, “istihdam” oranına baktığımızda ise tablo bambaşka, “tekstil” almış başını gitmiş…

Kastamonu “tekstilkent” olmuş çıkmış.

“2022” itibarı ile sektör bazında “istihdam” rakamlarına bakalım mı?..

Gıda, içki, tütün imalatında “166” işletmede “bin 583” kişi dokuma giyim eşyası ve deri sanayinde “71” işletmede “5 bin 344” kişi; orman ürünleri ve mobilya sektöründe “361” işletmede “4 bin 40 kişi”; kağıt ürünleri ve basım imalatında “5” işletmede “107” kişi; kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik alanında “36” işletmede “294” kişi; taş ve toprağa dayalı imalat sanayisinde “76” işletmede “bin 10” kişi; metal eşya, makine teçhizat, ulaştırma aracı, ilmi ve mesleki ölçme aleti sanayisinde “94” işletmede “818” kişi; maden sanayisinde “30” işletmede “bin 986” kişi; elektrik üretiminde “7” işletmede “20” kişi.

İstihdam şampiyonu…

“Dokuma giyim eşyası ve deri imalatı”.

Daha açık ifade ile…

“Hazır giyim işletmeleri”.

Tekstil…

Şampiyon.

Bu alan, her nedense, ilimiz ekonomisinde pek de ne dile geliyor ne de göze…

“Tekstilkent” olmuşuz oysa.

Tekstil işletmelerinin ne derdi vardır?..

Tekstil çalışanlarının haletiruhiyeleri nedir?

En azından ben merak ediyorum…

Merak işte.

Sanayi işletmelerinin ilçelere göre dağılımları da “ilginç” bir tablo ortaya koyuyor?..

Merkez ilçenin önde olması gerektiğini düşünür resmi verileri bilmeyen bir insan doğal olarak.

Öyle değil ama…

Merkez ilçe ikinci sırada “240” işletme ile.

Birincilik kürsüsünde “Tosya” oturuyor “54” işletme farkı ile…

“294” sanayi işletmesi var Tosya’nın. 

“Sanayi” bayrağı Tosya’nın elinde…

Üçüncü sırada açık ara fark ile Taşköprü geliyor “49” sanayi işletmesiyle.

Diğer 17 ilçenin toplam sanayi tesisi sayısı…

“262”.

17 ilçenin toplam sanayi işletme sayısı…

Tosya’nın gerisinde.

Her ilçemizin sanayiye evrilecek farklı ve güçlü potansiyelleri yok mu?..

Tabii ki var.

“Şenpazar” ve “Doğanyurt” niçin 1’er sanayi işletmesinde kalmış durumdalar…

Bu ilçelerde hem “hammadde” potansiyeli heba oluyor hem de “istihdam” açığı ortaya çıkıyor.

İlçelerimiz arasındaki “kalkınma” ve “gelişme” farklarının önemli müsebbibi de bu…

İş yoksa insan da yok sosyal hayat da.

Kim kafa yormalı bu işe?..

Elbette “yerel yönetim” öncelikle.

Kafa yoruyorlar mı?..

Bilmem.

Türkiye, öyle görünüyor ki, yeni bir ekonomi modeli ile yola devam edecek…

“Tüketim” ekonomisi yerini önemli oranda “üretim” ekonomisine bırakacak.

İstihdam artırıcı sektörler desteklenecek…

Her il, yeni ekonomi modelinde elini güçlendirmenin peşine düşecek, “göç” rakamları yeni baştan oluşacak.

20 ilçemizin ekonomi altyapılarını “cidden” gözden geçirmek ve yeni yol haritaları çizmek gereksinimi yukarıda verdiğim verilerde kendini ayan beyan ediyor…

İlçelerimiz arasındaki farkları ortadan kaldıramadıktan sonra emsalimiz iller ile yarışmanın da pek bir anlamı yok.

Her ilçemiz “hammadde” deposu farklı alanlarda…

Katma değeri yüksek ürün üretmeye bakıyor tüm iş.