Modern bir şehirleşmenin yanında insana verilen değer önemlidir, yaşanılabilir, engelsiz ve erişilebilir modern kentleşmelerde insanların yaşam alanlarına müdahale edilmeyen, engel konulmayan her yerde yaşam kalitesi artar.
Araç trafiğinin çok yoğun olduğu bir şehirde yayalara, engellilere verilen değer sosyo-ekonomik olarak da gelişmişliğin bir kanıtıdır.
Şehirleşme sadece nüfus artışı değildir. İnsan için insanla kalkınma mümkündür, o halde insana verilen değer bir yerleşim yerindeki yapılaşma ile de ilgilidir.
Şehir nüfusu ve araç trafiğinin artması araçlar ile yayalar arasında adeta bir köşe kapmaca oyununa sahne olabilmektedir.
Trafik ışıklarının olmadığı yerlerde geçiş üstünlüğünün yayalara ait olduğu nedense bir türlü benimsenememiştir.
Yayaların kullanımı için yapılan yaya kaldırımları şehirleşme adına yeterli değildir.
Yaya haklarına göre, yaya kaldırımları nasıl olmalıdır;
Yaya kaldırımında yayaların emniyetle yürümesine engel olacak çiçeklik, taş veya demir gibi her türlü engellerle, elektrik direği, trafik işaret direği, ilan levhaları ağaç ve benzeri elemanlar bulunmamalıdır.
Yaya kaldırımının genişliği, kullanma yoğunluğu ile yol sınıfına ve grubuna göre boyutlandırılır.
Bütün yerleşim alanlarında, motorlu taşıtlar tarafından taciz edilmeden, herhangi bir fiziki ve sosyal engel ile karşılaşmadan, yaya olarak bir yerden bir yere ulaşmak gezmek, dolaşmak, yaya haklarının temelini oluşturur.
Yayaların da taşıt trafiği olan yerlerde geçişlerini trafik lambalarının veya yaya çizgilerinin olduğu yerlerden yapmaları gerekmektedir.
Bu maddeler tabiki sadece bunlarla sınırlı değil, Salı, Çarşamba ve Cumartesi şehir içinde pazarların kurulması ile sokaklar ve mahalle aralarında tam bir trafik keşmekeşi oluşuyor, halbuki konut bölgesi olan mahallelerin sokaklarında motorlu taşıt trafiği kısıtlandırılır bizde ise her sokak arası otopark.
Kısa mesafelere bile araçlarımız ile gitmekten vazgeçebilsek ve yürümeyi alışkanlık haline getirebilsek hem bedenimize hem caddelere, sokaklara iyilik yapmış oluruz.
Taşıtlar yayalardan muzdarip, yayalar taşıtlardan şikayetçi.
Bir zamanlar her köprü başında trafik polisleri olurdu, en azından gördüğümüzde kendimizi toparlar kurallara uymaya çalışırdık onlar da artık motorize oldular ve gürültülü egzozlar, kasksız motosiklet sürücüleri, müzik sesini sonuna kadar açan sürücüler , yaya haklarını umursamayan bazı kendini bilmezler kol geziyor aramızda.
Böyle olduğunda da sormadan duramıyorsun.
Yaya kaldırımları mı? Yaya kandırımları mı?
Yayalar mı haklı? Sürücüler mi?